gülhane parkı

çocukluğumda babamın bizlere hafta sonu hediyesiydi gülhane parkı. tabii ben doğmadan öncede babam tüm aileyi toplayıp götürüyormuş piknik yapmaya.
hatırlıyorum da seyyar satıcıların sattığı boyalı haşlanmış yumurtalar vardı,başka hiçbir yerde görmedim bunu.
parkın içinde;hayvanat bahçesi,akvaryum,lunapark birde stantlar vardı. sigara içen şempazeyi ilk burada
görmüştüm,hayvana maltepe veriyorlardı,*garibim o da yere çömelmiş dertli dertli tüttürüyordu.sonrada kafesin tepesine tırmanıp karacaların üzerine işiyordu.ya bakıcısı yada ziyaretçilerden biri alıştırmıştı hayvanı.gözüm önünde yavrulayan tavşanı hiç unutamadım mesela.bir batında beş altı tane doğurdu hayvan.canlı canlı animal planet'i yaşıyorduk.
akvaryumu da büyüktü,mağara gibi bir girişi vardı ve aşağıya doğru iki kat iniliyordu. rahmetli ilizyonist mandrake'nin stantların orada gösterisi olmuştu.adam pek tekin bir tip değildi ama bizim için o zamanlarda o
şovu izlemek büyük bir olaydı.bir de bu parkta ilk defa zencileri görmüştüm ve ağlayarak babamın arkasına
saklanmıştım,çocukken çok korkuyordum.şimdi düşünce böyle yaptığım için biraz utanıyorum,benim bilmeyerek de olsa öcü muamelesi yapmam kim bilir onlar için nasıl aşağılayıcıdır.
günün sonuna doğru da sarayburnuna inerdik.tabii 2000 öncesi haliyle şimdiki halinin alakası yok.gerçi en son dört yıl önce gittim bende,hala çiftlerin yiyişme mekanı mıdır bilmiyorum.yinede hala güzel,istanbul'da nefes alınabilecek bir yer.
- ruhu şad olasıca cem karaca'yı hatırlatan park.
- güya en muhafazakar olduğunu öne süren ve osmanlıya sahip çıktığını iddia eden zihniyetin 60 yıldır talan ettiği şehr-i istanbul'un sembolü olarak elde kalabilmiş birkaç yeşil alandan biri.

(bkz: ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında)
(bkz: nazım hikmet ran)