üreme psikolojisi

evliliğin ilk gecesi atılan tohumla şekillenen, 9. ayda ilk ürünü veren, sonra tek çocuk şımarık olur, 2 çocuk kavga eder, erkek kız oranını dengelemek lazım, daha yaşımız genç inancıyla kadını deneme tahtası yapan, nüfusa ivme kazandıran felsefe. geçim sıkıntısı çeken ailelerde bile biri karnında, biri sırtında karşımıza çıkar bu çocuklar, allah rızkını verire yaslanarak. birileri çocuk, torun sevgisiyle övünecek diye belirsiz bir geleceğe doğan bunca çocuğun hesabını kim verecek? sadece yatakta üretken olmalarını hiçbir doğum kontrol yönteminin engelleyemediği ebeveynler mi, soyadını gelecek nesillere bırakma derdindeki ataerkil düzen mi yoksa en az üç çocuk yapın diyebilecek medeni cesarete sahip başbakan mı? ne diyelim durmak yok üremeye devam!
psikolojisini bildiğimiz ama kendi aramızda üreyemediğimiz durum.
ehliyeti bile sınavla veriyolar , baba olmayaysa bir sik yetiyor.
anne ya da baba olmanın verdiği keyifi, mutluluğu anlayamayan ve anlayamayacak olanlar vardır birde. o daha da kötü. doğurana çoğalana kin güdenler de vardır kendilerinde o yeti olmadığı için, bu tiplerden bahsetmek bile yersiz.
akla çocuk sahibi olmak gelir ama kimileri için yoğun tedavi gerektirebilir. onlar için iç burkan bir konudur.
biz gay lerin bu gibi bir sorunu olacağını pek sanmıyorum, tabi aranızda bisexüel yoksa.
aslında hayvanlar aleminde ki bulunan tüm canlıların amacıdır. nesillerini devam ettirebilmek için her şeyi feda edebilirler.