lise yıllarında okuduğum kitaptır. okumamın üzerinden yaklaşık on yıl geçti ve yazarın anlattıkları hiç yabancı gelmiyor artık bana. ve adım adım yazarın anlattığı dünyadan daha fazlasına sürükleniyoruz gibi bir his var içimde...
evet, istanbul'da az da olsa böyle yerler var. sessiz ve sakin, insanlardan uzak...benim bildiğim bir kaç yer var ama keşfedilirse daha çok çıkacaktır.
alttaki yazar, hayatından memnun musun daha doğrusu mutlu musun?
bu haberi ilk izlediğim gün kendimden utanmıştım. ne söylenebilir ki, utanılacak bir durum. allah rahmet eylesin. daha ne ayıplar var böyle bu ülkede...kaçını biliyoruz, kaçından haberimiz var.
sabahları mutlu uyanmanızdır, uyandığınızda aklınıza ilk o gelmesidir, eliniz hemen telefona gider, mesaj var mı diye... gün içinde sürekli mesaj ya da arama beklersiniz. iş çıkışı onunla buluşacaksanız zaman geçmek bilmez...
ülkemizde olmayan ve olması için çok uzun süre geçmesi gereken haklar. şu videodaki hayvanın duruşuna ve yüzündeki korkuya bakın. bu tür caniler için en ağır cezalar gerekli.
şu sıralar çok yaptığım şey. özellikle geleceğimi sorguluyorum. geçmişte çok hatalarım oldu, yanlışlar yaptım ama hepsi iyi ya da kötü birer tecrübe oldu. olanla ölene çare yok demişler. şimdi sorularım geleceğe dair.....ülke durumu ve iş durumu canımı sıkıyor. hayat her gün pahalanıyor. kazandığım maaş ancak temel ihtiyaçlara yetiyor. gezmek, kültür sanat etkinliklerini takip etmek(konserler, baleler, operalar vs.) çok az yaptığım şeyler oldu. her an işsiz kalsam bir ay idare ederim, sonrası ne olur bilmiyorum. ve umut vaadeden bir şey göremiyorum. ikinci olarak gay olmak ve bu ülkede yaşamak ile ilgili. yanız yaşlanmak istemiyorum. bir ömrü, bir evde tek başına tamamlamak istemiyorum. son zamanlarda iyice seksten soğudum, hatta tiksinir oldum. sadece sarılmak ve güzel bir şeyler yaşamak istiyorum. bu penislerin kalkmadığı gün geldiğinde halimiz ne olacak bilmiyorum. bu doyumsuzluk, bü tüketim yoruyor beni. en kötü tarafı ise bir türlü işin içinden çıkamadım. geçen ilk defa intiharı düşünürken yakaladım kendimi....
ülkemizde olmayan ve olması için çok uzun süre geçmesi gereken haklar. şu videodaki hayvanın duruşuna ve yüzündeki korkuya bakın. bu tür caniler için en ağır cezalar gerekli.
bu haberi ilk izlediğim gün kendimden utanmıştım. ne söylenebilir ki, utanılacak bir durum. allah rahmet eylesin. daha ne ayıplar var böyle bu ülkede...kaçını biliyoruz, kaçından haberimiz var.
yeni yeni fark ediyorum. yaşadığım zor ve kötü zamanları hatırlamıyorum. düşündükçe şaşırıyorum ama hayatımın belli dönemleri yok. hafızam o döneme dair hiç bir şey taşımıyor. mesela iki sene öncesini pek hatırlamıyorum.