alaska

bir abd eyaleti.

nüfus yoğunluğu en düşük eyalet olmakla beraber vakti zamanında rus çarlığı abd devletine 11 milyon dolara sattı.
benim de aklıma hep (alaska deyince) "northern exposure" gelir. diziden bir sahne:
/ introsunu da ekleyeyim, çok güzel:
bazı şehirlerinde özellikle alkol satışının, taşınmasının, tüketilmesinin ve sarhoş olmanın yasak olduğu eyalet. uyuşturucu madde kapsamında değerlendirilir. karakollarda ayılma istasyonları vardır. yani geceyi hapiste geçirirsin ama tek fark, ayılma istasyonunda.
ilk olarak rusların fethettiği ancak çarın birçok bürokratın itirazına rağmen buzul ve verimsiz olması sebebiyle ebdye sattığı büyük toprak parçası abd eyaleti.bölgenin doğalgaz ve petrol bakımından zenginliği düşünüldüğünde rusların yaptığı tam bir komedi.
bir çok amerikalının, okul haritalarında ayrı bir segment olarak bir köşede gösterildiğinden dolayı okyanusta ada sandığı eyalet. kanadanın kuzeyli olma karizmasını yok eder bu topraklar.
günümüz rusyasının doğu ucundaki yer ile alaska bölgesi arasındaki denizin buzul çağında donarak buzula dönüştüğü ve bir köprü vazifesi görerek insanlığın amerika'ya göç etmesini sağladığı bir teori mevcuttur.
belgesel takipçileri alaska ve orada yaşayanlarla ilgili filmlere denk gelmiştir sanırım. derme çatma evlerde, ücra koylarda, allahın dağında, üstü başı bantla tutturulmuş montlarla takılan dayıları teyzeleri görmüşsünüzdür. daha makul yerler varken bunlar ne bok aramaya buradalar diye soranlarınız da mutlaka olmuştur. ben de sordum. çıkarımlarım ve edindiğim bilgi şu yönde. elbette yanlış da olabilir. buraya gidenler genelde ya doğa manyağı (altın arayanlar vs. bu gruba dahil) ya da kaybedenler kulübü üyesi. ve genelde buraya gidenler şehir hayatının vergisinden, ıvırından zıvırından kaçıp buralara gelmişler. ayrıca burada önemli bir nokta daha var. alaska'daki üretilen madendir ormandır vs gelirleri eşit şekilde yaşayan bölge halkına dağıtılıyor. gibi gibi durumlar sayın seyirciler.