kamyoncu
gündelik yaşamında cinsellik konuşmayı seven biri olmanın yanında, bunun belli bir üslupla gerçekleştirilmesinden yanayım. kendisinin açtığı başlıklar ve dil kullanımındaki özensizliği, ne yazık ki cinselliğe ilişkin estetik algılarımı alaşağı etmekte.
truman sendromu
bazen gündelik yaşamın akışı içinde kah arkadaşlarımla kah tanıdıklarla yürüttüğüm sohbetler sırasında kişi topluluğunu kahkahaya boğduğumda modern family'deki gibi kamera varmışçasına, o an için kameranın varlığını konumlandırdığım yere bakış atarım. sendromdan muzdarip miyim, bilinmez ama; beni aşırı motive ediyor. bu da böyle bir bilgi.
ayı sözlük fuck buddy aranıyor ilanları
fuck buddy değil de bir masaj buddy arıyorum :)
ooops yoksa yanlış başlıkta mıyım ?!
yazarların taslaklarında beklettikleri entry sayısı
iki adet.
zamanlarını bekliyorlar.
senin için ölürüm
bunu diyen modele bir iki kez rastladım. belki gerçekten benim için ölebilirlerdi de. ancak başka icraatlarını görmediğim için o kısım da şüpheli bir nebze. ama bu türevde cümleler kuranlar genelde ilişki için gerekli olan bazı eylemleri gerçekleştirmeye de katlanmazlar. zamanları olmaz. işleri güçleri ön planda olur. ayda, haftada bir güç bela buluşulunca da boşa geçen o zamanı kompanse etmek için şahsım için ölünebileceği söylenir.
marcella
üçüncü sezon senaryosunu sığ bulmakla beraber, şimdilik ray panthaki için katlandığım dizidir. kim bilir belki ilerleyen bölümlerde bana edit yazdıracak güçte bir senaryoya sahiptir.
hadi şaşırt beni aslanım!
bu adam fezadan
duygu ve nem yüklü olduğum şu günlerde derdimi tasamı namelere dökmüş, az biraz da sigur ros aroması kokladığım enfes athena şarkısı.
sonradan gelen ekleme: dinledikçe, bu şarkının cover ihtimallerini kafamda süzgeçlerden geçirdim. karsu'nun yapabileceği bir cover, bu şarkıyı başka bir evrene taşır. karsu'ya ulaşabilecek biri varsa elden ele lütfen...
karantinaya bir kitap film dizi önerisi bırak
başlığa ilk girdiğimde bizi içinde bulunduğumuz ruh halinden sıyıracak bir şeyler önereyim istedim ama galiba film aşamasında bu arzumdan sapmış oldum. buyrunuz efendim:
dizi, bojack horseman: henüz izlemediyseniz sizden daha çok kıskanabileceğim kimse yok. yetmiş altı bölümlük bir külliyat. türcülükten tutun ırkçılığa karşı yaptığı göndermelerle bizi hep merak ettiğimiz gösteri dünyasının karanlık yönlerine çeken bu harika yapımı izlediğinize asla pişman olmayacaksınız.
kitap, şafakta verilmiş sözüm vardı (romain gary): henüz bu yazar ile tanışmamışsanız, sizi asla pişman etmeyeceğini garanti ederim.
film, the lighthouse: işte cozuttuğum noktaya vardık. kendimizi evlere kapattığımız şu günlerde hakikaten bu mu, diye serzenişte bulunacaklardan şimdiden özür dilerim. bu filmimizde, karadan millerce açıklıkta bulunan bir deniz fenerinde nöbet tutmaya giden iki adamın bu karada yaşadığı erk çatışmasını izliyoruz. eşsiz görüntü deneyiminden, senaryoya ve elbette canım robert pattinson'un tadından yenmeyen performansından kendini mahrum bırakmak istemeyenlere şiddetle tavsiye olunur.
hadi bir de haddimi aşıp, podcast önereyim. gözlerin ekranlara odaklanması ve bu nedenle yıpranması nedeniyle dinleyecek güzel bir şey var mı acep, diye arananlar olursa storytel uygulamasında tilbe saran tarafından seslendirilen harry potter serisi bu günlerde en güzeli.
haydi sağlıcakla.
eurovision 2020
covid-19 nedeniyle akıbeti belirsiz görünen yarışma. ebu nisan ayında salgının devam etmesi üzerine, toplanacaklarını duyurdu.
haberler bitti.
şimdi gelelim bu kısmi izolasyon günlerinde hatmettiğim playlistin benim beğenilerime göre zirve yarışındakilere:
peşinen belirteyim beni benden alan parçalar ülkelerin türkçe'deki alfabetik sıralarına göre dizilmiştir.
bulgaristan- victoria- tears getting sober
izlanda- daði og gagnamagnið- thinks about things
litvanya- the room- on fire
romanya- roxen- alcohol you
ukrayna- go_a- solovey
melodifestivalen
her sene yarı finalleriyle beraber takip ettiğim altı haftalık şöleni, bu yılki yoğun tempom nedeniyle sadece finalinde canlı izleyebildim. o da dün geceye tekabül ediyor. yarı finalleri canlı takip edemediysem de şarkıları döndüre döndüre kah vapurda kah ofisimde dinledim. buradan isveç halkına iki çift sözüm olacak:
- felix sandman'ın güzelim melodisini zaten yıllardır erkek bireylerle yarışımaya katılıyoruz gibi bir önermeyle bir kenara ittiniz,
- anna'nın bir deste sene üzerine eurovision fanlarıyla olan hesaplaşmasını da umursamadınız, anlarım.
- bu dotter reis size ne etti. kadın kurşungeçirmez (bulletproof) olmadığını dillendirerek, güzel melodi ve detone olmayan sesi ile adeta üzerine isabet eten keskin nişan lazerlerine karşı dimdik durmadı mı? 7 mart evvelinde eurovisiona gitmeye hak kazanan çerin çöpün içinde disko topu gibi parlayacak bir vokali yok muydu bu reisin de gittiniz geçtiğimiz yılın arka vokal üçlüsünü seçtiniz. hadi seçtiniz, o kadar haftalardır bu şarkıları dinliyorum ben bu ekibin şarkısını mırıldanmak istesem de hatırlayıp mırıldanamıyorum. oysa ki dünkü programın arkasında tüm arkadaşlarım sağda solda bulletproof diye mırım mırım mırıldanıyor.
hadi konuyu da saçma sapan bağlayıp bitireyim. demokrasi gerçekten mutlak eşitsizliği bozmak mı demektir? mamalar bir puan farka rağmen, mutlu mesut arzı endam edecek misiniz dotterdam'da?!
ağlamak
dün gece içten içe gerçekleştirmem gerektiğini düşünüp gerçekleştiremediğim eylem. yoğun duygular ve stersin üst üste geldiği o anda, bu eylemi gerçekleştiremeyecek kadar bitkinllk taşıyordu vücudum. his dünyamdaki tetikleme ile içimde boğum boğum biriken o rahatsızlık duygusu, istemsizce oniki saat uyumaya itmişti beni. belki de bu öz savunma mekanizmasının dışavurumuydu. uyumasaydım, o oniki saatin içimi yiyecek duygu karışımıyla kendimi mahvedecek olmamdan korktu beynim ve beni karanlığa itti.
halen bu dünyaya uyanmış gibi değilim. vücudumun içinde yaşamışım gibi sanki tüm ömrümü. kim bilir, belki şimdi ağlama zamanıdır.
growlr
haklara riayet etmeyi bir türlü öğrenememiş yurdum insanının hak taşkınlığı yapmaktan kendini alamadığı uygulama...!
o fotoğraflar kamudan gizlenmişse ve güven duyulup sana açılmışsa öyle diğer kişilerle paylaşmayacaksın.
boyun tutulması
işlerin, koşuşturmacanın üzerine bir tutam da stres ekledik mi nur topu gibi bir boyun tutulmam oluştu.
not: hünerli ellere sahip dostlar mesaj kutumu şenlendirirse çok hora geçer.
pembe hayat kuirfest
yarın akşamki açılış partisinde dostlarımla beraber raks eyleyeceğim festival.
doğum günü
lisenin birinci sınıfında iken okulda yapılan etkinliklerden biri sınıflar arası hazırlıksız konuşma yarışmasıydı. baya dokuzdan onikiye her sınıftan birer yarışmacının katıldığı, yaklaşık yirmi kişilik bir yarışma. sınıfı temsilen katıldığım yarışmada fanustan elime çıkan konu başlığı "doğum günü" idi. ziyadesiyle gergin ve heyecanlı görünen on beş yaşına varmamış velet olarak; insanın doğduğu günle beraber ölüme diğer insanlarla eşit mesafede olduğunu kabul etmemiz gerektiğini, doğum günlerine sayaç vazifesi yükleyerek sadece yaşlıların kaybını normalize etmeye dair bir çaba taşıdığımızı ve belli yaş gruplarını ölümsüz olarak nitelemenin getirdiği büyük şok üzerine konuşmuştum. galiba bu kelime öbeği, benim için aynı anlamı taşımaya devam ediyor.
bu arada merak eden olura diye: yarışmada ikinci olmuştum.
ayı sözlük itiraf
şu anki gibi bazı zamanlar, gündüzünü beraberce selamlayacağımız sabah olsun diye, uykuya yanımda birinin varlığı ile dalmak istiyorum.
üstteki yazarın gerçek adını tahmin etme oyunu
halil, diyerek tahminimi alenileştiriyorum.
kitap okuyan enstrüman çalan yabancı dil bilen kariyerli gay
kitap okuyan, kariyerli, iki yabancı dil bilen amma velakin enstrüman çalamayan versiyonuyum. enstrüman çalma işini bir sporu yarı profesyonel icra etmekle değiştirebilirsek, başlığı açanın altın ortasına uyuyor gibiyim. değiştiremiyorsak da sağlık olsun...başka altın ortalara uyuyoruzdur(*herhalde).
düşün ki o da bu şarkıyı dinliyor
duncan laurence - arcade
"ı spent all of the love ı've saved
we were always a losing game
small-town boy in a big arcade
ı got addicted to a losing game
ooh, ooh
all ı know, all ı know
loving you is a losing game"
eşcinselliğin beş şartı
1- cher'e iman
2- madonna'ya iman
3- beyonce'ye iman
4- lady gaga'ya iman
5- rupaul'a iman
edit: seçenekli olarak britney'e iman da kabul ediliyor diye duydum, başkalarının yalancısıyım.