bu film henüz sınıflandırılmamıştır

gösterime yeni giren sinema filmlerinde özgünlük iddiasını ortaya koymak için afiş ya da reklama konan abartılı cümle. sırf buna aldanarak nice leş filmlerle zaman kaybettik ya da bu cümleyi siklemediğimiz için nice güzel filmleri kaçırdık. reklam kokan cümlelere takılmak yerine içimden gelen sese kulak vererek film izlemek beni hiç yanıltmadı mesela.

sınıflandırma dışı bulduğum aşırı güzel bir kaç filme örmek vermem gerekirse;

begotten: korku, gerilim, mistik gibi türlere sokulabilecek film, tamamı incelendiğinde deneysel bir çalışmadan ibaret gibi. çok fazla soyut metafor olması nedeniyle sürekli mecaz anlamları bulmak için filmin içine girmek gerekiyor. örneğin bir insan ya da bir şekil üzerinden tümevarım yoluyla tanrının ölümünün anlatılması, bu anlamda zor ama güzel bir keşif gibi.

suspiria: gore, korku ve mistik gibi türlere ve psychedelic, trash, giallo gibi alt sınıflara ayrılabilen film; bana göre tam anlamıyla avangard bir görsel deneme. konu ya da hikayeden çok yönetmen seslere, ışığa, müziğe özel bir önem bahşetmiş gibi.

sebastiane: dini film olarak tanımlanan yer yer homo erotik film olarak da geçen film; basit bir sınıflandırma yapılırsa aslında tam bir dram örneği. ancak ingiliz yönetmen eşcinselliği farklı açıdan göstermek ve buna dikkat çekmek için çok fazla tarihi unsur kullanmış. güzel.