hayyamhatemi

Durum: 98 - 0 - 0 - 0 - 22.11.2011 21:45

Puan: 1704 - Sözlük Kezbanı

15 yıl önce kayıt oldu. 1.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 5

ayı sözlük yazarlarından alternatif nickler

yazdımokumadım

senveben

deeggeetttyaaw

acı

çoğuna göre bir tad sadece yada yere düştüğümüz de , bir yerimiz kesildiğinde veya darbe aldığımız hissettiğimiz bir duygu, insani hisleri daha baskın kişiler için kalp ağrısı ,iç sızısı bir sevgilinin vedası ,sevilen bir mekandan ve şehirden ayrılış, bir sevilenin (anne , baba , kardeş , dost, arkadaş )vefatı...

akla gelen ilk küfür

ayı sözlük yazarlarının kot bedeni

36 , 38 ayı gibiyim maşallah .

ayı sözlük için ne dediler

ayısözlük mü ,benim sözlüğüm ....

bir ayı.

ayı sözlük ikinci taksim zirvesi

orada olacağım sanırım gün ve saat önemli değil ....

dark bear

adam evet adam gibi adam olan cinsinden hem de. sıkılmadan sohbet ettiğim değer verdiğim eşsiz dostlarımdan biri ...

bearabeare

güleryüzlü, sevecen, samimi, eşsiz bir dost ; seni tanımak büyük keyif hacii ....

ömer hayyam

esrarengiz ve asi bir kişilik, gıpta ile baktığım şair (yazar) .! gerçek ismi ( ebul feth ömer bin ibrahim ) hayyam ismi ise babasının mesleği olan çadırcılıkdan gelir ki hayyam farsçada çadırcı anlamına gelir..

hey maşallah

bildiğimiz orta yaş ve üstü aile babası tiplemesi.. (orta boylarda götlü göbekli )

sözlük yazarlarının dış görünüşleri

korku flimlerinden fırlamış gibiyim, ben bile kendimi görünce ürküyorum gerisini siz düşünün .

hayyamhatemi

güzel söz ve tanımlarınız için teşekkürler arkadaşlar ... yanaklarım al al oldu ( her ne kadar sakallarımdan belli olmasada ) huzurlu zamanlar...

yaşamdan arta kalan

çoğumuzun şikayet etsede asla bırakıp gitmek istemediği yaşam , acısı ,hüznü bol olasada keyif aldığımız hayat ama elinde sonunda biz bırakmakda herşey gibi herkes gibi bizi bırakıp gidecek olan ve geriye bizi ruhumuzla kendimizle başbaşa bırakcak olan yaşam...!

bil ki, bir mezar taşıdır insandan yarına kalan. ve unutma, onu da başkası yaptırır, gerisi yalan...

mehmet akif ersoy

gidenin arkasından

damla damla birikti karanlıklar,bitimsiz oldu sonra…çıkmaya çalıştım bu dipsiz kuyudan.tutundum yanlara,çekmeye çabaladım kendimi; yukarıya…

yapamadım…

daha düşüşüme anlam veremiyorum,burdan nasıl çıkarım?
çarpıp çıktığın kapı aralığında tutsaktım en son…mevsim değişti sandım,meğer sana üşümüşüm.sonra efkar bastı evi,dağıttım biraz ortalığı…baktım yalnızlık boyumu aşmış,bende anılarla vedalaştım.

her vedada ölür mü bi’ parçası insanın?
ölürmüş…

mevsimlerde hazandı ama yapraklar düşmemişti daha.
ellerimde bir terkediş,mıhlandım sokağa…
buruk bir gidiş duruyordu orta yerde ve ben kabullenmiyordum.

koşar adım geçtim ışıklı caddelerden,sokağının dönemecine kadar soluk bile almadım sana gelirken.kapıyı açınca gördüm seni -belki görmesem daha iyiydi-
gidiyorum diyordu gözlerin ve ben durduramıyordum bakışlarını…

mevsim sana ayazdı,rüzgar birbirine kattı ortalığı…
uğultusu sağır etti kulakları,bense duymuyordum kendi çığlığımı haykırmaktan

sen duyuyor musun?

yerlebir oldu eşyalar,hepsi birer birer attı kendini yere.benim gibi…
engel olmak istemedim gidişine hiç,benim korkum kendime…

debeleniyor aramızda ayrılık kal diye,ben onu çekiyorum yolundan…

kendime bavulunda yer ararken yakalıyorum beni,ve utanıyorum
firar saatlerime saklanıyorum sonra,usulca alıkoyuyorum bedenimi ayaklar altından…
tek kelime etmesende anlaşılır sözlerin.bir eksiliş oluyorsun ses etmeden ömrümden…
hadi vedalaş kendinle içimde
bir güle güle yok mu bana
(ç)ok mu?

yaprak misali düştüysem başaşağı,
ve tutunamadıysam
hatta ağladıysam bir yandan
gücüm yettiğince bir hevesle kaldırdıysam başımı
son seslenişiydi bu nefesimin,
sana dairliğimin son perdesiydi…

pazartesi sendromu

- salak.
+ aptal , gerizekalı.
- öl , geber pislik.
+ pazartesiden daha çok , nefret ediyorum senden.
- oha , bu çok ağırdı.
+ haklısın , özür dilerim.

şişmanların en çok kullandığı cümle

yollara düşersin kendine doğru

yollara düşersin. bütün bildiklerini unutursun. bir otobus camına kafanı yaslarsın. alabora olmuş yer. yüzün camda iz bırakır. gidersin.
gittikçe hüzünlü bir şarkı duyulur. kendine kenetlenirsin. ağlamazsın. çünkü kurumuşsundur. derin bir iççekiş. bu ağlamaktır. "her şeyin son kullanma tarihi"ne takılırsın. ah evet chungking express. evin ağlamadığını kim söyler ki. wong kar wai, aşkın bu namütenai dansını bir büfeden bir çirkin eve doğru sürükleyen.

yollardasın. kimselerin kıyısına çekilmemişsin böylece. kendi kıyın da yok üstelik. yollardasın. çocukluğun gelir aklına ilkin. nerede, nasıl koşardım. nerede niçin üzülürdüm. nerede niçin sevinirdim. düşünürsün. bu biraz kendine gelmektir.

sonra büyürsün. düşler de böyle sırayla büyür. çocukluğu gençliği ve yaşlılığı vardır. yaşlı düşlerin gözleri kurudur.

yollardaydın. şimdi kenara çekilmiş. düz bir ovaya, yani o engin yanlızlığa. kendine bakıyorsun. bakmak bu kadar uzak olabilir. kendin neredesin anlayamazsın. düz bir ova, yolda. yoldaki adam kimdir. ovada duran kim. ah ne yabancı.

o vakit anlarsın "son kullanma tarihi"n gelmiş. toprağa bakarsın. sessizlik.
dünya akıp gitmektedir oysa.
ne garip.
sessizlik.
serap.
sessizlik.
"iyi bakın kendinize ey yollar ve ey kalabalık sokaklar. " dersin de
sesin sana çarpıp geri gelmiştir.
çünkü yol bitmiştir.

haftasonu

her zaman olmasada genellikle en mutlu olduğumuz zaman ...

sevgili olmazsak sevişmem

kendini kandırmak ki karşılarına hoşlandıkları biri çıkınca sevişmeyi bıraktık ilişkiye girecek kadar ileri gidebilen şahısların laf olsun diye söyledikleri bir saçmalık...

açık büfe

  • /
  • 5
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 98

elif şafak

elif şafak türkiye için aykırı bir kalem baba ve piç kitabındaki ensest ilişki ,pinhan kitabındaki çift cinsiyetli derviş krakteri (ki büyük bir zevkle okumuş ama kitabın sonunda bu bir son değil kitap burda bitmemeliydi dediğim bir kitap) ve son olarak bir çok arkadaşımın bana düşüncelerimi aktardığımda saçmalama dediği aşk kitabı ki ben aşk ı okurken (sanırım bir eşcinsel olmamdan kaynaklı ) hz. mevlana ve hz. şemsi iki sevgiliymiş (yani aralarında bir eşcinsel ilişki varmış gibi düşünürdüm ) sizede saçma gelebilir ama ben okurken bunları düşünmekden kendimi alıkoyamadıım ! herşeye rağmen elif şafak okunması gereken bir yazar diye düşünüyorum...

çocuk olmak

hayatın hiç bitmesini istemediğin ama en çabuk geçen zaman dilimidir ne yazık ki. sokaklarda top oynamalar, parkta kaydıraktan kaymalar, düşüp dizini yaralamalar, beş dakika önce kavga edip sonrasında kan kardeşi olmalar hayatın yaşanılası en tatlı ve toz pembe günleri.

insan hayatının en insanca yaşanan dönemidir belkide çocukluk.sadece yaşadığın için mutlusundur..içten gülümselerinin hesabını sormaz kimse sana..ya da kimse suçlamaz seni elinden geleni yapmadın diye..mutlusundur çünkü anne kokan güvenin sıcaklığı sarmıştır yüreğini..en içten kahkahaları atar en neşeli dakikaları yaşarsın..henüz kilit vuramamıştır kimse hayallerine ve göz yaşlarına..alınmayan bir oyuncağa ya da kaybolan köpeğine ağlarsın hıçkıra hıçkıra..kristal kadar berraktır göz yaşların.henüz cesaret edememiştir kimse onları kirletmeye.en güçlü silahın gözlerindir..masum,duru,ve sevgiyle parlayan gözler..karşındaki her kim olursa olsun dayanamaz o gözlere baka baka yüreğini incitmeye..en güçlü olduğun yıllardır sanıldığının aksine..çünkü korkun yoktur varlığından emin olamadığın hayal ürünü yaratıklardan başka..ailenin büyük bir keyifle doldurduğu kasetlerde senin gülücüklerin,babanın buram buram gençlik kokan sesine,annenin kahkahalarına karışır...en çoşkulu mevsimini,en özgür günlerini yaşarsın hayatının..gök kuşağında kayabileceğine,yıldızlara dokunabileceğine inanacak kadar masum,kumdan kaleler yapıp denize sunacak kadar cömertsindir..alıp başanı gidecek kadar korkusuz,kaybolduğunu anladığın an göz yaşlarını salacak kadar duygusal..bencilisindir çocukken..ama oyuncaklarını,çikolatanı sahiplenmenin getirdiği affedilebilir bir bencilliktir bu..ne hırs ne nefret yaptırır bunu sana..oyuncakların dünyan olduğundan,hayallerine açılan sandığın aralanmasını istemessin..hepsi bu..iç sesine kulak verirsin sadece..ne yorucu bir karmaşaya boğulmuşsundur ne sıkıcı bir düzene...balkonda beklerken anneni,getirecegi hediyenin heyecanıyla dolacak kadar sabırsızsındır.ellerini boş gördüğünde kaşlarını çatacak kadar isyankar,avcuna verilen minik parlak paketle havalara uçacak kadar mutlu..hayatın acımasız gerçeklerinden bi haber olmanın rahatlığıyla dolusundur..ne açlık,ne haksızlık ne acı vardır düşlerinle harmanladığın yaşamında..onlar sınırları koymaya çalışırlarken senin çocuk dünyana minik bedeninden beklenmeyecek kadar büyük bir çabayla karşı koymaya çalışırsın..gün gelip de teslim olduğunda o sınırlara geçmişte gösterdiğin mücadeleyi özlemle anar ve yüreği bedeninden büyük o çocuğa saygı duyarsın.

ömer hayyam

esrarengiz ve asi bir kişilik, gıpta ile baktığım şair (yazar) .! gerçek ismi ( ebul feth ömer bin ibrahim ) hayyam ismi ise babasının mesleği olan çadırcılıkdan gelir ki hayyam farsçada çadırcı anlamına gelir..

ciwan haco

suriye doğumlu dünyaca ünlü kürt etnik metal-rock müziği sanatçısı. 1957 yılında suriyenin kamışlı kentinde doğdu.

üstad mihemed şêxo (1948 - 1989)dan etkilenerek kendi başına saz çalmayı öğrenmiştir. liseden mezun olduktan sonra almanyaya geçerek bochumda bulunan ruhr üniversitesinde üç yıl öğrenim görmüştür. şimdi isveçte ikamet etmektedir.

ey dilbere ve ax u eman eserleri ile beni derinden etkiler.

neye yormalı

güzelliklerden payını alamayanların kurduğu şu düzeni neye yormalı,
sarhoşken,kusarken,sızarken gördüğüm bunca rüyayı,neye yormalı.
söylenecek o kadar çok şey var ki
şu yalandan dünyayı neye yormalı
sen böyle katı kalmakla,
sen böyle duvar olmakla,
sen böyle tavır almakla,
bulamazsın yaşamın o incecik yolunu..

yollara düşersin kendine doğru

yollara düşersin. bütün bildiklerini unutursun. bir otobus camına kafanı yaslarsın. alabora olmuş yer. yüzün camda iz bırakır. gidersin.
gittikçe hüzünlü bir şarkı duyulur. kendine kenetlenirsin. ağlamazsın. çünkü kurumuşsundur. derin bir iççekiş. bu ağlamaktır. "her şeyin son kullanma tarihi"ne takılırsın. ah evet chungking express. evin ağlamadığını kim söyler ki. wong kar wai, aşkın bu namütenai dansını bir büfeden bir çirkin eve doğru sürükleyen.

yollardasın. kimselerin kıyısına çekilmemişsin böylece. kendi kıyın da yok üstelik. yollardasın. çocukluğun gelir aklına ilkin. nerede, nasıl koşardım. nerede niçin üzülürdüm. nerede niçin sevinirdim. düşünürsün. bu biraz kendine gelmektir.

sonra büyürsün. düşler de böyle sırayla büyür. çocukluğu gençliği ve yaşlılığı vardır. yaşlı düşlerin gözleri kurudur.

yollardaydın. şimdi kenara çekilmiş. düz bir ovaya, yani o engin yanlızlığa. kendine bakıyorsun. bakmak bu kadar uzak olabilir. kendin neredesin anlayamazsın. düz bir ova, yolda. yoldaki adam kimdir. ovada duran kim. ah ne yabancı.

o vakit anlarsın "son kullanma tarihi"n gelmiş. toprağa bakarsın. sessizlik.
dünya akıp gitmektedir oysa.
ne garip.
sessizlik.
serap.
sessizlik.
"iyi bakın kendinize ey yollar ve ey kalabalık sokaklar. " dersin de
sesin sana çarpıp geri gelmiştir.
çünkü yol bitmiştir.

sanal aşk

grup seks

ciwan haco

suriye doğumlu dünyaca ünlü kürt etnik metal-rock müziği sanatçısı. 1957 yılında suriyenin kamışlı kentinde doğdu.

üstad mihemed şêxo (1948 - 1989)dan etkilenerek kendi başına saz çalmayı öğrenmiştir. liseden mezun olduktan sonra almanyaya geçerek bochumda bulunan ruhr üniversitesinde üç yıl öğrenim görmüştür. şimdi isveçte ikamet etmektedir.

ey dilbere ve ax u eman eserleri ile beni derinden etkiler.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.