ayı sözlük yazarlarından alternatif nickler
yazdımokumadım
senveben
deeggeetttyaaw
acı
çoğuna göre bir tad sadece yada yere düştüğümüz de , bir yerimiz kesildiğinde veya darbe aldığımız hissettiğimiz bir duygu, insani hisleri daha baskın kişiler için kalp ağrısı ,iç sızısı bir sevgilinin vedası ,sevilen bir mekandan ve şehirden ayrılış, bir sevilenin (anne , baba , kardeş , dost, arkadaş )vefatı...
akla gelen ilk küfür
ayı sözlük yazarlarının kot bedeni
36 , 38 ayı gibiyim maşallah .
ayı sözlük için ne dediler
ayısözlük mü ,benim sözlüğüm ....
bir ayı.
ayı sözlük ikinci taksim zirvesi
orada olacağım sanırım gün ve saat önemli değil ....
dark bear
adam evet adam gibi adam olan cinsinden hem de. sıkılmadan sohbet ettiğim değer verdiğim eşsiz dostlarımdan biri ...
bearabeare
güleryüzlü, sevecen, samimi, eşsiz bir dost ; seni tanımak büyük keyif hacii ....
ömer hayyam
esrarengiz ve asi bir kişilik, gıpta ile baktığım şair (yazar) .! gerçek ismi ( ebul feth ömer bin ibrahim ) hayyam ismi ise babasının mesleği olan çadırcılıkdan gelir ki hayyam farsçada çadırcı anlamına gelir..
hey maşallah
bildiğimiz orta yaş ve üstü aile babası tiplemesi.. (orta boylarda götlü göbekli )
sözlük yazarlarının dış görünüşleri
korku flimlerinden fırlamış gibiyim, ben bile kendimi görünce ürküyorum gerisini siz düşünün .
hayyamhatemi
güzel söz ve tanımlarınız için teşekkürler arkadaşlar ... yanaklarım al al oldu ( her ne kadar sakallarımdan belli olmasada ) huzurlu zamanlar...
yaşamdan arta kalan
çoğumuzun şikayet etsede asla bırakıp gitmek istemediği yaşam , acısı ,hüznü bol olasada keyif aldığımız hayat ama elinde sonunda biz bırakmakda herşey gibi herkes gibi bizi bırakıp gidecek olan ve geriye bizi ruhumuzla kendimizle başbaşa bırakcak olan yaşam...!
bil ki, bir mezar taşıdır insandan yarına kalan. ve unutma, onu da başkası yaptırır, gerisi yalan...
mehmet akif ersoy
gidenin arkasından
damla damla birikti karanlıklar,bitimsiz oldu sonra
çıkmaya çalıştım bu dipsiz kuyudan.tutundum yanlara,çekmeye çabaladım kendimi; yukarıya
yapamadım
daha düşüşüme anlam veremiyorum,burdan nasıl çıkarım?
çarpıp çıktığın kapı aralığında tutsaktım en son
mevsim değişti sandım,meğer sana üşümüşüm.sonra efkar bastı evi,dağıttım biraz ortalığı
baktım yalnızlık boyumu aşmış,bende anılarla vedalaştım.
her vedada ölür mü bi parçası insanın?
ölürmüş
mevsimlerde hazandı ama yapraklar düşmemişti daha.
ellerimde bir terkediş,mıhlandım sokağa
buruk bir gidiş duruyordu orta yerde ve ben kabullenmiyordum.
koşar adım geçtim ışıklı caddelerden,sokağının dönemecine kadar soluk bile almadım sana gelirken.kapıyı açınca gördüm seni -belki görmesem daha iyiydi-
gidiyorum diyordu gözlerin ve ben durduramıyordum bakışlarını
mevsim sana ayazdı,rüzgar birbirine kattı ortalığı
uğultusu sağır etti kulakları,bense duymuyordum kendi çığlığımı haykırmaktan
sen duyuyor musun?
yerlebir oldu eşyalar,hepsi birer birer attı kendini yere.benim gibi
engel olmak istemedim gidişine hiç,benim korkum kendime
debeleniyor aramızda ayrılık kal diye,ben onu çekiyorum yolundan
kendime bavulunda yer ararken yakalıyorum beni,ve utanıyorum
firar saatlerime saklanıyorum sonra,usulca alıkoyuyorum bedenimi ayaklar altından
tek kelime etmesende anlaşılır sözlerin.bir eksiliş oluyorsun ses etmeden ömrümden
hadi vedalaş kendinle içimde
bir güle güle yok mu bana
(ç)ok mu?
yaprak misali düştüysem başaşağı,
ve tutunamadıysam
hatta ağladıysam bir yandan
gücüm yettiğince bir hevesle kaldırdıysam başımı
son seslenişiydi bu nefesimin,
sana dairliğimin son perdesiydi
pazartesi sendromu
- salak.
+ aptal , gerizekalı.
- öl , geber pislik.
+ pazartesiden daha çok , nefret ediyorum senden.
- oha , bu çok ağırdı.
+ haklısın , özür dilerim.
şişmanların en çok kullandığı cümle
yollara düşersin kendine doğru
yollara düşersin. bütün bildiklerini unutursun. bir otobus camına kafanı yaslarsın. alabora olmuş yer. yüzün camda iz bırakır. gidersin.
gittikçe hüzünlü bir şarkı duyulur. kendine kenetlenirsin. ağlamazsın. çünkü kurumuşsundur. derin bir iççekiş. bu ağlamaktır. "her şeyin son kullanma tarihi"ne takılırsın. ah evet chungking express. evin ağlamadığını kim söyler ki. wong kar wai, aşkın bu namütenai dansını bir büfeden bir çirkin eve doğru sürükleyen.
yollardasın. kimselerin kıyısına çekilmemişsin böylece. kendi kıyın da yok üstelik. yollardasın. çocukluğun gelir aklına ilkin. nerede, nasıl koşardım. nerede niçin üzülürdüm. nerede niçin sevinirdim. düşünürsün. bu biraz kendine gelmektir.
sonra büyürsün. düşler de böyle sırayla büyür. çocukluğu gençliği ve yaşlılığı vardır. yaşlı düşlerin gözleri kurudur.
yollardaydın. şimdi kenara çekilmiş. düz bir ovaya, yani o engin yanlızlığa. kendine bakıyorsun. bakmak bu kadar uzak olabilir. kendin neredesin anlayamazsın. düz bir ova, yolda. yoldaki adam kimdir. ovada duran kim. ah ne yabancı.
o vakit anlarsın "son kullanma tarihi"n gelmiş. toprağa bakarsın. sessizlik.
dünya akıp gitmektedir oysa.
ne garip.
sessizlik.
serap.
sessizlik.
"iyi bakın kendinize ey yollar ve ey kalabalık sokaklar. " dersin de
sesin sana çarpıp geri gelmiştir.
çünkü yol bitmiştir.
haftasonu
her zaman olmasada genellikle en mutlu olduğumuz zaman ...
sevgili olmazsak sevişmem
kendini kandırmak ki karşılarına hoşlandıkları biri çıkınca sevişmeyi bıraktık ilişkiye girecek kadar ileri gidebilen şahısların laf olsun diye söyledikleri bir saçmalık...
açık büfe