ayı sözlük itiraf
biraz önce eşcinsel bir dostum çağırdı evine. bizden başka 2 gay insan evladı daha var. konu ilişkilere falan geldi. herkes saçma olan ilişkilerini anlatıyor falan. gördük ki hakkaten kimin eli kimin cebinde belli değil, dengesizlik mi ararsın, ruh hastası mı ararsın ve bu insanlarla 3 kişinin de bir temasının olması . enteresan. yanlış anlaşılmasın ne ben ne de arkadaşım dört dörtlük değiliz tabi ki. başkalarını aşağılamak adına da söylemiyorum bunları. ama hakkaten ortam çok saçma ve leş. bu bir hastalık olsa idi emin olun tedavi olur, düzgün bir kızla evlenir mutlu mesut yaşardım. bu ne abi.
insanlarin aptal ve samimiyetsiz konusmalarina dayanamiyorum ve artik eskisi gibi uzun uzun mesajlasamiyorum. eger bi sorununuz varsa arayip soylersiniz. ha ayrica galiba artik gozum acildi ki insanlarin ne yaptigini kolayca gorebiliyorum.
az once bir suredir gorustugum ve bana surekli seni seviyorum diye yazaraktan aslinda beni s-0mek istedigini ima eden insana " tatlim, annem rahatsizlanmis ve ameliyat olacakmis onunla ilgilenmek icin onun yanina gidiyorum, bundan sonra gorusemeyiz kusura bakma" dedim ve o kadar bir sey hissettirmedi ki bu durum beni daha garip hissettirdi.
bir süre önce görüştüşüm iki güzel p insan vardı. nasıl bir girdaba girdiysem koptum onlardan. özledim. bastıramadığım arzularımı özlemle kavuruyorum
yine ayrıldım zaten birleşmekte hata yapmıştım. onun dışında o kadar sıkıldım ki insanlarin ilgisinden. hiç birisine inanamaz oldum adaşlar. herkes seks derdinde kadın-erkek fark etmiyor. önceden aşık olmak istiyordum artık onu da istemiyorum.
sahi ne istiyorum la ben?
ilk defa kasım ayında biriyle birlikte oldum. kendisiyle bu ilişki öncesinde 1.5 ay kadar sohbet edip dışarıda buluşabilmiştim. evet beklediğim ve istediğim bir cinsel birliktelik yaşandı. tamamen güven ve mutluluk içerisindeydi. daha sonra yine muhabbetimiz devam etti bir birliktelik daha yaşandı. anlayamadığım duygular yaşıyorum sözlük. ona bağlanıyorum yavaş yavaş sanırsam ama bir anda her şey değişebiliyor. sadece cinsel olarak mı istiyorum yoksa gerçekten mi bir şeyler hissediyorum, veyahut ilk defa birisiyle böyle ilişkiler içerisinde olduğum için mi hislerim bu şekilde anlayamıyorum. bir mesajıyla bana düşündüğümden daha çok değer verdiğini hissettirirken bir davranışıyla her şeyi tam tersine çevirebiliyor. hala tam olarak tanıyabilmiş değilim. normal hayatımda ne kadar ipleri elinde tutabilen , realist biri isem, onun yanında tamamen pasif bir durumda kalıyorum. ne kadar düşünmek istemesem de onun "benim gibi biriyle" baraber olmayacağını hissediyorum ama davranışlarına bakınca da beni kullanmadığına eminim. kafam ve kalbim çok karışık, bir anda onunla beraber olup muhabbet etmek isterken , bir anda uzaklaşmam gerektiğini sadece kendime zarar vereceğimi düşünüyorum. başka bir insanla nasıl tanışabileceğimi , sürekli onunla karşılaştırmayı nasıl engelleyeceğimi bilmiyorum. yaşadığım durumları anlatabileceğim arkadaşlarım pek yok açıkçası , özellikle eşcinsel olupta konuşabileceğim bir insancık yok bile. anlattıklarım da pek anlamıyor sözlük. resmen koskoca istanbul'un göbeğinde yalnız kaldım. garip...
pasif olduğuma eminim ama bir ilişkide çok uzun süre pasif olunca kullanılmış hissediyorum.
doğal günlük süt doldurdum, ağzıma kaymakları löp löp geldi içerken. al sana umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımı.
fena halde azgın uyanıp işe gelmek bugün benden korksunlar
bir keresinde uygulamada adamın birisi çok övgü dolu şeyler yazmıştı. çok tatlısın, bayıldım falan filan yazmıştı. adamın eli yüzü düzgündü. ben de bana dizilen övgülere inanmadım, dalga geçiyor sandım ve adama "feyk misin sen" dedim. adam kızdı. tanrı affetsin.
bir tane iş buldum, ona gidiyorum. yoruluyorum ama mecbur. işte bir tane kürt iş arkadaşım var, kürt metali dinlediğimi söyleyince çocuğun morali bozuldu. kürt kültürü iyice bozuluyor dedi. ikinci günde dinimi falan sordu durduk yere. bir tane tatlı, göbekli, mavi gözlü biri var iş yerinde, çok tatlı tipi var. ciddi bir sağlık sorunu varmış, duyunca çok moralim bozuldu.
beni neşelendirin.
şöyle bir hayatım var ;
aradığı insanı bulmak için kendine bakan ve spor yapan ama tanıştığı kişiler sürekli bana sex teklifi yaparak bıktıran, bazısı da sırf benimle yatmak için aşık taklidi yapan, hatayı karşısında görmeyen ama kendinde gören ben.
bu sex makineleri beni de kendilerine benzetti. 6 ay önce grup seks yaptım. o derece.kendimden nefret ettim, köşeme çekildim ya da çekilmeye çalışıyorum.
ailesine asla bu durumdan bahsedemeyen, dindar annesi ile aynı evi paylaşan, efendiliği dillere destan olan ama asla kısmeti açık olmayan. üniforması altında ezilen, gizli saklı bir hayat yaşayan ben.
yaşıtları evlenip çoluk çocuğa kavuştukça onların sosyal medya fotolarını sadece like etmekle yetinen zavallı ben .
beğendiğim kişi beni beğenmeyen, beni beğeneni de benim beğenmemem.
küçük mutluluklarla hayata tutunmaya çalışan ben. (sevdiğim dizinin yeni bölümü ya da sevdiğim yemeğin o akşam menüde olması gibi..)
çocukları çok sevdiği halde asla çocuk sahibi olamayacak olan ben.
hergün google maps'te avrupa şehirlerini gezen ama çirkin, gri, yamuk apartmanlarda yaşamaya mecbur bırakılan ben.
50 yaşında annemi birgün kaybedince abim de kendi eşiyle ve torunları ile yeni bir dünya kurunca ne olacağı belirsiz olan ben.
yaşlı, yalnız, ibne, mutsuz..
geleceğimi özetleyen 4 kelime.
teşekkür ederim tanrı ya da evren , her neysen.
teşekkür ederim ben..
sürekli deniyorum ama olmuyor
sadece sinirliyim. neden bir şeyler üretmeye çalışana bu kadar zorluk çıkartılıyor? neden kozmetik firması açmak için, oyun firması açmak için yüzlerce ücret gerekiyor? fakir olduğumuz için ölmeli miyiz? çok kızgınım, kızgınlığımı atamadığım için daha da çöküyorum. amk dünyası. samimiyetsizliğini siktiklerim.
bugün growlr'daki bir tane adam, profiline vücudunu koymak yerine yüzünü koymuş. adamın sakalları da bembeyaz, yüzü ay gibi parlamış. sevimli japon anime kızlarına döndüm ve pamuk pamuk sakallarını yerim senin pis yazdım. hoşuna gitti. ben de yazarken çok eğlendim ama. yeh yeh. sevgilim olursa yandere olurum ama.
hiç bir şeye karar veremeyen insanları kırmaktan korkup sonunda hep kaybeden biriyim beni dışardan görseniz görünüş olarak vay amınakoyim adamdaki mutluluğa bak hayat umrunda değil çok şanslı dersiniz ama içten içe kendimden nefret eden mutsuz her gece kapalı kapılar ardında ağlayan intihar etmeyi zilyonlarca kez düşünen biriyim ve bun dışarı yansıtmamak toplumda kamofile olmakda benim yeteneğim galiba.
1 yıldır kimseyle takılmıyorum
doğum günüm yaklaştı ve ben mumu üflemeden önce ne dileyeceğimi kararlaştırmaya çalışıyorum ve şu an başı çeken bir dileğim var: kalbinin acıması, hem de çok acıması. umarım sana değer veren insanlara ihtiyacın olur ama bundan mahrum kalırsın. umarım değer verdiğin insanlar tarafından hor görülürsün. umarım çok ama çok üzülürsün. pişman olursun ama çok geç olur. gerçekten bana bunları hissettiriyorsun, düşündürüyorsun, yazdırıyorsun ya allah senin bin belanı versin! bu güne kadar kötülüğe kötülükle karşılık vermediğim gibi bunu düşünmedim bile ama sen ilksin. en azında istiyorum, düşünüyorum kötülüğünü. arsızlığa varan davranışların beni o kadar yaraladı ki... ben tövbemi bozdukça sen arsızlığa devam ettin. yazıklar olsun hem bana hem sana!
kısacası: bir insanın kötülüğünü istiyorum.
bosuna uzulmusum bunca zaman, kisa bir zaman once farkettim. eski entrylerimde hep hayatimdan cikarmak istedigimden ya da onunla birlikte olmak istedigimden ya da yasananlardan bahsetmisim ama aslinda biz iki farkli dunyanin insaniymisiz, hem de ciddi manada. ha tek uzuldugum nokta su oldu kendimi bu kadar gereksiz yere yipratip asil yapmam gereken seylerden uzaklasmis olmam. cok sukur ki kendimi toparlayip hayatimi bir nebze de olsa yoluna koydum ve bir cok sey daha iyiye gidiyor, aman nazar deymesin. umarim boyle de devam eder.
tanıdığım, bildiğim insanlar arasında en boş beleş, işe yaramaz insan olabilirim. ne savunduğum bir şey var, ne bir amacım. genelde insanların bir 'duruşu' vardır. bende o bile yok. olsa olsa 'yatış' vardır. niye böyle, normal bir şey mi, sorunsa çaresi nedir, işsizlik artı depresyonun olağan sonucu mu gibi türlü sorular kafamda 10000 metre yarışındalar. olimpiyat yarışı da değil, diamond league, bir süreklilik arz ediyor yani. mistik bir takım olaylar gelişsin diye bekliyom sanırım. o da bize denk gelir mi, gelse de fark eder miyim? antidepresanları bıraktıktan sonra kafamdaki fay hareketlendi sanırım. resmen kafamın içindekileri akıttım buraya. okurzedelerden özür dilerim. ilk cümleden sonra okumamanız gerekiyordu ya, neyse. otobüs kalkıyor, entry biter.
sevdiğim değer verdiğim bir arkadaşım var. kendisiyle tanışalım 3 4 ay olmuştur ama baya sıkı fıkı olduk diyebilirim . yanında olduğumu her zaman hissettirdiğimi düşünüyorum. aramızda sadece arkadaşlık var . bu arkadaşlıkta baya güzel yani sohbet edebiliyoruz birşeyler paylaşabiliyoruz gibi gibi. ama nedense ona güvenemediğim yanları oluyor . yani ona yakın oluyorum sonra bi yanım bana diyorki güvenme. bunun nedenini sorguluyorum hemde çok sorguluyorum. güven problemi bazı kişilere karşı hayatım boyunca olmuştur diyebilirim. bu durum bana çok ilginç geliyor bilemiyorum....