efendi adamlar çöpe giderken piç beylere yönelimin tavan yapması

kız arkadaşlarımın ve bazı gay arkadaşlarımın en çok dert yandığı elem ve kedere sürüklendiği konu, hatta erkeklerden nefret etme noktasına gelenler var içlerinde.

bana göre güzel olanı görebilmek noktasında insanın kendiyle uzlaşı halinde olamamasına bağladığım ziyan oluş şekli.

kendi halinde, müzmin yaşayan, donanımlı, ciddi anlamda güzel duruşu olanlar bir şekilde başkalarından darbe yiyorken, böyle olmayanların hayatın türlü alanlarından sürekli 4 ayakları üzerine düşmesi tesellisi na-mümkün olan bir çelişki gibi.
efendi adamları çöpe değil en azından geri dönüşüme atın da biz de nasiplenelim dedirten beyan.
genelde kezbanların rahatsız oldukları sorunların en başında gelir. "nerede serseri var gidip buluyorum" diyen bu kişiler genelde ilişki yaşadıkları kötü çocuk tarafından hırpalanmalarına rağmen ses çıkarmazlar. çünkü prenslerimiz ve prenseslerimiz için bir piçi yola getirmek en büyük başarıdır. samimiyetsizlikten kırılan arkadaş ortamlarında "bakın onu nasıl eve bağladım, benden sonra bir daha hiç eskisi gibi olmadı" diyebilmek için bu çocuklarla aşklarını ve sabırlarını sınarlar.
bu piç beylere ilgi gösteren kadınların ve adamların en sevdikleri romanın fifty shades of grey olduğunu düşünüyorum.

(bkz: en sevdiği roman fifty shades of grey olan insan)
efendi adamlar genelde düzeyli ilişkileri nedeniyle boşta kalmayıp serbest piyasaya yönelmek durumunda kalmadığından ve götü başı ayrı oynayan piç tiplerin sürekli aç tavuk gibi sağa sola saldırıp kıçlarına tekme yemelerine rağmen piyasa yapmaya doymamaları nedeniyle oluşan yanılgı.