ders çalışmak

belli bir yaştan sonra adama feci koyan olay. okursun anlamazsın, anlarsın unutursun. deli eder adamı.
zaman, mekan dinlemeyen faaliyet. gece-gündüz, evde, dışarda, tuvalette, çatıda, plajda, bebek emzirirken-sallarken, yemeği karıştırırken, koşu yaparken, tv izlerken vb.

bazı meslek sahipleri için ömrü boyu yapılması gerekendir.
aklım olsaydı 17 yaşında saatlerce yaptığım eylem olurdu. nasıl pişmanım bilemezsiniz.
okullar bitirilince sona ereceği zannedilen, oysa gerçekte ömür boyu süren bir eylem.
örgün eğitim sistemi içerisinde sürerken, sınavla sınanır.
yaşamboyu öğrenme sürerken ise, daha somut şeylerle (işe girmek, sevgili kazanmak, aldatılmak, terfi almak,...vb.) sınanır.

örgün eğitim sürerken, hep ders kitapları ve/veya ders notları kullanılarak gerçekleştirilir.
yaşamboyu öğrenme sürerken ise, aklınıza gelebilecek herşey bir ders materyalidir! (sevişmek, sohbetler, alışveriş,...vb.)

şüphesiz burada asıl sürekli olan şey ders çalışmak değil, öğrencilik veya öğrenmektir!
zaten, öğrenciliğin de öğrenmenin de sonu yoktur.

amaç, bir lisans diploması almak ise, onun bir sonu ve sıkıcılığı vardır elbette. fakat, onun bile özleneceği günlerin geleceği de unutulmamalıdır...
şuan yapmam gereken eylemdir. deli gibi dermapatoloji okumam gerekirken hava mükemmel. tam siktir et her şeyi diyip dışarı fırlamalık bi atmosfer var moruk.
geldi bahar ayları, gevşedi gönül yayları diyerek yapamadığım olay. şu an çılgın gibi akışkanlar mekaniği çözmem lazım fakat yapamıyorum. :s
tam olarak 3 yıldır ufak aksamalarla bile olsa takır takır giden bir programım vardı... deprem sonrası bozuldu, öyle depremzede falan da değilim hatta deprem illerine çok uzakta oturuyorum ama içimdeki korku ve endişe beni her şeyden alıkoyuyor, kitap okumaktan, soru çözmekten aciz kaldım ne zaman kafamı derse odaklanmaya zorlasam aklıma bin çeşit senaryo kuruluyor kafam dağılıyor