parkta koli kesenler ile ilgili barbaros altuğ'un cevabı;

http://www.duzceyerelhaber.com/kose-yazi.asp?id=10902&barbaros_altug-hayat_bir_bumerang

bana nedense amacının sadece yayalaştırma olmadığını hissettiren projedir. yine " taksim ve çevresiyle fazla oynamaya başladılar. bunun altında bir bit yeniği var." dedirten projedir.

bu proje daha çok yayalardan arindirma projesi gibi görünüyor.

engin ardiçkusunun hararetle destekledigi proje. zamaninda cem uzanin kiçini yalamaktan yalama olmus olan ardiçkusu, bu projeye karsi çikanlarin itirazlarini, " artik gezi parkinda koli kesemeyecek olan 60 yasini devirmis kart liberal escinsellerin zirlamasi" olarak degerlendirdi. ancak taraf gazetesinden barbaros altug, kendisine güzel bir ayar verdi.

edit: ben denedim olmadi. birisi o yaziyi bulup link verirse harika olur.

dün itibariyle ilk kazmalar, divan oteli ve zambak sokakta vuruldu. kamuoyunun ve meslek odalarinin karsi oldugu ve "taksimi yayalardan arindirma projesi" olarak adlandirdigi proje, idare mahkemesinin aksi kararlarina ragmen, yangindan mal kaçirir gibi sessiz sedasiz baslatildi. zira "führer" öyle istiyormus.

taksimdeki dönüsüme karsi mücadele eden "taksim dayanismasi" isimli grup, duyarli tüm istanbullulari, pazar aksami taksimde düzenlenecek protesto eylemine çagirdi.

taksim meydanının trafiğe kapatılması yeniden gündeme gelmiş bulunmakta.

http://www.arkitera.com/haber/index/deta...

projenin bu kadar tepki almasinin sebebi, bölge halkinin, meslek odalarinin, sehir planlamacilarin ve ilgili sivil toplum örgütlerinin bütün karar alma mekanizmalarindan soyutlanmalari ve fikirlerinin alinmamasidir. demokratik bir ülkede böylesine büyük bir proje, böyle yangindan mal kaçirir gibi, salt basbakan istedi diye yapilmaz. hatta çogu gelismis ülkede bu gibi durumlarda ilgili kentin insanlarinin katildigi bir referanduma dahi gidilir. destekleyenlerin boll keseden atmak yerine, insanlar niye karsi çikiyor diye bir arastirmasi, sanirim daha saglikli olacaktir. ilgilenenler için;

www.taksimplatformu.org

teknik nedenlerden dolayi link veremiyorum, ancak konuyla ilgisi olmasi açisindan;

ayse hür'ün, 04 kasim 2012 tarihli radikal gazetesindeki yazisi
ertan altan'in 05 kasim 2012 tarihli taraf gazetesindeki yazisi

yukaridaki iki yazi, konunun özünü anahatlariyla ortaya koymasi açisindan çok önemli.