türk sanat müziği

çok zengin, asil, duygulu, teknik, klasik bir tarz. severim. keyifle soylerim. 17.yy a kadar dayanan mazisi vardır. hepimizin kulağında illaki 1-2 eser saklanır durur. bir yerde duyulunca farkında olmadan eşlik edilir.
dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç.

sanat müziği parçaları söylediğimde, hep "pop gibin, rock gibin söylüyon yauuu" derler. severim elbette ama cover oluyor benimkiler söylediğimde. her yiğidin yoğurt yiyişi farklı işte. naparsın.
en sevdiğim eser : duygular coşuyor çaldığın zaman (tanbur) kürdîli hicazkar.

her şarkı ayrı güzel ama bazıları derinden yakıyor insanın içini hele birde okuyan sanatçı ise dokunmayın adama.. gah ağlatır, gah hüzünlendirir ama müzikalitesi hiç bir zaman azalmaz öyle bir müzik türüdür
kimseye etmem şikayet bir off çektirir ki bana...

kimseye etmem şikâyet
ağlarım ben hâlime
titrerim mücrim gibi
baktıkça istikbâlime
perde-i zulmet çekilmiş
korkarım ikbâlime
titrerim mücrim gibi
baktıkça istikbâlime
bülent ersoy'dan dolayı "fevkale" kelimesini hatırlatan, genel anlamda makamları akla getiren, bence en meşhurunun nihavent makamı olan, özellikle orta ve yaşlı kesimin dinlediği, kafa dinlendiren, olması gereken müzik türümüzdür
can yakar ama yine dinlenir...


bir ihtimal daha var
o da ölmek mi dersin
söyle canım
ne dersin
vuslatın başka alem
sen bir ömre bedelsin.

yaşamanın anlam kaybettiği anları hissettiren bir bestedir.

münir nûreddin selçuk - dertliyim rûhuma hicrânımı sardım da yine
*

dinleyebilmek için gönlün biraz ihtiyar olması gerekir.
başlasak müzeyyen ablamla '' huysuz ve tatlı kadın'' desek.. rakımız, dostumuz da oldu mu... kim takar dünyayı.. zaman orda dursun ve güzellikler çalsın art arda.