türkiye'de fazıl say olmak

lince ugramaktir.
yetenegini ve sanatini istedigi gibi harcar. sonuçta kendi tasarrufunda olan seylerdir. sanatçiya " sen sanatinla ugras, etliye sütlüye karisma " deme hakkiniz yoktur. sanatçi yaptiklarini, söylediklerini siz sevesiniz takdir edesiniz diye yapmaz. sanatçi "çikintidir" , "marjinaldir" hatta biraz "tuhaftir" onu farkli yapanda budur.
"millet in degerleri" dedigimiz seyler, sürü yü ayni hizada tutmak için çevrilmis çitlerdir. sanatçi zaten o çitlerden rahatsiz olandir. oscar wilde düsünceleri ve yasam tarziyla dönemin genel geçer kurallarina, "ingiliz milletinin milli degerlerine" karsi çikmamismiydi?
nikahsiz birlikte yasamak milli degerlerimize terstir.. keza "ibnelik"te öyledir. devlete laf söylenmez, din
elestirilmez, aile kurumu kutsaldir... aleviyseniz ramazanda oruç tutar gibi yapin, hiristiyansaniz belli etmeyin, ermeniyseniz 1915 ten, kürtseniz uludereden bahsetmeyin... kadinsaniz kocayi, evlatsaniz babayi elestirmeyin....
bu liste uzar gider.. ve bugün konusmalariniz, yarin ise sadece varliginiz bile "milli degerler" için tehlike olabilir. nitekim bugün, trans bireylerin sokaktaki varligi dahi düzen için tehdittir ve alisverise çiktiklarinda "kamu ahlakini bizmaktan" ceza makbuzu kesilebilir, karakola çekilebilirler.
fazil say in "elit beyaz türk" tavirlari ve genis halk yiginlarina yukaridan bakan seçkinci tavri benimde hosuma gitmiyor. ama birilerinin kalkip onu parçalamalari için çakallarin önüne atmalarinada sessiz kalamayiz. begenmedigimiz her sesi susturmanin artik rezil bir aliskanlik oldugu bu berbat döngüyü kiramazsak, bir gün bizim varligimizida "milli degerlere" aykiri gören birileri çikabilir.
ermeni, alevi, kürt, escinsel, ateist, kadin, roman olmaktir... yanginda en son kurtarilacak muamelesi görmektir.