sabahtan beri dilime dolanmış olan şarkıdır. zeki müren ve edip akbayram seslendirmiştir. hangisi daha iyi diye münakaşaya girmeyeceğim ben ikisini de seviyorum. sözleri ise:
senden ayrı geçen günler ha bugün, ha yarın biter omzumda bunca yük varken sırtımda bunca yük varken biri iner, biri biner
sen her gece rüyalarımda gelip bana ağlıyorsun kim bilir beni kimlerden sorup haber alıyorsun ne haldeyim biliyormusun?
hava nasıl oralarda, üşüyor musun? kar yağıyor, saçlarıma bilmiyor musun?
bildiğim pek çok doğru var gittiğim bir tek yolum var şu yürekte kaç yangın var? biri söner, biri yanar
sen her gece rüyalarımda gelip bana ağlıyorsun bense bir türkü tutturdum gece gündüz söylüyorum duyup beni diliyormusun?
hava nasıl oralarda, üşüyor musun? kar yağıyor, saçlarıma bilmiyor musun?
ben değilimdir bu sevdalılardan. istanbul benim gibilerde (eminim bir tek ben değilimdir) bağımlılık yapmıştır sevgili gibi. tatile gitmek iyi güzel hoştur ama iki gün sonra istanbul özlenmeye başlar, trafiği, gürültüsü, kirli havası özlenir.
orijinal adı it's a man's world olan bir james brown parçasıdır. ve "it would be nothing without woman or a girl" diye devam eder. luciano pavarotti ile olan düeti tadından yenmez.
bizzat ben değil. mesenger'a messencır demek gibi değildir. nihayetinde türkçe'de 'messincır' diye okunan messenger yoktur ve ingilizce okununuşunun kısaltmasıdır, doğru telaffuz edilmelidir. yine de facebook'a feysbok diyen insana yeğdir.
ingiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, şişmanlığın sadece vücut kitle indeksinin 25 üzeri olması daha yaygın bir deyişle klasik şişman insan görüntüsünden ibaret olmadığı ortaya çıktı. the guardian gazetesinde yer alan habere göre şişmanlıktan daha tehlikeli bir şişmanlık türü daha keşfedildi; gizli şişmanlık. tofi (thin on outside, fat inside) olarak tabir edilen bu rahatsızlığa göre hastalar dışarıdan bakıldığında gayet zayıf görünürken ve yapılan vücut kitle endeksine göre 25 altı değerler alabiliyorken aslında şişman olarak nitelendirilebiliyor. peki bu nasıl oluyor derseniz, bu kişiler vucütlarında sahip oldukları yağ hücrelerini organların çevresinde barındırıyor. özellikle böbrek ya da ciğerler gibi hayati önem taşıyan iç organların etrafında depolanmış yağlar sağlık açısından büyük risk yaratabiliyor. bu yağlar aynı zamanda kana karışarak arterler boyunca birikebiliyor ve kardiyovasküler hastalıklara ortam sağlıyor. bu gizli yağ depoları vücutta farklı biçimlerde sinyaller veriyor. örneğin genelde obezlerde rastlanan insülin direnciyle ilgili problemler bu kişilerde de görülebiliyor.
bu durumun daha çok genetik sebeplerden kaynaklandığı düşünülse de, araştırma ekibinin şefi dr bell'e göre hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olan kişiler zayıf dahi olsalar bu risk ile karşı karşıya kalabiliyor. bir başka risk grubu ise şok diyet uygulayanlar. yani aşırı kilo vererip alanlar. bu durumda vucüt kıtlık sendromuna girdiği için yağlarının iç organlar etrafında toplanması olasılığı artıyor. iç organları kaplayan yağ mri incelemesi sonucu ortaya çıkıyor.
fikrimce, araştırma sırasında edinilen ilginç sonuçlardan biri ise şu; sumo güreşçileri ortalama 50 ve üstü vücut kitle indeksine sahip olmalarına rağmen, iç organlarının etrafında daha az yağ kütlesine sahip. yağları derilerinin altında toplanıyor. bu nedenle de şişmanlığın getirdiği kolesterol, insülin direnci gibi hastalıklardan daha az etkileniyorlar. bahsi geçen tofi sendromlu hastalarda ise zayıf görünmelerine rağmen bu tip hastalıklar görülebiliyor. ayrıca bu araştırmayı televizyondan da izlemiştim. araştırmayı yorumlayan doktor, bu gruba çok yiyip kilo almayan insanların da dahil olabileceğini söylüyordu.
beyaz tenliyseniz, hele hele açık tonlarına sahipseniz, çok canınızın yanmasına sebep olur. derinizin yanan kısımları ödem toplar şişer ağrıdan duramazsınız, acısı da cabası. gecenin bir saatinde tahammül edemeyip hastaneye gittiğinizde size 2. derece yanık teşhisi konabilir, iyileşmesi 3 ay sürebilir. sonra bir daha güneşe çıkmaya korkarsınız, plaja gidip şemsiye altında gölgede oturursunuz. *
hepimizin böyle bir arkadaşı mutlaka vardır. genelde de kıskanırız böyle insanları. ancak buradan da şunu belirtmek isterim ki, gizli şişmanlık denilen hastalığın en büyük olasılık ölçüsünde görüldüğü kitle bu kitledir efendim. peki nedir gizli şişmanlık derseniz.
tahammül edemediğğim hadisedir. yapanı da, yapılmasını da sevmem. gelin görün ki şu sıcak yaz aylarında asfalt öyle ısınıyorki normal şekilde kalksanız bile lastikleriniz ötmeye başlıyor. utandırıyor insanı.
ik: demek yüksek lisans yapmak istiyorsun? ben: evet efendim. ama derslerim mesai saatinden daha sonraki saatlere denk geliyor. sorun olursa da öğretmenlerimle konuştum bir-iki saat daha ertelemeye müsaade ediyorlar. ik: bak genç adam, ben senin çalışacağın bölümün müdürüyüm. ben bu bölümde en az seyyahat eden insan olduğum halde senle görüşmeden on dakika önce geldim şehir dışından.
ingiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, şişmanlığın sadece vücut kitle indeksinin 25 üzeri olması daha yaygın bir deyişle klasik şişman insan görüntüsünden ibaret olmadığı ortaya çıktı. the guardian gazetesinde yer alan habere göre şişmanlıktan daha tehlikeli bir şişmanlık türü daha keşfedildi; gizli şişmanlık. tofi (thin on outside, fat inside) olarak tabir edilen bu rahatsızlığa göre hastalar dışarıdan bakıldığında gayet zayıf görünürken ve yapılan vücut kitle endeksine göre 25 altı değerler alabiliyorken aslında şişman olarak nitelendirilebiliyor. peki bu nasıl oluyor derseniz, bu kişiler vucütlarında sahip oldukları yağ hücrelerini organların çevresinde barındırıyor. özellikle böbrek ya da ciğerler gibi hayati önem taşıyan iç organların etrafında depolanmış yağlar sağlık açısından büyük risk yaratabiliyor. bu yağlar aynı zamanda kana karışarak arterler boyunca birikebiliyor ve kardiyovasküler hastalıklara ortam sağlıyor. bu gizli yağ depoları vücutta farklı biçimlerde sinyaller veriyor. örneğin genelde obezlerde rastlanan insülin direnciyle ilgili problemler bu kişilerde de görülebiliyor.
bu durumun daha çok genetik sebeplerden kaynaklandığı düşünülse de, araştırma ekibinin şefi dr bell'e göre hareketsiz bir yaşam tarzına sahip olan kişiler zayıf dahi olsalar bu risk ile karşı karşıya kalabiliyor. bir başka risk grubu ise şok diyet uygulayanlar. yani aşırı kilo vererip alanlar. bu durumda vucüt kıtlık sendromuna girdiği için yağlarının iç organlar etrafında toplanması olasılığı artıyor. iç organları kaplayan yağ mri incelemesi sonucu ortaya çıkıyor.
fikrimce, araştırma sırasında edinilen ilginç sonuçlardan biri ise şu; sumo güreşçileri ortalama 50 ve üstü vücut kitle indeksine sahip olmalarına rağmen, iç organlarının etrafında daha az yağ kütlesine sahip. yağları derilerinin altında toplanıyor. bu nedenle de şişmanlığın getirdiği kolesterol, insülin direnci gibi hastalıklardan daha az etkileniyorlar. bahsi geçen tofi sendromlu hastalarda ise zayıf görünmelerine rağmen bu tip hastalıklar görülebiliyor. ayrıca bu araştırmayı televizyondan da izlemiştim. araştırmayı yorumlayan doktor, bu gruba çok yiyip kilo almayan insanların da dahil olabileceğini söylüyordu.
orijinal adı it's a man's world olan bir james brown parçasıdır. ve "it would be nothing without woman or a girl" diye devam eder. luciano pavarotti ile olan düeti tadından yenmez.
ik: demek yüksek lisans yapmak istiyorsun? ben: evet efendim. ama derslerim mesai saatinden daha sonraki saatlere denk geliyor. sorun olursa da öğretmenlerimle konuştum bir-iki saat daha ertelemeye müsaade ediyorlar. ik: bak genç adam, ben senin çalışacağın bölümün müdürüyüm. ben bu bölümde en az seyyahat eden insan olduğum halde senle görüşmeden on dakika önce geldim şehir dışından.