depresyon un nedenini açıklamaya yönelik bir teori. bünye alışmış bir kere, çözüm bulmuyor, çekiyor
da çekiyor, kurtulmak için ilaç almak dışında bir çaba göstermiyor.
kurbağalar arasında düzenlenen bir yarış da hedef yüksek bir kulenin tepesine çıkmak. kurbağaların hepsi toplanmış ve bu yarışı izleyecekler. derken yarış başlamış. seyircilerden hiçbiri yarışmacıların kuleye çıkabileceğine inanmıyor ve sürekli
-zavallılar, hiçbir zaman başaramayacaksınız diye bagırıyorlar..
kurbağalarda yoruldukça yarışı teker teker bırakıyorlarmış. kötü tezahurata ragmen yalnızca bir tanesi inatla kulenin tepesine tırmanmaya çalışıyormuş. yarışmacıların hepsinin ümidi tükenmiş ama son kurbağa büyük bi gayretle hedefe ulaşmış. diğerleri hayretle nasıl yaptığını sorduğu anda kuleye çıkan kurbağanın sağır olduğu anlaşılmış.
öğrenilmiş çaresizlik, insanın yapabileceği bir şeyi yapamayacağına inanması, çevre etkileriyle yapmaya teşebbüs etmesine cesaretinin olmamasıdır. bazı ebeveynlerin çocukları için kullandıkları sen bunu yapamazsın, sen kim bunu yapmak kim, yapabileceğinin en iyisi bu.. gibi sözleri aslında çocuklarının hayal dünyasını yerle bir ederken, geleceğe ait ümitlerini de bir daha yeşermemek üzere çürütmektedir. en iyisi bu tür insanlara karşı sağır olmak, onları duymazdan gelmektir.
martin ep seligmanın öğrenilmiş iyimserlik adı ile çevrilen kitabında hayvanlar ve insanlar üzerinde yaptığı deneyler sonunda açıkladığı kavram. bir tür kendi potansiyelinin farkında olamama durumu.
depresyonu ´öğrenilmiş çaresizlik`ile açıklamıştır. daha önce yaşanmış olumsuz yaşantı daha sonra yaşanmış olumsuz olayların çözümlenmesine engel olur. durumu kontrol altına alamama öğrenilmiş çaresizliği ortaya çıkartır.depresyon ile eş anlamlıdır.
(berka özdoğan ,çocuk ve oyun .anı yayınları .2014, ankara. s.25)