fil

sıçrayamayan tek memeli olarak karşımıza çıkan iri cüsseli hayvan.. hortumu, geniş kulaklarıyla hep sempatik gelmiştir ama dokunmadım bile..
bazı insanlar kimi zamanlar kafalarında fillerin seks yaptıklarını söyler.
iyiki zıplayamayan hayvandır. zıplasa ne olurdu kimse bilmek istemez sanırım.
dişleri için avlanan ve hafızaları sebebiyle asla unutmayacak denilen hayvandır. aşağıda üzülerek paylaştığım resimden sonra kendisine hayvan dediğim için çok üzüldüm. biz insanlar neden böyle acımasız oluyoruz.(litfen hayvanseverler ve midesi hassas olanlar bakmasın)
http://ertubay.files.wordpress.com/2012/02/fil-disi.jpg
yüzünün ortasında devasa bir penise sahip hayvan. sırtında bir çift memeye sahip olanı için: (bkz: deve)

filler hortumlarını ağır kütükleri kaldırmak, su doldurup duş almak ve yiyecek toplamak için kullanırlarmış. isviçreli bilim adamlarına göre 40.000'den fazla kas ve tendon içeren bu organın asıl amacı 30 milyon yıl önce denizlerde yaşayan ataları için şnorkel görevi yapmakmış.

çağdaş filler de gerektiğinde hortumlarını şnorkel olarak kullanabilirler, tıpkı arkadaşlarına pandik atmakta kullabilecekleri gibi.
bunların en büyük düşmanları yılanlarmış.
birçoğunun ölüm sebebi dişleridir. ağaç gövdesinin kabuğunu, dallarını ve yapraklarını yedikleri için çürüyen dişleri sebebiyle açlıktan ölürler.
evdeki büfe ve iş yerindeki masaları süsler, küçükten büyüğe 7 adet fil kafilesi
satranç tahtasındaki fil bir subaya benzetilebilir. her yönde çapraz olarak hareket edebilir.
sikişen filler sikiyle rezil oldu

gebelik süresi 660 gün yani 2 yıl gibi uzun bir süreyi kapsar.
fillerin gebelik süresi asya filinde ortalama 610 gün, afrika filinde ise yaklaşık 2 ay daha uzundur. hindistan filinde 8-12 yaşında cinsel olgunluğa erişerek döl verebildiği halde, afrika filinde bu süre 14 yılı bulabilir.filler de insanlar gibi çiftleşirler.
geçen gün bir dersimde bahsi geçen hayvan:
"bir hekim elleriyle görmeli. gözlerinizi kapatın... bir file dokunuyorsunuz. soğuk, sert, büyük, kaba..."**
aslı farsçada "pîl" olan kelimenin arapçadan aldığımız şekli.
kara memelileri* içinde zıplayamayan tek hayvan gerçi doğası gereği tembel hayvanda zıplamıyormuş sanırım. ek olarak su aygırı olsun, gergedan olsun zıplayamıyor ama koşarken dört ayağı da havada kalabiliyormuş.
peçete reklamlarının vazgeçilmez hayvanı..
(bkz:#119688)'de de bahsi geçen, başlangıçta bulunduğu karenin rengine göre, dört yöne, önü boş olduğu müddetçe ve satranç tahtasının sınırları izin verdiği kadar gidebilen, önüne çıkan taşı alabilen satranç tahtasındaki fil, dört çeşittir:

a) beyazlar'ın beyaz fil'i (beyazlar'ın altta olduğu pozisyonda ve başlangıçta şah'ın sağında)

b) beyazlar'ın siyah fil'i (beyazlar'ın altta olduğu pozisyonda ve başlangıçta vezir'in solunda)

c) siyahlar'ın siyah fil'i (siyahlar'ın üstte olduğu pozisyonda ve başlangıçta şah'ın sağında)

b) siyahlar'ın beyaz fil'i (siyahlar'ın üstte olduğu pozisyonda ve başlangıçta vezir'in solunda)
sevdiğim hayvanlardır. üzüntülerinden ölebiliyor olmaları bende böyle bir iç acıması doğuruyor hep.