bu direniş bana gerçek halkı gösterdi.cinsel kimliğimden rahatsız olmayan kol kola yürüdüğüm insanları,gazdan etkilendiğimde yardımcı olan türbanlı kızları,beşiktaşta sığındığımızda kapılarını sonuna kadar açan cami imamını.olaylar yüzünden koli yapamadıkları için tayyipi destekleyen dönek sözde arkadaşlarımı.yalaka medyaya karşı sosyal medyanın gücünü etkin şekilde kullanan türk gencini.kısacası ülkemin sinirlenince çok güzel olduğunu
seks işçiliği yapmadanda yaşanılabilir.bloğumdan aktardığım birkaç satırla nasıl bir hayatımız olduğu konusunda fikir sahibi olabilirsiniz..
13 yıllık yaşamım boyunca,evet 12 çünkü 15 yaşımda kendimi keşfettim 15 yaşımda yeniden doğdum.15 yaşındaydım ve miladımı yaşıyordum erkek bedeninden hoşlandığımı farklı olduğumu ilk o zaman keşfetmiştim.zannedilen gibi sexe dayalı bir hoşlanma değildi bu daha farklı daha estetik bir hoşlanmaydı bu.
hani yitirdiğin şeylerin değerini sonradan anlarsınya öyle zamanlarımdandı geçip giden çocukluğum. derken ergenlik dönemim geldi farklı hissetiğimi dışa vurmaya başlamam ilk bu dönemlerdeydi.gençliğiminin verdiği fırtınayla savrunduğum kaygısız şehvetli kaçamak dolu yıllardı geçen her gecenin değerini bilmediğim yıllardı.
kadının toplumdaki rolünü sorgulamaya ilk bu dönemlerimde başlamıştım.hemcinslerimden hoşlanıyordum ancak hemcinslerimle beraberken kendimi kadın karakterine bürünmüş olarak düşlüyordum.cinselliğe dayalı ıslak gençlik düşleri değildi bunlar tamamen farklı sıradan yaşama dair düşlerdi.düşlerimi yaşamak istiyordum ama ya çevremdekilerin baskılarıyla karşılaşıyordum yada tanıştığım sex arsızlarının günlük heyecanlarından biri oluyordum.
bedenimle oynamaya başlamıştım . ergenleşen vücudum git gide yabancılaşıyordu zamanla savaşmak değişimimi durdurmak istiyordum.böylesine bir değişime hazır değildim.
beyoğlunun ara sokaklarındaki marjinal barlarda sahte maskelerin arasında hikayemdeki kadın olduğum yıllardı.ne kadar sahte yitik geceler olsada mutluydum sınırlı bir zaman diliminde içimden geldiği gibi yaşıyordum.ilk saçlarımı boyamıştım sonra dar giyim efemine hareketler ..
içimde yaşadığım fırtınalardan haberi olmayan kendi tabiriyle maskulen gay arkadaşlarımdı ilk dışlayanlar sonra çevre ve ailem oldu.istediğim hayatı azda olsa yaşayabiliyordum ancak bu hayatı sürdürecek imkanlarım git gide azalıyordu.her şeyi geride bırakabilirdim ailemi yaşantımı tamamen değişebilirdim ama olmadı yapamadım.
düşlerimden izole olmuş sıradan bir yaşam sürmeye başlamıştım.insan hislerini ne kadar baskılayabilirki.bir süre sonra dışarıda toplumun bana direttiği erkek figürü kendi dünyamda ise kadın olarak yaşamaya başlamıştım.crossdresserliğinde benim için yetersiz olduğunu anladığım zaman hormon kullanmaya başladım ardından epilasyonlar saç uzatmam geldi.
baharın gelmesiyle yavaş yavaş kış uykularından uyanmaya başlamış abazan tipi. yazın başlayacakları güneye göçlerine kadar dikkat etmekte fayda var.. nefes alsın yeter
şarkı sözlerinin bir kısmında neil gaiman a yaptığı göndermeler bulunur çok yakın arkadaşlar.neil gaiman okurken fonda tori dinleyerek kahvemi yudumlamaktan orgazm kadar zevk alıyorum * )
günlerdir suratımda pörtleyip duran sivilcelerime iyi gelen yağ. pamukla yatmadan önce sivilcelerimin üzerine sürüyorum 2 gün içinde kuruyup yok oluyorlar.
kimyasal ilaçlara doğal alternatif.
yurdum evli biseksüel erkeklerinin beyninden akan çüküne akan kan tavan yaptığında karılarından gizli kurdukları ,tatminleri bittikten sonra ivedilikle kaldırdıkları güzide uygulama....
hissettiği duyguları ve ruhunu bedenine yansıttığı bunu bir yaşam biçimine dönüştürdüğü için dışlanırlar.ataerkil toplum düzeni iş vermez,alayeder,taciz eder ve zorla fuhuşa iter.toplumun dışlanmış kadınlara uyguladığı fiziksel ve duygusal şiddetin daha beterini daha yoğununu yaşarlar. birçok lezbiyen ve gay ailesiyle yaşayabilir görüşebilir ancak gerçek bir travestinin ailesiyle yaşayabilme ihtimali çok düşüktür.
gay ve lezbiyenlerin büyük çoğunluğu kendilerine yapılmasını istemedikleri ayrımcılığı dışlamayı travestilere uyguladıkları için travestiler toplum içinde kendi gruplaşmalarını oluşturmak zorunda bırakılmıştır.
yurdum evli biseksüel erkeklerinin beyninden akan çüküne akan kan tavan yaptığında karılarından gizli kurdukları ,tatminleri bittikten sonra ivedilikle kaldırdıkları güzide uygulama....
bu direniş bana gerçek halkı gösterdi.cinsel kimliğimden rahatsız olmayan kol kola yürüdüğüm insanları,gazdan etkilendiğimde yardımcı olan türbanlı kızları,beşiktaşta sığındığımızda kapılarını sonuna kadar açan cami imamını.olaylar yüzünden koli yapamadıkları için tayyipi destekleyen dönek sözde arkadaşlarımı.yalaka medyaya karşı sosyal medyanın gücünü etkin şekilde kullanan türk gencini.kısacası ülkemin sinirlenince çok güzel olduğunu
seks işçiliği yapmadanda yaşanılabilir.bloğumdan aktardığım birkaç satırla nasıl bir hayatımız olduğu konusunda fikir sahibi olabilirsiniz..
13 yıllık yaşamım boyunca,evet 12 çünkü 15 yaşımda kendimi keşfettim 15 yaşımda yeniden doğdum.15 yaşındaydım ve miladımı yaşıyordum erkek bedeninden hoşlandığımı farklı olduğumu ilk o zaman keşfetmiştim.zannedilen gibi sexe dayalı bir hoşlanma değildi bu daha farklı daha estetik bir hoşlanmaydı bu.
hani yitirdiğin şeylerin değerini sonradan anlarsınya öyle zamanlarımdandı geçip giden çocukluğum. derken ergenlik dönemim geldi farklı hissetiğimi dışa vurmaya başlamam ilk bu dönemlerdeydi.gençliğiminin verdiği fırtınayla savrunduğum kaygısız şehvetli kaçamak dolu yıllardı geçen her gecenin değerini bilmediğim yıllardı.
kadının toplumdaki rolünü sorgulamaya ilk bu dönemlerimde başlamıştım.hemcinslerimden hoşlanıyordum ancak hemcinslerimle beraberken kendimi kadın karakterine bürünmüş olarak düşlüyordum.cinselliğe dayalı ıslak gençlik düşleri değildi bunlar tamamen farklı sıradan yaşama dair düşlerdi.düşlerimi yaşamak istiyordum ama ya çevremdekilerin baskılarıyla karşılaşıyordum yada tanıştığım sex arsızlarının günlük heyecanlarından biri oluyordum.
bedenimle oynamaya başlamıştım . ergenleşen vücudum git gide yabancılaşıyordu zamanla savaşmak değişimimi durdurmak istiyordum.böylesine bir değişime hazır değildim.
beyoğlunun ara sokaklarındaki marjinal barlarda sahte maskelerin arasında hikayemdeki kadın olduğum yıllardı.ne kadar sahte yitik geceler olsada mutluydum sınırlı bir zaman diliminde içimden geldiği gibi yaşıyordum.ilk saçlarımı boyamıştım sonra dar giyim efemine hareketler ..
içimde yaşadığım fırtınalardan haberi olmayan kendi tabiriyle maskulen gay arkadaşlarımdı ilk dışlayanlar sonra çevre ve ailem oldu.istediğim hayatı azda olsa yaşayabiliyordum ancak bu hayatı sürdürecek imkanlarım git gide azalıyordu.her şeyi geride bırakabilirdim ailemi yaşantımı tamamen değişebilirdim ama olmadı yapamadım.
düşlerimden izole olmuş sıradan bir yaşam sürmeye başlamıştım.insan hislerini ne kadar baskılayabilirki.bir süre sonra dışarıda toplumun bana direttiği erkek figürü kendi dünyamda ise kadın olarak yaşamaya başlamıştım.crossdresserliğinde benim için yetersiz olduğunu anladığım zaman hormon kullanmaya başladım ardından epilasyonlar saç uzatmam geldi.
1.5 yıldır içinde bulunduğum süreç.
hormon ilaçları sebebile çöken psikolojim,aileme çevreme durumu kabullendirme dönemim ve stresli hukuk süreci sebebiyle antidepresansız bir hayat düşünemiyorum.mevcut sistemde dahada zorlanırsam vazgecebilirim..
hissettiği duyguları ve ruhunu bedenine yansıttığı bunu bir yaşam biçimine dönüştürdüğü için dışlanırlar.ataerkil toplum düzeni iş vermez,alayeder,taciz eder ve zorla fuhuşa iter.toplumun dışlanmış kadınlara uyguladığı fiziksel ve duygusal şiddetin daha beterini daha yoğununu yaşarlar. birçok lezbiyen ve gay ailesiyle yaşayabilir görüşebilir ancak gerçek bir travestinin ailesiyle yaşayabilme ihtimali çok düşüktür.
gay ve lezbiyenlerin büyük çoğunluğu kendilerine yapılmasını istemedikleri ayrımcılığı dışlamayı travestilere uyguladıkları için travestiler toplum içinde kendi gruplaşmalarını oluşturmak zorunda bırakılmıştır.
yurdum evli biseksüel erkeklerinin beyninden akan çüküne akan kan tavan yaptığında karılarından gizli kurdukları ,tatminleri bittikten sonra ivedilikle kaldırdıkları güzide uygulama....