kuru pasta

yarım kilo alayım dersin gözün doymaz. bir kilo alırsın canın yanar, cebin kanar. işte böyle bir şey bu yiyecek.

herkes yapamıyor. hayır yapamıyorsan niye yapmaya uğraşıyorsun? yapamıyorsa sen neden almaya çalışıyorsun?
ev oturmalarının vazgeçilmezi.
çay, kahve ya da süt gibi sıvılar ile eşsiz uyum sağlayan gıda. ucuz, taze ve güzelini bulmak meseledir. ankara ulustaki meşhur halin çıkışında vardır böyle bir yer. sadece 5 tlye ve beklenilmedik derecede taze ve lezzetlidir.
kıbrıs'ta kuru pasta denilince akla ilk gelen kayık pastadır. pek de güzeldir. özellikle sütlü kahve ile pek yakışırlar birbirlerine.

ayikp
tuzlusunun makbul olduğu, nedendir bilinmez bayatını tazesine tercih ettiğim yiyecek. evde 1-2 gün bekledikten sonraki hali daha çok hoşuma gitmiştir hep. *
çocukluğumda düğün salonlarında limonatayla birlikte verilen, hemen hepsi bayat, kötü yağlarla yapılmış, tatlısı da tuzlusu da aynı tada sahip nostaljik pastalardır. o zamanlar en zengin muhitteki en lüks pastanede bile çeşit sınırlıydı. şimdiki gibi yüz çeşit kuru pasta yoktu. bir de fakir düğününde verilen pastanın halini düşünün. yanında cam bardaklarda- rakı kadehleriydi aslında, böyle ince uzun bardaklar- limonata verirlerdi. çocuk kafası mı nedir nasıl güzel gelirdi ikisi de. ağzımızın tadı yerindeydi belki kim bilir? şimdi en güzel pastaneden, en lüks pastaları alıyorum, söylemesi ayıp çok da güzel yaparım, yanına limonata... vermiyor o bayat, kötü yağlarla yapılmış pastaların, lekeli bardaklarda içilen limonatanın tadını.
yağlı, tuzlu, susatmaktan ve ucuz düğünlerde midenizi ağrıtmaktan başka bir işlevi olmayan unlu mamüller..
her ne kadar yakın çevremce ''olum manyak mısın sen?'' dense de tuzlusunun bayatını sevdiğim besin. hem ağızda dağılıyor hem de daha yumuşak.
oldum olası sevemediğim tuzlu çirkin şey. * *
ilkokul yılları, (bkz:yerli malı haftası) zamanında ablama ağlaya ağlaya yaptırdığım tatlı-tuzlu unlu mamülleri.
alıp gelen insan gerçek dosttur.