hiç kimsenin aşık olmayacağı bir tip olduğunu kabul etmek

çirkin insanların yüzleşmesi gereken zor durum. ben yeni yeni yüzleşiyorum. ben aşık olunca hissettiğim şeyleri birinin bana hissetmesinin imkanı yok. uyurken oturup içim eriye eriye izlerim mesela aşık olduğum adamı. kimse beni izlemez çünkü benim tipimdeyseniz uyurken içinize şeytan kaçmış gibi görünmeniz daha olası. rahip filan çağırırsınız ki kutsal su atsın. ya da kimseyi gözünüz görmemeye başlamaz benim yüzümden. sokakta her on kişiden dokuz buçuğu benden yakışıklıyken bunu bekleyemem zaten. bu yaşıma kadar kimse olmadı olmayacağı da belli. yani kabul ediyorum bu durumu ama umut etmekten de kendimi alıkoyamıyorum. her gün topkapı-ulubatlı'dan metroya binen burda mısın?
o sokaktaki dokuz buçuk adama gidecek adam bana gelmesin, net.
o sokaktaki dokuz buçuk adamdan biri olsam sırf bu yüzden bana gelecek adam da yine bana gelmesin zaten, bu da net.
dayatılmış güzellik normlarında, kıstas alınan nedir bilmiyorum ama bir insanı sırf güzelliği, yakışıklılığı vb sebeplerle sevipte mutlu olana rastladın mı, ya da daha doğrusu mutlu olmaya devam edebilene rastladın mı?
ne zaman ki biri, yanında olmandan duyduğu huzurla, nefesini hissettiği için, seninle uyanacağının heyecanıyla, izlerse seni sen uyurken... farkedersin; umut edilensin ve bulunmuşsun.
not : topkapı-ulubatlı'ya binen değilim.
dünya normatiflerine göre tip üzerinden aşık olunan insanların dünya nüfusuna oranının %3 olduğunu, bununda 6 milyar insan içinde 180 milyon olduğunu kabul edersek ki bu 180m insan da kendi için hetero ve homo olarak belli yüzdeliklere ve kadın -erkek olarak da belli yüzdeliklere ayrılacaktır. kadın erkek diye ayırsak 90 m erkek desek, homo-hetero diye ayırsak ki bu bence 3te1i eder homolar için, o da 30m 'e karşılık gelir. tabi şimdi bu 30m'i de dünya üzerindeki nüfus yoğunluğu ortalamlarına dağıtınca bizim elimize yaklaşık olarak 5m'i falan kalır. çoğunluğun avrupa ve amerika'da olduğunu varsayarsak. aslında çokmuş lan. niye ben bu 5 milyondan biri değilim diye üzülmenin ve kabullenmişliğin yansımasıdır. la bu arada bana hiç inaandırıcı gelmedi bu hesaplama. 5 milyon homo erkek olsak ince başkandı şu an amk. asffadfasd.
beyaz atlı prensini arayan beyaz atlı prens gibi takılmanın anlamı yok.oturup hiç çaba göstermeden sadece bekleyerek biri beni bulsun sevsin hatta aşık olsun demekte doğru değil.çaba göstersen de belli bir süre sonra hayatın filmlerde ki gibi olmadığını hiç kimsenin gelip seni bulmayacağını anlayıp pes ediyorsun.böyle olunca aşk en hazırlıksız olduğunuz zaman da kapınızı çalabiliyor ama bu seferde sizde ne adım atacak cesaret nede heves kalıyor.yine kötü bitecek boş hayallere kapılma diyerek kendinizi frenliyorsunuz.sonuç olarak elinizde ki fırsatta tepkisizliğinizden elinizden kayıp gidiyor.
doğru yer, doğru zaman, doğru insan denklemi bir türlü bütünlüğe ulaşamadığından dolayı mıdır nedir bana rast gel(e)meyen şey. ha bir de aşkın içinde fiziksel çekicilik dışında çok şey olduğundan umutla beklemeye devam ediyorum. karma iyi insanlar çıkarsın karşınıza:)
insan sadece tipten ibaret değildir. doğru olan tek şey var o da karşımızdakine baktığımızda içimizin açılması gerektiği. sadece güzel insana bakınca içimiz açılmaz. karşımızdaki insan iyi bir ses tonuna sahip olabilir veya ağzından çıkan kelimeler ilgimizi çekebilir. bu sayede onu dinlerken mutlu oluruz. bunun dışında çirkin olup da karizma sahibi çok insan var. çirkin olup da sevimli olan, güzel gülen çok insan var. var da var. her insanın dışında veya içinde bir güzellik mutlaka var. karşımızdakinin bir kediye bakışı bile birçok şeyi değiştirir. değiştiremeyeceğiniz şeylere üzülmek yerine değiştirebileceğiniz şeylere odaklanıp kendinizi sevdikten sonra her şey mümkün.
cirkinim kabul ediyorum 15 yildan beri erkek arkadasim ve kiz arkadasim olmadi 1 yili geckin hevesler ugruna kullanip aldatildim demek sevilcek bir tip degilim burda benden hoslanmayan cirkin bulanlar var bear veya chubby olmama ragmen ki fotograflarim gum eksi patlamasi oldu.uzuldum umut olmustu vucudumla barisik biri degildim diye iyi bir tokat yedik burdan karakter olarak eskiden yasadigim travmalar var ailesel cevremden insanlarin birbirine acima duygusu yuzunden bu hale geldim...asik olursan kilolusun etkinlik olur kilolusun spor yapayim dersin engelliymissin sporda olmaz tanrinin laneti ustunde olur buda beni karamsar yapiyor malesef beni halimle kabullencek birine canimi feda edebilirim
bir zamanlar bende bu hali içerisindeyim ardından bir kaç kişi ile buluşmaya başladım ve anladım ki yakışıklılık vs. umursamıyor kimse yer var mı deneyim var mı a mısın p misin bunlara bakıyorlar.
ayrıca şunları bu kadar önemsemeyin ya beğenmediyse siktiri çekin hepsi pislik hepsi moron o beyaz atlı prenste gelmeyecek üzgünüm...(bkz:canım eve gelsene daha rahat takılırız)
eskiden böyle şeylere hiç takmazdım, oyun yapımcısı olmak isterdim çünkü. sonra olamayacağımı anladığımda takmaya başladım. ondan sonra tekrar takmamaya başladım. şimdi mutluyum.
şüphesiz ki yanlış bir kabuldür; zira aşık olunmayacak insan değil, yanlış insan ve yanlış zaman vardır efendim.

hayat böyle bir yer, o "doğru" olarak adlandırılabilecek (ki burada yine herkesin "doğru"su değişir, kendinedir) insanı bulmak çoğu zaman o kadar kolay değil. ona gelene kadar belki bir ton insan giriyor çıkıyor, bazıları en mahremine kadar işliyor, bazıları şiddet uyguluyor, bazıları canını yakıyor, bazılarının canını sen yakıyorsun. ama illa ki biri geliyor, birileri geliyor, onlarla bir senkron tutturuyorsun, diğerlerinde tutturmadığın.

bütün olay bundan ibaret aslında, mevzu aşık olunacak/olunmayacak biri olmak vs değil, belli qualification'lara sahip olma zorunluluğumuz yok bu olaylarda.

ha denecektir ki sen buldun mu, denemeye devam ediyorum.*