eleştirildikten sonra çirkinleşmek

(bkz: alışmamış götte don durmaz)

yaşadığımız ülke, toplum, coğrafya, kültür eleştiri alan, kabul eden bir yer değil maalesef. beğenmediğimiz, kabul etmediğimiz bir eleştiriyi(ki bu itham dahi olabilir) düzgün bir üslupla, geçerli argümanlarla yanıtlamak, karşı eleştirisini yapmak hadi hepsini geçtim tiye alıp gullümünü yapmak yerine '' evde götünü parmakla '' seviyesiyle karşılamak tam da bizim coğrafyamıza layık bir dil. içinden çıktığımız formasyonu da ele veren bir delil aslında. beğenmediğimiz yazarlara kapıyı göstermek de ya sev ya terk etçi geleneğimizin ürünü. çok şaşırmamalı aslında. zaten bozuk ve sorunlu olan bir ülkenin çok uzun süredir daha da çirkef bir iktidarla yönetildiğini, bu çirkinliğin bir şekilde tüm vatandaşlara sirayet ettiğini düşünürsek normal. ananı da al git ülkesi burası neticede. çok seslilik ne zaman muteber oldu ki bu ülkede sözlüğünde olabilsin. tabi işimize gelmeyen her şeyi homofobi diye kodladığımızda gerçek fobileri örtbas etmiş ve bu kavramın içini boşaltmış oluyoruz. işin zararlı bir yanı da bu. hepimiz fobiğiz tabi hala. tamamen arınmak kolay değil ama cinselliği veye ilişkileri farklı yaşamayı gören herkesi de içselleştirilmiş homofobin var diye damgalamak çok anlamlı değil. ki cinsellik konusunda ultra geniş, ultra ahlaksız biri olarak yazıyorum bunları.


(bkz: o kurnadan bu kurnaya çirkef sıçramış)