hint avrupa dil ailesi

cermen dilleri(ingilizce, almanca, hollandaca, isveççe vb.),
italik diller(romence, fransızca, italyanca, ispanyolca vb.),
yunanca,
slav dilleri(bulgarca, rusça, hırvatça, sırpça vb.),
baltık dilleri(litvanyaca vb; ayrıca slav dilleri ile baltık dilleri birbirine diğerlerinden daha yakındır),
arnavutça,
ermenice,
kelt dilleri(irlandaca, iskoç dili vb.),
farsça ve hintçe(sanskrit vb; ayrıca hintçe ile farsça birbirine diğerlerinden daha yakındır)

dillerini içinde barındıran dil ailesidir. avrupa'da olup da bu dil ailesine üye olmayan diller, fince, macarca, estoncadır. türkiye'nin avrupa kıtasında toprağı bulunduğunu sayarsak, türkçeyi de sayabiliriz.
türkçe ve macarca ural-altay dil ailesine, estonca ve fince de fin-igor dil ailesine mensup. kıtaya dahil olup olmamakla pek alakası yok; daha çok fonetik ve dilbilgisi ile ilgili. düzeltmek istedim.
ural-altay hipotezi, çok eski yıllarda çoktan terkedildi. artık sadece ural ve altay dil aileleri ayrı olarak ele alınıyor. hatta altay dil ailesine bile dilbilimciler tartışmalı olarak bakıyorlar. türkçenin içinde bulunduğu dil ailesi "turkic" diye geçer. fince, estonca ve macarca da ural dil ailesine mensuptur. fince ve estonca birbirine daha yakındır macarcadan. azerice ile türkçe gibi yani.

aynen, kıtaya bağlı bir özelliği yoktur bu* dillerin. sadece ek bilgi olsun diye söylemiştim.
sanırım en önemli özellikleri, sözcüklerinin "ne dersek o" özelliğinin bulunması. mesela bizde "sil" dediğimiz zaman, aklımıza birden fazla eylem gelmesine rağmen, ingilizcede çoğu duruma göre ayrı sözcük kullanılıyor. sanırım bu kültürü de etkilemiş. bir avrupalı, ne derse onu söylemek istiyor ama biz, ya da ne bileyim bi japon ya da çinli, bir şey dediği zaman aslında onun birden çok anlamı oluyor. "ne demeye çalıştı lan bu" moduna giriyoruz.