hiçbir yere ait olamamak

bana nilüferleri hatırlatan duygudur. bir çeşit köksüzlük. hiç bir yere kök salmadan/salamadan öylece göl suları üzerinde salınan güzel ve bir o kadar narin nilüferleri.
ama her ne kadar kök salmasalar da, işte gidip gidecekleri yer gölün hacmiyle sınırlıdır. hep aynı sularda dolanıp dururlar hiçbir yere bağlanmadan
kisilik yapisina gore etkisi degisen bir durum.

kimi insan icin aidiyetsizlik duygusu bir ozgurluk simgesi iken, bazilari icin bu olumden zor bir isdiraba donusebilir.
"her nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir." demiş charles baudelaire.

"herkesin bir hayatı var kendine ait olmayan; elinde kalemi yazıp duruyor hikayesini... " bu da benden*
hiçbir yere ait degilsen ait oldugun yeri kendin yap ! yatak odanin duvarlarını o sekilde susle , ciz , resmettir. balkonuna çiçekler al kaktus seversen kaktus gül seversen gül. okyanusta yaşamak istiyorsan büyük akvaryum al evine . her gece aşık oldugun biri olsun sarılıp uyumak istersen ve yoksa git oyuncakciya kocaman ayi al yatağın sol tarafını ona ver ve sarıl uyu . bak ben öyle yaptım. beni cok seven aşkım olsun istedim toysrus ta satıyorlar dediler gittim ve aldım. yatagimda uyuyan kocaman ayım var artik ! beraber dizi izliyoruz dün gece sense8 izledik mesela . o yuzden pozitif düşünelim pozitif olsun illaki bir yerlere aidiz yoksa kendimiz inşa etmeliyiz