banshee

3 Entry Daha
methini ofistekilerden duyduktan sonra 1,5-2 hafta içerisinde 4 sezonunu da detaylı bir biçimde izlediğim, abartıldığı kadar bulmadığım ama gerçekten epey iyi olan güzide yapım. bunda en çok da hikayenin ilk 1,5 sezondaki gidişatı ve çokçok ünlü olmayan oyuncularla karakteristik özellikleri belirgin iyi çizilmiş karakterlerin olmasının da payı büyük diye düşünüyorum. zaten açılışında alan ball'u görünce her şey anlam kazandı. sanırım reytingten falan değil dizi kendisi 4 sezon olarak yapılmış ve öyle bitmiş.

--- spoiler ---

dizi çok farklı bir hikayeyle başlamıyor ancak hikayenin gidişi, hood'un hood olması ve devamı diziyi güzel kılanlardan. ana'nın hayatına çökmek için gider gibi yapıp bir yandan hem onu hem kızını gözetmesi, üzerine de ciddi ciddi şerifliğe öyle böyle sarması falan epey tadındaydı. 2.sezonun ortasına kadarki gidişatı çokçok beğendim; hikaye, rabbit'in kızını bir affedip bir öldürmeye çalışması, ana'nın carrie olma çizgisinde gidip gelirken köklerine dönmesi gibi gibi. ama ne banshee imiş yani hood bir geldi allah allah ne kadar ipini koparan sapık/katil/suçlu varsa akın etti, adeta bir mysctic falls, bir bon temps falan.

aynı zamanda hikayeye amishleri katmaları ve bunu güzel yedirmeleri de hoş oldu, bir anlam kazandırdı ama kızılderili muhabbetlerinin falan artık çeşitliliğin sonu olduğunu düşündüm. bi yandan amishler bi yandan kızılderililer bi yandan proctor falan biraz fazla alt kollara ayrıştı gibi. kaldı kı, hikayenin başından beri köşeden gelen kızılderili faktörü 3.sezonda tavan yaptı, ama koca kötü chayton'ın da iki silah darbesiyle ölmesi de biraz yavandı o kadar kovalamacadan sonra. kaldı ki, tüm sezonlar arasında bence en başarılı kötü adam kesinlike rabbit'ti her şeyiyle. son sezondaki seri katil hikayesini böyle güzel ve dolu dolu giden bir dizi için vasat buldum, sezon ortasında katili ortaya atıp 2 bölümde çözümlemek vs bu diziye yakışmadı. kaldı ki, finalde biraz buruktu.

uzun zamandır kadın popülasyonu en güzel/sağlam diziydi ayrıcana. ivana milicevic'i 2-3 yapımdan hatırlarken burada (özellikle de 3.sezondan sonra derileri çekip ''nikita'ya bağlamasıyla'') epey tuttum, ilk başlarda köşede gibi duran siobhan sezonlar ilerledikçe devleşti (ayrıca da harcandı), rebecca sürpriz yumurta gibi zaten, böyle bir güzellik öyle bir ifadesizlik yok. ama favorim kesinlikle nola'ydı. burton'la araçtaki dövüş sahnesi kanımca dizideki en iyi dövüş sahnesiydi:



hood'u hiç sevemedim, sürekli bir her şeyi dümdüz edip gitme olgusu fazlasıya kopuk geldi zaman zaman. eliza dushku'yu görünce ekrana yapıştım, karakteri de bir o kadar sağlam gibi gözükse de biraz tırt çıktı diye düşünüyorum. brock dizinin en gereksiz karakteriydi, orijinal kadrodan herkes öldü bi bu yaşadı ironik bir şekilde. emmett belki de takımın en sağlam duruşuyken senaryo uğruna heybeye gitti, aynı şekilde siobhan'da öyle. şu dizideki en başarılı karakter job idi, zaten 4 sezonu sırf o, tepkileri ve korseleri için izledim diyebilirim. böyle bir oyunculuk, böyle bir tavır yok. ayrıca ''job's drag race'' diye bir spin off yapılırsa en ön sıralardan izleyeceğim.




dövüş sahnelerinin abartıldığı kadar iyi olduğunu düşünmüyorum, kötü değildi ama bana kalırsa agents of shield, nikita, alias vari performanslar daha etkileyici, buradakilerde biraz hep 3-5 köşeye savrulma, yumruklaşmalar, iki silah... gidiyor. kaldı ki, dizinin ana karakteri hood hemen hemen girdiği her kavgada dayak yedi(kendinden tıfıl olanları saymazsak), keza ana o kadar minik bir bad ass gezerken anca 3.sezonda kavga kazandığını gördük-ama silahşörlüğü dizinin en iyisiydi. kaldı ki, kilise sahnesini hatırlarsak bu konuda yine kimse job'ın eline su dökemezdi.


--- spoiler ---
8 Entry Daha