sadece yolda karşılaşarak arkadaşlığımızı sürdürdüğümüz insan

karşılaşmanın arkadaş kıldığı insandır.

yolda görülür, selam verilir, mutlaka aranacağı sözü alınır ve bir daha da aranmaz. bu durum sonraki karşılaşmaya kadar devam eder. telefon numarası alınır ama asla aranmaz, bu şekilde aynı kişinin onlarca kez rehbere numarası kaydedilip silindiği olmuştur.

görüşmeye anlam atfedilmeyen, ancak tamamen hayattan çıkarıp atılması da mümkün olmayan; ortak yaşanmışlık geçmişinin maruf kıldığı insandır.
bir kişi tanıdım böyle. teorik olarak takmamam, salak bulmam vs gerekirdi fekat bu kızcağızın her seferinde bana selam vermek, konuşmak için elinden geleni yapması vefalı çıktığını düşündürtüyor. mesela dün yine selam vermek için öyle bir manevra yaptı ki kafası patlayıp beyni önüme düşecek sandım. yaşıyor ve bugün saçları 2 ton daha açık sarı..
yani;
ölsem haberi olmayacak ama "arkadaşız."
"hiç görüşemiyoruz canım ya numaranı ver de haberleşelim" dediği zaman konuyu değiştirip kendisini oyaladıktan sonra vedalaşıp ayrıldığınız kişidir.
1. karşılaşma
2. selamlaşma, hal hatır
3. ayaküstü geyik "hiç aramıyon sormuyon, şurdan ayrıldım artık şurdayım" vs...
4. vedalaşma
5. buluşma için sözleşme
6. tutulamayan sözler, buruk kalpler
6'dan sonra ne olduğunu merak ediyorsanız 1'dn 6'ya kadar tekrar okuyunuz. işte bu helezoniyi bize yaşatan ve bu helezoniyi yaşattığımız insanlar.
bide şunu düşündüm tam giriyi entere basıp yollayacam aklıma geldi. mesela bu insanı kaybetsek ve bu izanami bozulsa acaba ne hissederiz? keşke daha çok konuşsaydık, o randevulara katılsaydık falan. ama artık hiç bir anlamı kalmadı de mi?