kadınların sürekli bir pozitif ayrımcılık beklemesi

gün boyu toplu taşıma kullanan biri olarak gözlemlerimi bu doğrultuda dillendireceğim.

binersin otobüse, akşama kadar koşturmuşsun, e yaş da ilerliyor ufak ufak, ayaklarına kara sular inmiş felan. biri inse de yerine otursam diye iç geçirirsin ve duaların kabul olur. yanındak vatandaş duracak düğmesine basar. tam o kalkarken ayakta sizinle yer kavgası yapmak için tırnaklarını bilenmiş, dişlerini sivrilmiş bir hanım kız ile göz göze gelirsin. iç sesler başlar çatışmaya:

-çok yorgunum hanım kızın oturmam lazım.
+ ama benim de amım var. ben oturmalıyım.
- iyide ne alaka, ben yorgunum.
+ olabilir, bütün erkekler benim amım olduğu için bana yer veriyor. o nedenle ben oturcam.
- nah oturursun. hadi baş. çok istiyorsan gel kucaama otur. saçını başını yoldurma pis sürtük...
+ ama benim am....
- daha konuşuyo zilli...

tabi bu kadar absürt değil ama benzer diyaloglar ve manzaralar çok oluyor sözlük.
"grace: jack, look where my foot is. it could scramble a couple of eggs from here.

jack: oh, grace, i'm not like the other men in your life. i will hit you. :d xd

grace: bring it on, nancy." pozitif ayrımcılık da olmasın, hepsi ötekileştirici
sonuç erkek milletinin ayrımcılık derken anladiginin sıra vermek yer vermek gibi basit nezaket kuralları sadece, hergün kadınların durmadan taciz edildikleri töre cinayetlerine kurban gittikleri bu ülkede otobüste yer vererek bizi onirlandiran erkek arkadaşlarımıza teşekkürü (!) bir borç biliriz
sonucunda karlı çıkacağım diye kendi kendine ayrımcılık yaptığının farkına varamama durumu.
her zaman bana kadın erkek eşitliğini sorgulatmıştır.