pırasadan nefret eden anne

benim için yaz sebzelerinde patlıcan neyse, kış sebzelerinde de pırasa odur. damak zevki hususunda annemden çok babama benziyorum. örneğin pastırmalı pırasa yemeğini çok severdi merhum peder. annem sadece onun için yapardı. babamdan ve benden başka da severek yiyen yoktu ailede.
annem zaten, babamın sevdiği neredeyse her şeyden nefret ederdi. pırasa ve pastırmadan başka, patlıcan, kereviz, dereotu, her türlü balık, ciğer, işkembe, mantar..
eve bu yiyeceklerden herhangi biri alındığında, yüzünü buruşturur, bir daha böyle bor bok şeyler alırsa hepsini çöpe atacağını söyler, istemeye istemeye yapardı.. peder gülerek, "sen ağzının tadını bilsen, kış günü keşkek yersin" derdi.
peder gideli yıllar oldu.. annem, damak tadı konusunda artık eskisi kadar muhafazakar değil. dün pazara giderken bana, " bir kilo da pırasa alıver. bir pırasalı börek yapalımda yiyelim bari" deyince, ister istemez içimden, "demek bütün havası pedereymiş" diye geçirmedim değil.
pırasadan nefret eden çocuk gördüm de böyle anne görmedim. pırasa sevilmez mi ya hele pırasalı brokolili babamın yaptığı börek mmpfss.
öyle bir annenin var olması için 20-30 yıl vardır.
beni evlatlık edinirse memnun olacağım annedir, lütfen beni evlatlık edin iyi bir çocuk olcam söz. * *
küçükken her köfte patates hayaliyle masaya oturduğunda önüne sağlıklı çeşitlemelerden pırasa yemeği konan annedir.