2017 yılının beklenen gayli meyli filmlerindendi. istanbul'daki şanslı pislikler gibi festivallerde izlemek nasip olmadı, e biz de korsana yöneldik de izledik.
---
spoiler---
filmin bende bıraktığı izlenim şu. bana göre bir ütopya olan yaşantının aslında şuanki dünyada gerekli koşullarda yaşanabilir olması mümkün, aynı zamanda çok orospuca.
kitabı okumadığım için filmi de konusu bakımından eleştirmek durumunda kalıyorum. film, bir eşcinsel için sağlanabilecek en iyi koşullara sahip bir eşcinsel gencin yaşadığı yazı anlatıyor. bu piç -afedersiniz ama çok doluyum-, yaz tatilini müzik dinleyerek ve nota yazarak geçirirken ben onun yaşında hayvan gibi çalışıyordum da akşam 31 çekmeye mecalim kalmıyordu. evet kıskandım, hem de öküz gibi.
ulen anne iyi, baba melek, yaz tatilini sanat eseri gibi bir evde geçiriyorsun.
ailecek hobiniz kitaplardan alıntılar yapıp düşünmek. ikisi de akademisyen zaten. aq sanki çok kusurlu bir hayatları varmış gibi bir de hayvan gibi yakışıklı bir öğrenci geliyor. tam da banyoları ortak oluyor. beraber yüzüyorlar, sevişiyorlar. anne baba bununla gurur duyuyor. bu ne oğlum! yetmedi bir de şeftaliye tecavüz etti pis ergen. herkes bilgili, herkes kusursuz, herkes iyi.
hele o filmin sonunda tatile gittikleri yerlerin cennetliği? arabanın yanında dans eden insanlara eşlik etmek? sürekli sevişip durmak ve bunu özgürce yapmak?
bu kadar kusursuzluk bana fazla kardeşim. yazar resmen yatarken demiş ki "ulen bir kitap yazayım, hiçbir problem olmasın. sanat olsun, özgürlük olsun, sevgi olsun". gel gelelim o davut heykeline benzeyen kıvırcık ergenin o yaşta yaşadığı güzelliklerin yüzde birini bile yaşamadım lan. sinir oldum amq. babası da filmin sonunda bık bık mükemmel şeyler söylemez mi..
bu hikaye resmen gaylere "aha kaçırdığınız hayat bu, ağlayın amq" diye yazılmış. bir boku da sorguladığı yok. varsa da ben kaçırmışım.
neyse film güzel, ama 10 üzerinden 1 veriyorum. sevmedim çünkü. altın küreyi de iyi ki alamadın, bok.
---
spoiler---