perde takmak

yeryüzündeki verilmiş en büyük ceza. annelerin sırf bu iş için çocuk doğurduğuna dair şüphelerim var. her bahar, her bayram, her ay o kornişlere sövüp saymaktan bitap ve yenik düşmektir.
kollar uyuşur.
boyun tutulur.

uzun boyluylu da olsan kısa boylu da olsan bi çare bulur anneler.
kendi evime taşındığımdan beri hoşuma giden bir durum bu ama evin iyisi kornişinden belli olur o kornişte kırık var da perde ordan düşüyorsa çekilmez aga adeta altında temiz don olmayan seksi erkek gibidir ilk bakışta iyi ama perdeyi çekince kötü
ağrılı acılı ev işleri listesine 1 numaradan giriş yapacak eylemdir. hele bir de arada düğme atlarsanız*, sil baştan.
kuantum mekaniği, sicim teorisi, paralel evrenler...

bilim, haliyle de teknoloji aldı başını yürüdü. öyle ki, bugün artık insanlık(insanlık: içine insan koyulan, insandan hallice bişi. kalemlik gibi.)akıl oynatan işler peşinde koşuyor. güneş'in enerjisinin tükenmesiyle birlikte kapımızı çalacak kozmik kıyametten kurtulmak için zilyon ışık yılı uzaklıktaki bir gezegene, içinde binaların, parkların, hastanelerin, okulların(burda da efet) bulunacağı, sokağın tavanı kadar büyük gemilerle, içinde üç beş neslin doğup-büyüyüp-öleceği uzunlukta yolculuk planları yapılıyor. tek sorun, bizi oraya götürecek yakıttan yoksun olmamız. henüz.

şimdi çıtayı bu kadar yükseğe koymuş bir türün bugün hala perde takmak, ütü yapmak filan gibi angaryalarla uğraşıyor olması ziyadesiyle absürd. ve zaten parklarda, meydanlarda, uzay istasyonlarında "bu ne yaman çelişki anne" diye soruyor çocuklar. aynı çocuğa dönüp "peki büyüyünce ne olacaksın?" diye sorsan, "sen küçükken neydin?" diye ters köşeden aforizma kurar. ah çocuklar, çocuklarımız... neyse, diyeceğim;

perde takmak ne lan... bildiğin anal!
yılda en az iki kere ve iki farklı daire için yaptığım, yapmak zorunda kaldığım lanet olası iştir perde takmak.
dikkatsiz davranırsanız, ters takıp, yeniden aynı işlemi yapmanız gerekebilir. özene bezene, titizce yapılmalı! tam bir vakit kaybı.

çıkarması da cabası. önce çıkaracaksınız... tülü var, güneşliği var.
eski tarz antikalarla döşeli evlerde rastlanan cinsten kadife ve ağır olanları var. kuşakları var... var oğlu var.
yıkanır ve/veya temizleyiciye gönderilir takılmadan evvel doğal olarak. hepsi ayrı işkence. fuzuli masraf!
tutturucuları* sökmek ve takmak da bela işler kategorisindedir üstelik.

en iyisi modern stor tarzı perdeler. kedili evler için de ideal.
devede de boy var diyerek kıskanılan uzun boyluların bir işe yarayarak kendini iyi hissetmesi adına uydurulmuş ev içi hizmet. '' erkek adam ev işi yapar mıymış '' diye böbürlenen erkeklerin bile canlı yayınla tüm mahalleye karşı gerçekleştirdikleri eylem. o yüzden mini bir şort ya da boxerla yapılmalı ki seyredilmenin tek bir anlamı olsun.
bir de atlamışsanız veya güneşlik te takacaksanız kafayı yemek için birebir dattebayo.
insanın kendi annesine küfretmesi için sebeptir. o an hayatı sorgulamıyorsanız bilin ki yanlış bir şeyler var.
sahi perdeyi kim icat etti, ne zaman icat etti, neden icat etti...! *
170 boyumla tavana erişeceğim diye materyal toplayıp üzerine çıkana ve tavana varana kadar zaten yoruluyorum. bir de üzerine perde geçir peh!
anne bu işi yapmamı rica etmeden, ortamdan uzaklaşmama neden olacak iş. çok zorlanıyorum yahu.
bütün erkeklerin korkulu rüyası
bayram gelmek üzeredir ve evin tek oğlu olarak evde çaresizce o kara günü beklersiniz. planlar yaparsınız kaçmak için. fakat anneniz size istihbarat vermemek için elinden geleni yapar. ve bir anlık gelen vahiy ile anneniz perdeleri yıkamaya karar verir. o an pamuk prensesin yanında bir cüceye dönüşmek istersiniz.
perdeyi ters taktığın o an işte o an "kahretsin beeğ" şeklinde böğürüp annenize dönüp "kalsın bu şekilde gelenler zaten salak anlamazlar tersi düzü boşveeer" denir ama kaçamazsınız.bir lanet gibi o perdeler hep peşinizde olur...
sırf ileride perde takmamak için devasa siyah camları bir rezidansta yaşamak istiyorum.

(bkz:hayallerde yaşıyor bazı erkekler)

ehe