annemin lgbt bireylerle ilgili yuzleşip parçalamak istediği içselleştirilmiş tabuları ve bununla birlikte akıl almaz bir merak duygusu var. gezi parkı'nda ne zaman bizim çadırdan kaybolsa kendisini lgbt blokta yakaladım. büyük bir heyecanla bana "su istedim verdiler" ya da "sohbet ettim, çok tatlılar" gibi cümleler kurdu. kadıncağız hacı kızı acaip tabularla büyümüş "ya anne allah aşkına arkadaşlardan uzaylılar gibi bahsetme" dediysem de, onun kendi içinde esen fırtınaları normalleştirme çabalarına saygı duymamam mümkün değil. en son çapulcu düğününde trans bir arkadaşa "koca bulursan söz çeyizin benden demiş" bana yine heyecanla anlattı.
şimdi ben diyorum ki zirveye gelirken kendisini koluma taksam ne olur? sonuçta her ne kadar cinsellik tabusunu yıkmaya dair bir mücadelesi varsa da 30 yaşındaki kızı olan ben denizin hala bakire olduğunu sanıyor ve inanıyor. yani eşiğimiz bu düzey. alsam annemi gelsem ağır doz mu olur acep kendisine? of kafam karışık sözlük. şimdi söylesem zirveye kadar uyuyamaz heyecandan onu da biliyorum.
özetle benim kesin geleceğim ama annemi getirmek konusunda derin düşüncelere daldığım zirve.*
yol kesmeli fotoğrafıyla insanlar tarafından şak şaklandığında şunu söylemiştim,
yahu bu popüler kültür maymunu kalabalığı görünce pirim yapmak için gelmiştir dedim kimseler dinlemedi. dolayısıyla son fotoğrafla beni hiç şaşırtmamıştır kendisi bakın ben 26 haziranda kendisi hakkında ne yazmışım göz bu kardeş.
mısır halkının elinden devrimin ikinci kez çalınması durumudur. ancak mısır'ı türkiye ile eş tutup gezi olaylarıyla mısır ayaklanmasını kıyaslayan dingillerin niyeti apaçık ortadadır. ulan gerzek mübarek nasıl devrildiyse mursi'de öyle devrildi. mısır ordusunun kimin elinde olduğunu biliyoruz. bir mursi gidecek başka bir mursi gelecek. şimdi oradaki darbeyi örnek gösterip hala sandık demokrasisi diyen fetişler gezi olaylarının darbe girişimi olduğu yalanını meşrulaştırmaya çalışıyor. ha yedik bizde maldık çünkü!!!
30 haziran 2013 tarihinde yol ortasında sevgilisinden dayak yediği için baygınlık kaçıran kadın haberine "nakavt" diye başlık atabilecek kadar haysiyetsizleşmiş gazetedir.
bu başlığı bulan bok beyinlinin yol ortasında dozer çarpması suretiyle nakavt olması en büyük dileğimiz.
not: şimdi ben sözlüğe üye olurken küfür etmeyeceğime söz verdim ya, sözümü tutuyorum bir de bu küfürlerin hepsi cinsiyetçi anacım çok moralim bozuluyor ay.
annemin lgbt bireylerle ilgili yuzleşip parçalamak istediği içselleştirilmiş tabuları ve bununla birlikte akıl almaz bir merak duygusu var. gezi parkı'nda ne zaman bizim çadırdan kaybolsa kendisini lgbt blokta yakaladım. büyük bir heyecanla bana "su istedim verdiler" ya da "sohbet ettim, çok tatlılar" gibi cümleler kurdu. kadıncağız hacı kızı acaip tabularla büyümüş "ya anne allah aşkına arkadaşlardan uzaylılar gibi bahsetme" dediysem de, onun kendi içinde esen fırtınaları normalleştirme çabalarına saygı duymamam mümkün değil. en son çapulcu düğününde trans bir arkadaşa "koca bulursan söz çeyizin benden demiş" bana yine heyecanla anlattı.
şimdi ben diyorum ki zirveye gelirken kendisini koluma taksam ne olur? sonuçta her ne kadar cinsellik tabusunu yıkmaya dair bir mücadelesi varsa da 30 yaşındaki kızı olan ben denizin hala bakire olduğunu sanıyor ve inanıyor. yani eşiğimiz bu düzey. alsam annemi gelsem ağır doz mu olur acep kendisine? of kafam karışık sözlük. şimdi söylesem zirveye kadar uyuyamaz heyecandan onu da biliyorum.
özetle benim kesin geleceğim ama annemi getirmek konusunda derin düşüncelere daldığım zirve.*