gay kibiri

kibirdir. ama kendini sevmekten beslenmeyen, kendini bir yerlere koyamamakla büyüyen, zirvede yalnız ve ulaşılmaz olmak istemekle süregiden ve sonunda yalnız kalmakla gerçekleşen dramın vurucu silahı. belki toplumun dışlaması, belki kendini kabullendirme isteği, belki azınlık olmanın getirisi sanılan kendini özel hissetme halleri,.. makyajın akmasın diye ağlamama tutumu vardır ya işte bir gayi de kibiriyle bekleyen budur. dışardan dokunulmamış pürüzsüz bir görüntü, içinde bitmiş tükenmişlik. sahtesi ya da gerçeğiyle zirveler hep tehlikelidir; o kadar çok düşersin ki... ama tek bildiğin yalnız kalkmak gerektiği.
bazı gaylerin, gay olmalarını çirkefleşmek için kullandıkları durum. toplumda herkes sadece onlara kötüdür, en ufak bir lafı yanlış anlayıp çıngar çıkarmaya müsait yapıları vardır. sözgelimi, dolmuşta şöförün para üstünü sehven eksik vermesi, onlar gay olduğu için kasten yapılmış bir hakarettir, bunu da kaba şekilde dile getirip, hiç yoktan tepkileri üzerlerine çekerler. her buluttan nem kapmak, her sözü yanlış anlamak, her hareketi aşağılanmaya yormak, dünyanın bütün toplumlarının sadece onun kötülüğü için var olduğunu sanmak, kendine aşırı değerli görmek başlıca özellikleridir. halbuki biraz gevşetmek lazım kravatı, rahat olmak lazım. evet ben de gayim, ama normal tepkiler verebiliyorum. sırf bu gay kibiri yüzünden, gayler yanlış anlaşılagelmiştir her zaman.
kibir in duygularla alakalı bir şey olduğunu düşündüğümden, "mantıklı" bulamadığım ayrım. böyle bir ayrım "geylerin sevgisi" paralelliğindedir.

çoğunlukla herkeste olan iki şeyden biri ile karıştırılır:

(bkz: üstünlük kompleksi)

(bkz: aşağılık kompleksi)
uzun zamandır karşımdakinin ne dediğini ne anlatmaya çalıştığını dinlemediğimden hatta neden bahsetmek için çırpındığını da fark etmediğimden siklemediğim bir kibir çeşididir. yani böyle bir kibir varsa ben direkt teğet geçiyorum, ahah çok hoş. insanları gereğinden fazla dinlemek ve anlamaya çalışmak cidden zarar hacı abi.