cem karaca

anadolu rock denince akla ilk gelen rahmetli müzisyen, söz yazarı. tiyatrocu ve müzisyen toto karaca nın oğludur. 1980 darbesi döneminde sıkıntılı dönemler yaşamış, uzun yıllar avrupada yaşamak zorunda kalmıştır.
küçüklüğümden beri bıkmadan dinlediğim insan. ilk kez tamirci çırağı şarkısıyla tanıştığım ve sonra bırakamadığım sanatçı. seni çok seviyor ve özledik. ruhun şad olsun büyük insan cem karaca.
barış manço kadar değerli, özgün ve üretken bir diğer ses dehamızdır.
ölüm yıldönümünde, müzeyyen senar ona eşlik etmiştir...
öldükten sonra 70'lerde kaydettiği kara gözlüm şarkısı ortaya çıkmış sanırım hiçbir albümünde basılmamıştır.



şarkıyı dinlerken samimi söylüyorum insan bir tuhaf oluyor, anadolu rock'ın öncülerinden ve hala yılların şarkılarını dinliyoruz. öldükten sonra da kemikleri milyon defa sızlatılmış arkasından çok kişi ekmeğini yemiş değerli sanatçı, nurlar içinde yatsın. ..
eşi ilkim karaca o ses türkiye'ye katıldı. nasıl güzel, içten bir eşe sahipmiş dedirtti. hasretinle yandı gönlüm şarkısını da çok hissederek, hissettirerek okudu. sibel can hariç diğer 3 juri koltuğunu kendisine döndürmeyi başardı.

http://t24.com.tr/haber/cem-karacanin-esi-o-ses-turkiyede,380435
türk rock müziği sanatçısı, besteci, tiyatrocu, sinema oyuncusu. hatta kısa zaman içerisinde eşi o ses türkiye yarışmasına katılmıştı.
türk tarihinin en iyi müzisyeni. bir insan her yönden mükemmel olabilir mi? cem karaca oluyor işte. hem iyi bir insan , iyi bir müzisyen , aşırı karizmatik. bu kadar büyük bir sanatçı bir daha gelmez.

babam ve ben hastasıyız kendisinin. felek beni , delikanlı sevdası , demedim mi , oy babo gibi çok az bilinen ama efsane şarkıları da vardır.

ışıklar içinde yatsın. müzikleriyle her zaman hatırlanacak , fikirleriyle bize ışık. olacak.


işkenceye vursan bükülmez iken
aslana kaplana eğilmez iken
dedirtme çakala
pes
kara bahtım.
hayatının son yıllarını -türkiye'de esen rüzgardan etkilendiğini düşünüyorum, düşünmek istiyorum- malum cenaha yaslaranak geçirmişti. hatırlayanlar bilir karaca'ya manevi bir aydınlanma gelmişti. kamerayı, mikrofonu kapan soluğu yanında alıyordu. konuşmayı seven cem abi de manevi yolculuğunu, allah aşkını filan anlatır dururdu. gerçi bizde böyledir; 60'tan sonra cumalara, camilere doyamayız. herhalde cem karaca da bu minvalde bir kayış yaşadı diye düşünüyorum halen. şimdilerde filmini yapmışlar. o kadar işte...