kendine hediye almak

kendini ödüllendirmektir. çoğu kez kimsenin kolay kolay duyamayacağı bilmeyeceği iç zaferlerinizi kutlamak için yapılır. kendini şımartmak gibi. abartmamak lazım ama
hediye paketi yaptırırken verilen uğraşa zaten üzülüyorum, bir de kendime aldığım bir hediyeyi paket yaptırmaya kalktıysam, paketi yaparkende o insan zorlanıyorsa vicdanım sızlıyor; siz poşete atın onları ben hallederim deyip koşarak uzaklaşıyorum.
depresyon döneminden sonra kendimle aramı düzeltmek için böyle bir karar almıştım. hala da uygularım. hediye alma meraklısı olmadığım için (ama hatırlanmak güzel tabii) sürprizinin eksik olması problem değil. gayet de eğlencelidir. son 2 yıl içinde sırasıyla bir led tv, bir de xbox 360. öyle bişi yani.
her iyi geçen sınav sonrası yapılabilecek etkinlik. tatlı şarap tercih edilebilir. ayrıca çalışkan öğrenci modeliyseniz alkolizmin ilk adımı.
her ay olmadı iki ayda bir kendime aldığım ps3 oyunudur...
ayda en az 1 defa alırım ve hiç de gocunmam. hatta bunu almaktan kimsecikler beni vazgeçiremez.* (bkz:dondurmalı irmik helvası)
kendime hiç almadım ama başkalarına çok aldım. hediye almayı da vermeyi de sevmem. aldıklarıma da karşımdaki istediği için almışımdır.