şimdi anlatınca komik olmadı ama o an çok komikti anı

dersanede ders dinliyorduk. ders coğrafya işte, ama dersin hocası dersanenin en sert mizacli adaminin dersi,prensipli idealist öğretmen. konusmayida pek beceremeyen bir adam kirik turkcesi var. atmosferi anlatirken pilot yerine kulot demişti -kulotta degil tam olarak'qilod'. sonra yanimdaki kiz aradasimla biranda gozgoze geldik lan gercekten kulot mu dedi bakisi attik. sonra ayni anda gulmeye basladik. -evet sıkıntıdan buna güldük- ben gulmeye baslayinca zaten ortamdaki desibel kaynagi oldugumdan mutevellit hocadan cok pis ayar yedik. geldi suratimiza agindan fiskiran tukuruklerle ayar cekti. tabi ben hala guluyorum, cit cikarirsan dersten yolluycam dedi,kafami koyup dersin sonuna kadar gulmeye devam ettim. bu da boyle oan komikti ama simdi anlatinca komik olmayan animdi.
kimi zaman '' yaa bu mal anlamadı gülmüyo'' gibi düşündürürken, kimi zaman da '' aslında o kadar komik değilmiş. biz neden güldük ki o zaman buna.'' diye düşündürür. sonuç her ne olursa olsun bu cümleyi kurduğunuzda evet sıçmışsınızdır.
tam olarak şu durumdur:

geçen gün bi arkadaş anlattı, çok hoşuma gitti. bi laz fıkrası anlattı. laz hep diyomuş ki çevresine, “ben bak hastayım, ben hastayım, ben hastayım” diyomuş, kimse dinlemiyomuş kendisini. “ben hastayım, ben ölücem, bana bakın” filan. sonra demiş, “ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın” demiş. mezar taşına yazmışlar: demiş ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız, bak noldu şimdi?
hı hı hı?. ha? yani, bizim lazın mezar taşında öyle yazıyomuş. ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız nooldu şimdi? gördünüz mü?