bu sene tüm tatile çıkmamam lazım lazer yaptırıyorum naralarıma rağmen az önce kuzenlerimin çeşme'den instagrama attıkları fotoğrafları görünce dayanamadım, ilk uçakla yanlarına gidiyorum. hayır bir de çeşme'nin her köşesinden, utanmadan yazlığın tuvaletinden dahi*, fotoğraflar çekip her fotoğrafın altına bir de beni etiketlemişler. bunu neden buraya yazdım? bunalmışım. böyle bir karar ihtiyacım varmış. heyecandan havaya uçuyorum. birazdan maroon 5 şarkıları eşliğinde valizimi hazırlayacağım.
hatta bu da burada dursun. mojitolar ve kumsal beni bekler. kim benden daha iyi tatil yaptığını iddia edebilir ki!?*
sevgili sözlük,
nicki minaj poposu yapacağım diye çok saldım kendimi. asıl yapmam gerekeni unuttum. popomla gündeme gelmeyi bırak, göbeğimle bile gündeme gelebilirim artık. bu yüzden zeytinyağlı dolmalara ve patates kızartmasına veda ediyorum. lütfen bu zor günlerimde bana destek olun. lütfen beni yedirtmeyin. *
az önce dişçiden geldim. telleri iyice sıktı. yetmedi bir de lastik taktı. doğru düzgün açamıyorum ağzımı, konuşamıyorum. zaten pek konuşmayı seven birisi değilim ama konuşmak istediğim zaman konuşamamakta çok canımı sıkıyor. bilseniz nasıl bir his?! sanki tutkalla yapıştırmışlar gibi. üstelik dişlerimin ağrısı her geçen dakika artıyor. dişçiden ilk çıktığımda hiçbir şey yok. eğer böyle devam ederse hayat bana bal kaymak diye seviniyordum. yaklaşık 1 (bir) saat geçti ve dişlerim ağrımaya başladı. adam, asistanına "köpek dişlerinin biraz daha öne gelmesi gerek," derken bundan bahsediyormuş demek ki! köpek dişlerim ağrıyor.
o değil de bu dişler düzeldikçe dudaklarım ortaya çıkmaya başlıyor. çenemin şekli düzeldi. yanaklarım çöküktü biraz şimdi ortaya çıkmaya başladılar. resmen şeklim değişti. spor salonunda antreman yaparken birbirimizi gaza getirmek için "no pain no gain" deriz. kendime sürekli bunu tekrarlasam iyi olacak.
no pain no gain
no pain no gain
no pain no gain
no pain no gain
no pain no gain
no pain no gain
no pain no gain
no pain no gain
sevgili sözlük, ne güzel bişeysin. ne kadar güzel insan tanıdım burada. gerçekten, kimi tanıdım ise herkesten birer birikimim oldu. ne güzel renkleriz. hayatının temelini öğrenmek üzerine kurmuş biri için gerçekten değerlisin.
sevgili sözlük. aslında acıyorum zavallı bizlere, bu komplekslerinden önünü göremez halimize, kusa kusa bitiremediğimiz gün be gün daha çok körüklediğimiz aslında tüm sebebi benliğimizdeki eksikler olan nefretimize acıyorum. her gün daha çok büyüyen boşluğumuzda yok olurken, mecburmuşçasına aymaz bir öfke ile herkesi etiketleme ve boklama azmimize acıyorum. ahhhh sözlük ne çok acıyorum bir bilsen... umay umay'ın da dediği gibi hakikaten nerem varsa insan kalan işte orası acıyor...
dördüncü günün sonunda ilk defa 40 derecelerden 38 - 37,5 derecelere düşen ateş sonrası zafer benimdir! domuz gribi beni değil ben onu yendim! ben kösem, aşktan bir zırh takıp göğsüme, masumiyetimi bir kılıç gibi kuşandım domuzlar! geliyorum!!!*