ayı sözlük şeffaf oda

içinde o haftanın konuğu olan sözkonusu yazarın entrylerinden oluşturularak röportaj şeklinde hazırlanacak olan başlıktır..

bu hafta ki ilk konumuğuz yazdığı entrylerle,insanı kendisine aşık edebilen,zekasına hayran bıraktıran,kimini kıskandıran *,entellektüellik,birikim,görgü açısından sözlüğün en önemli yazarlarından biri marti...

psk2: ilköncelikle hoşgeldin marti,seni okumaktan öyle keyif alıyorum ki ve soracağım çok soru var..fakat ilk merak ettiğim nickinin nerden geldiği?
marti: hoşbulduk.marti richard bach ın jonathan livingstone adını verdiği karakter ve onun hikayesini anlatan kitabı. hayata geliş amacının sadece karnını doyurmaktan ibaret olmadığını düşünen ve bu yüzden toplumdan dışlanan, kovulan ve aşağılanan bir kuşun öyküsü. hayata geliş amacının evlenip, yuva kurup, çocuk yapmaktan ibaret olmadığını düşündüğü için toplum tarafından aynı muameleyi gören eşcinsel bireyler için küçük bir ilham kaynağı.
psk2:çok keyifli bir kitaptı gerçekten,ben hatırlıyorum ama fazla özgür ve cesaretli gelmişti o bana,o yüzden pek hayatıma uyarlayamadım sanırım.her ne kadar dürüstçe ve özgürce yaşamaya çalışsamda,bir yerlerde tökezledim.bir daha dünyaya gelsem eşcinsel olmak istemezdim sanırım.seninde var mıdır böyle düşüncelerin?
marti:bir daha gelsem dünyaya yine gay olmak isterdim. çok sevdiğim ve sevildiğim beraberliklerim oldu. hiç bir kadın bana o mutluluğu ve sevgiyi veremezdi. iki erkek birbirini seviyorsa, gerçekten seviyordur.
psk2:(iç ses: allahım ben neden böyle güzel ve net cümleler kuramadım hayatım boyunca,ay ne soracaktım ben ya,tamam hatırladım)yaşadığın çok güzel ilişkiler olmuş ki,bu kadar güzel ve umut verici konuşuyorsun?yani çok özel olmazsa,biraz bahsedebilir misin seni bu düşüncelere iten yaşamını?
marti:elbette.üniversiteden sonra bir süre kendimi kapitalizmin kollarına attım ve iyi bir işte çalışıp bok gibi para kazanmaya başladım. pahalı giysiler, araba, lüks bir yaşam tarzını deniyordum belki mutlu olurum diye. etrafımda benimle evlenmek için can atan, bana aşık olduğunu söyleyen bir sürü kız da vardı. ben ise erkek arkadaşımla birlikte yaşıyordum. sonra sahip olduğum herşeyi arkamda bırakıp daha küçük ve basit bir hayat kurmak istedim kendime. küçük bir sahil kasabasında ilkel bir hayata geçtim. geçiş süreci benim için de çok zor oldu. tahmin edeceğiniz gibi o kızların hepsi kaçıştı. artık ideal eş adayı değildim onlar için. erkek arkadaşım ise bu süreçte en büyük destekçimdi. çünkü ikimiz de gaydik ve sevmeyi pembe dizileri seyrederek değil, birbirimizi severek öğrendik. artık biliyorum ki, eğer bir erkek beni sevdiğini söylüyorsa, beni seviyordur. biz hetero çiftler gibi adına evlilik denen, karşılıklı çıkar üzerine kurulu, ikiyüzlü birlikteliklerle kendimizi kandırmayız.
psk2:vuuu,çok havalı inzivaya çekilmen.zaten entrylerin okunduğunda epey renkli,dolu ve ilginç bir hayatın olduğu ortada,belçika,tayland gibi ülkelerde yaşamışsın.tayland güzel olmalı..nebileyim ben seninkisi gibi güzel bir hayat yaşamadığımdan,hep imrenirim öyle insanlara bayır gülü misali..dinler dinler dururum hayatlarını...taylanddan da bahsedecek misin?noluur bahset ya,erkekleri çirkin oluyor gerçi memleket güzele benziyor!!!

(gülüşmeler)

marti:elbette bahsedeceğim,ayrı hikaye o...

psk2: bu arada aynı okuldan mezunmuşuz,hacettepe üniversitesi.eskiden kızardım, benim neslimden 15-20 yıl önce mezun olup,sonradan "ne yazık ki hacettepe,eski hacettepe değil,öğrencileri bile bomboş,düşünmekten uzak yığınlar olmuş çoğunluğu" diyenlere,ama şöyle bir okudum da hem senin yazdıklarını,hem de kendi yazdıklarımı,ne kadar haklı olduklarını gördüm.ne düşünüyorsun hacettepe hakkında?
marti:daha ilk günümüzde rektör aynen şöyle demişti :"hacettepeye girmek zordur ve siz hepiniz bunu başardınız. ama buradan mezun olmak çok daha zordur. ne yazık ki bazılarınız bunu başaramayacak" oha. bir rektör yeni öğrencileri böyle mi motive eder.

(gülüşmeler gene,bu arada psk2,su içme bahanesiyle müsade alır halbuki amaç çiş yapmaktır ama bunu söyleyemez,utanır,tuvalette de allaha sitem eder,"ay aynı okuldan mezun olduğumuz halde,neden benim böyle güzel bir hayatım olmadı allahım,muhtemelen marti benim yaşımdayken kariyer açısından süper yerlerdeydi,bense memurum,adam taylandda belçikada yaşadım falan diyor,ay bi de fransızca da biliyor,ben ingilizceyi öğrenene kadar canım çıktı,yurtdışında bırak yaşamı,en fazla 7 gün kalabilen bir insanım ben.off allahım" diye diye ayrılmıştır tuvaletten,tekrar koltuğuna geçer haftanın yazarıyla röportajını devam ettirmek için,tabi ki marti naifliğiyle,enerjisiyle pırıl pırıl oturuyordur.psk2 kıskançlığını belli etmemeye çalışarak güneri civaoğlu gibi gülümsemeye çalışır,elinide çenesinin altına koyup,hazırladığı diğer soruya geçer)


psk2: fransa kültürüne de çok hakimsin marti,ne düşünüyorsun fransa için?
marti:fransa avrupa ın önemli bir ülkesi olmakla birlikte aslında fransızların sandığı kadar da önemli değildir.
fransızların kibar ve naif insanlar olduğu şeklinde ülkemizde yanlış bir kanı vardır. avrupada en fazla sigara içen, alkol tüketen, kötü araba kullanan toplumsal kuralları iplemeyen insanlar topluluğuna kısaca "fransız ulusu" denir.
psk:rtein açıklaması için ne diyorsun peki," bir daha fransaya gitmem."
marti: fransızları mutlu eden açıklamadır bence.aynı şeyi türkiye için de demesini temenni ediyoruz.

(kahkahalar havada uçuşur,psk2 yukarıya bakarak atar kahkahasını, neden kendisinin böyle güzel espiriler yapamadığı için tanrıya sitemdir aslında biraz da o abartılı kahkahası.tanrı konuyu anlamıştır,psk2nin kafasında da bir düşünce belirmiştir"seni zeka konusunda biraz eksik yarattım kulum,herkesi aynı yaratamazdım",psk2 bozulsa da belli etmeden, ciddiyetini bozmadan tekrar dönmüştür güzel sohbetine)

psk2: bu arada henüz 41 yaşındaymışsın,bu kadar dolu bir hayat için,çok gençsin,o kadar şanslısın ki.belki yaşlılığa daha çok uzaksın ama ne düşünüyorsun yaşlanmak hakkında?
marti:otuzbeş olduğunda bunu telaffuz etmekte zorlanırsın. bir de otuzbeş yaş şiirinin etkisiyle insan bunalıma girer. artık ikinci yarıya başlıyorum, bundan sonra herşey yokuş aşağı gidicek dersin. sonra 39 olana kadar yaşını sorduklarında otuz küsür der geçersin. ama kırk olduğunda artık bu ifadeyi kullanamazsın. 41 olunca ise sen artık 40+ sındır. her gün saçında, sakalında, göğsünde yeni beyaz kıllar peydah olur. kıçının kılları kadayıf olmuş lafını duyduğunda üzerine alınırsın. sokakta ortaokullu çocuklar sana amca der, etrafına bakınırsın kime sesleniyorlar diye. öyle hissettiğim yaştayım falan da yalandır. bal gibi yaşlanıyorsundur.

(psk2in bu güzel cümleler karşısında,kıskançlıktan kasım kasım kasıldığından ağladığını farkeden programın muhabiri,koordinatörü aynı zamanda da yapımcısı,yakışıklılar yakışıklısı,akıllılar akıllısı those basters çaktırmadan kağıt mendil fırlatır gözyaşlarını silmesi için psk2ye)

psk2:ayy duygulandım biraz kusura bakmayın,bende niyeyse 27 yaş sendromu diye bir şey varsa şayet ona girdim de,kendimi ölecekmiş gibi hissediyorum ünlü olmadığım halde.neyse röportajıma döneyim,ilk eşcinsel olduğunu kime söyledin peki ve tepkisi ne olmuştu söylediğin kişinin?
marti: ablama..ona açıldığımda "sen benim kardeşimsin ve seni çok seviyorum. hiçbir şey bu gerçeği değiştirmeyecek. tek istediğim seni mutlu görmek" diyerek bana destek olmuştu. "bunca yıldır neden bu yükü tek başına taşımaya çalıştın" diye de kızmıştı.
psk2:sanırım farklılığın ailenden geliyor.zaten aile o kadar çok önemli bir şey ki...sevgi sanırım sadece bizim ruhumuzu iyileştiren şey..son olarak hayvanlarla aranı sormak istiyorum..
marti:tabi ki..pet shopdan alınmadığı sürece bir hayvana evini açmak dünyanın en güzel tecrübesidir. her boku bildiğini zanneden ve evrenin en zeki canlısı olduğuyla övünen insanoğluna sevgi, sadakat ve vefa konusunda öyle bir ders verirler ki, bunu size ne okulda öğretirler, ne de etrafınızda örnek alabileceğiniz biri vardır. onlar bize değil, biz onlara muhtacız..


psk2:bu röportajı kabul ettiğin ve içten bir şekilde eşlik ettiğin için çok çok teşekkür ederiz marti,nebilim sanırım ben senin yerinde olsam burnumdan bile kıl aldırmazdım bu birikimle."ahahahayt kıçımı yesin benden röportaj isteyenler"derdim.allah işte sanırım o yüzden sen martisin,bense kısa siyah bir kıl,allah biliyor kime ne vereceğini..neyse hayranların olarak daha da bekliyoruz sözlükte yazacaklarını...

marti naif ve kibar gülümsemesini takıp,ayrılmıştır bize de daha da yazacaklarını sabırsızlıkla beklemek kalmıştır...

o gittikten sonra, those bastersı psk2 öğütlemiştir: bak bebeğim her şey okumakla olmuyor,aha bende sözde üniversite mezunuyum,marti da. ama gördüğün gibi,entelektüellik bambaşka bir şey.ay şu an sinirimden ve kıskançlığımdan çatlıcam,önümüzdeki 10 yıl ben okusam,etsem,gezsem gene yetişemem bu birikime.bebeğim sen benim gibi olma,geliştir kendini,sende bu ışık var.

those basters,"kuzum tamam,hadi benim programı yetiştirmem lazım,muck" şeklinde ayrılmıştır psk2nin yanından.


bu entryde gerçek olan marti nickli yazarın,yazdığı entrylerden alıntılardır bunun dışında ortam falan hepsi hayal ürünüdür.kötü bir amaç yoktur,amaç sadece eğlenmek ve bilgilenmektir.
biraz parasızlıktan daha doğrusu dark bearın cimriliğinden dolayı iki hafta ertelenen programdır. merak etmeyin ama tüm çirkefliğimi kullanarak istediğim tüm mumları falan aldırdım.,bomba gibi konuğum naringergedan ile tekrar geliyoruz.

ekip ve kamera arkası yenilendi bu arada:

those baster dışında,bu güzel ekibe aussiebum ve tra jedi eklendi.hem çıtırlar hem yakışıklılar,hooop hemen allem ettim,kallem ettim,istemedikleri halde soktum ekibe.

bekleyin anacım,mucks mucks.

yeniden yayına girmesi gereken programdır.