ayı sözlük itiraf

  • /
  • 91
yardım edin sözlük kafayı yemek üzereyim..
çok uzun ve çalkantılı bir ilişkim oldu bilenler bilir. birbirimize deli divana aşık olmamıza rağmen bitirme kararı almıştım ben.
neyse bitirdikten 4 5 ay sonra görüştük dışarıda uzun bir sohbet oldu bu sohbette ilişki hakkında hiç konuşulmadı bir arkadaşla yapılan mubabbetten farkı yoktu.
ayrıldıktan sonra kendime bir cinsel perhiz uygulama kararı almıştım. başka birisinin bedeninde onu yaşamaya çalışacaktım çünkü. bu hem eski sevgilime hemde takıldığım kişiye büyük saygısızlıktı. kendimden emin olduktan sonra (3 gün önce) birisiyle tanıştım. tanıstıktan sonraki gün evine davet etti. normalde katiyen atmayacağım bir adımdı ama verdiği güven, tavrı kesinlikle kusursuzdu. velhasıl kelam gittiğim günün gecesi onda kaldım. ikimizde aşırı şaşkındık, inanılmaz bir bağ oluştu aramızda. inanılmaz bir şekilde eğlendik, vakit geçirdik. gözlerime bakıp zamanı durdurmak istiyorum dedi ve bunu o kadar samimi söyledi ki o inanç tüm ebedenimi, ruhumu kavradı.
yolda gelirken mesajlaşmalarımız devam etti hani bilirsiniz ya ulan bu sefer olacak hissini işte tam o hissi yaşıyordum. hala aklımdan atamadığım, hayatım boyunca kimsenin yerini alamayacak dediğim eski sevgilimle yaşadığım o hissiyatları tekrardan ve ona özel olacak şekilde bana yaşattı ve o da yaşadı.
eve geldim sözlük olanlar oldu.
eski sevgilim bugün attığım hikayelerin hepsine bakmıştı (ki her gün istinasız bakar takipleşmediğimiz halde) ben ise bakmıyorum, hatırlamayayım, unutayım diye kıvranıyorum. girip baktım sözlük. hikayelerinde hep benden bi parçalar bırakmış, hep bana özel kimsenin anlayamacağı göndermelerde bulunmuş. daha önemlisi her sabah ona attığım en sevdiğim şarkıyı paylaşmış. daha aklımın karışmasına izin vermeden mesaj attı "nasılsın" diye.
öyle şeyler yazdı ki sözlük her şeyi bırakıp yanında soluğu almayı istedim. belki de hayatımda bu kadar bir şeyi istemedim. gel oturup konuşalım, eskisi gibi olalım, biz olalım dedi- tamam diyemedim.
nasıl derim yahu yaklaşık 3 saat önce o adamla çok güzel bir gün geçirmişken, yanında uyuyup sımsıkı kollarımın arasına almışken.

-birisi var değil mi dedi var diyemedim.
alkollu olduğumu doğru bir karar veremeyeceğim bahanesiyle erteledim ama ben hiç bu kadar kirlenmiş hissetmedim, hiç bu kadar düşük görmemiştim kendimi..
yeni bir sayfaya mı? yoksa eski defterin kokusunumu istiyorum bilmiyorum. ben artık ben değilim onu biliyorum ama.
aşkıma ihanet ettim.
bir adamın o saf duygularına ihanet ettim
kendime ihanet ettim sözlük.
keşke balkondayken her aşağı baktığımda kendimi atmayı düşünmesem, bu yüzden balkona çıkamaz oldum. bunca zaman uğruna didindiğim uğraştığım şeylerin elimden bir bir kayıp gitmesi çok canımı yakıyor. kendimi çok severdim, halen daha seviyorum ama kendimle savaş veriyorum. ben buyum neden beni kabullenemiyorsunuz ? ne yaptım size? bunca zaman uğruna savaş verdim. yetti artık. bunun sonu yok mu?
tilki, kürkçü dükkanında gerek.. ha bu sefer dükkan sahibi eskisi gibi değer biçer mi bilinmez..
bacaklarımın arasında aldığım kuyruğumla online'ım..
kafam karışık. vizelerim bitince onu terk edicektim güya. ama olmadı. hala düşünüyorum. uzaktan ilişki bana göre hiç değil. avrupaya bir şekilde taşınsam bile onun yaşadığı şehre taşınamayacağım. yine ayrı olacağız. her gün buluşamayacağız, her gün elini tutamayacağım onun yine. sadece işte bikaç ayda bir filan. ya da avrupada olursam ayda bir. ama nereye kadar böyle gidecek ki? onu seviyorum ama olmuyor mu ne?
bugün için beklediğim -buluşalım mı?, teklifi gelmedi... biraz üzüldüm, biraz da uyuz oldum, ben de teklif etmedim, pişmanım.
bu günlerde kin ve öfke doluyum. bu sefer hangi bahaneyle gelicek acaba? "pardon, mesaj atmadım çünkü çok hastaydım ve tüm gün uyudum." tüm gün çevrimiçi uyudun galiba demeyeceğim. "moralim bozuktu" bi bana bozuktu galiba demeyeceğim. hayır ya, bu sefer de ben cevap vermeyeceğim. böyle ilişki mi olur ayol? uzak ilişki yürüten diğer arkadaşlarıma bakıyorum her gün araşıyorlar günde defalarca yazışıyorlar. çok mu şey bekliyorum diyorum ama yok yok normal değil bu. bitmeli. ben bitirmeliyim. ama nasıl...
aldatıldığınızı sanıp aslında onca zamandır aldatılma olayına neden olan üçüncü kişinin kendiniz olduğunu farketmek çok garip bir durum.
insan başına ne gelmesinden korkuyorsa o şey dönüp dolaşıp başına geliyor. karma dedikleri bu olsa gerek.hayatımın en kötü günlerini yaşıyorum.bunun sebebi ben bile değilim.sebep bazı insanların yalancılığı ve riyakarlığı karakter haline getirmesi.kime ne kadar zarar verebilecekleri umurlarında bile değil.sadece kendilerini düşünüyorlar.iki yalan bir doğru etmiyor maalesef.tek suçum içimdeki sesi dinlememek.birine güvenmemem gerekiyorsa böyle hissediyorsam güvenmemeliydim.hep aynı hatayı yapıyorum.yarı yolda sap gibi kalan da yine ben oluyorum.umarım aklım başıma gelmiştir.
uzun zamandır içimdeki spiritüal duygularda bir yoğunlaşma gözlemliyorum. pür ateist biri olarak ilahi dinlemeyi severim. özellikle kilise müziği, genelde ortodoks.
spor mevsimi gelmiş günah çıkarma zamanı bu bedene çok yüklendim, artık biraz dikkatli olmalıyım.
birinin mutluluğunun başkasının acısına dönüşmesine ve aslında üzülmesi gereken kişinin her seferinde mutlu olan kişi olmasına katlanamıyorum.
yaklaşık 2 haftadır depresyondaydım. alman adamla ayrıldım sözlük. en son ona açık ilişki teklif ettim, o da bunu kabul etmeyip bitirelim dedi. belki ben erasmusa başlayınca tekrar devam edermişiz. zannetmiyorum sözlük. erasmus şehrim ondan uzak, tamam avrupada ama uzak. hem bana vakit ayırmayan birine ben neden vakit ayırayım ki? seviyorum onu ama olmaz. evet bazen sevsen de doğru olanı yapman gerekir. şimdi yarın ona özür dilerim tekrar ilişkiye devam edelim desem belki de kabul edecek ama yine aynı şeyler. bir insanın "ilişkiye sahip olmak istiyorum ama bunun için fazla zamanım yok-yoğunum" demesi çok saçma ve o bunu yapıyordu. hayır yani vaktin yoksa ne anlamı var bu ilişkinin. ben de benim için zamanı olmayan birine zaman ayırmayacağım artık. chiao mein lieber. ich liebe dich aber ich kann nicht.
geçmişi arkamda bırakıp önüme bakmam gerekiyor ama yapamıyorum.bazı şeylere takılı kalmış durumdayım.sanki dünyada birtek o varmış yanılsamasina kapilmanin sacma oldugunun farkindayim ama boyle dusunmeden edemiyorum.yaşanmamışlik hissi ruhumu kemiriyor.neden böyle oldu sorusunu kendime sormadan duramıyorum ama artık adım atmakta istemiyorum.o yüzden bırak gitsin iş olacağına varır dedim oda gitti.
askerlikten muafiyet alma süreci ne zahmetliymis yav! bilgisi olan yazarlardan tavsiyeleri beklerim, homojen dergiye de bir sonraki sayıya yazım olur inşallah bu konu "muaf mi? edilmeden duramam" diyerekten
insanların sevgililerinden bahsederken tokmakçı lakabını kullanmaktan çok haz alıyorum. ''ayşe'in tokmakçısı nerelerde ya özledik! ya da ahmet'in tokmakçısı da kapı gibi maşallah!'' şeklinde cümle içinde kullanmak bana çok sempatik geliyor.
bazen işyerinde resmi şekilde konuştuğum insanların suratına da aynısını söylemek geçiyor içimden. iyi akşamlar, yarın görüşürüz yerine tokmakçınıza selamlaaaar diyerek kapıdan çıkıp gitmek. ama olmuyor.. ben hazırım ama insanlar değil. zaten her konuda ve her zaman hazır olmayan birileri oluyor çevremizde..
arada kaldığım durumdur, hiç kimseyle paylaşamayacağın durum, belki de hayatın sana işkence yapıyormuş gibi bir hissiyatla, hiç bir zaman yapamayacağın fakat gerçekleştirmek elinde olsaydı hayatının değişebileceği andır.
  • /
  • 91