sevgili insan,

ot gibi yaşamak nedir bilir misin? senin üstüne basıp geçtiğini sandığın ve kendini daha özgür hissetmene neden olan otlardır asıl özgürlüğün simgesi. sen yeşili yok edip dünyayı ele geçirme planları yaparken, her taşın altından inadına büyümektir. sen yağmuru kahvenle camdan seyretmeyi ve küçücük odana hapsolmayı romantizm olarak algılarken, inadına yeşermek, biraz da burnunun dikine gitmektir. sen reenkarnasyonla başka bir biçimde dünyaya belki bir kez daha gelmeye çalışırken solsa da her seferinde yeniden doğmaktır ot olmak. birazdan bir hayvanın midesinde olacağını bilmeyi büyük bir kayıp saymamak, toprağa sağlam köklerle tutunduğunu bilmenin verdiği özgüvenle yaşamaktır. senin gibi evle saray arasında nerde konuşlanacağına karar vererek geçen bir ömre, bu yersizlik yurtsuzluk arasında harcanan zamana karşın toprak anaya hem bağlı hem de yeryüzüne açık olduğunu kavramaktır.

ve bilir misin ot olmak ne demektir; senin gibi kendini taşların arkasına saklamayıp, her taşın altından çıkmaktır. hadi şimdi sen de çık dışarı ve hayata dahil ol. bil ki benim özgürleşmem seni de özgür kılacak.