baby jane

Durum: 17 - 0 - 0 - 0 - 07.05.2017 15:22

Puan: 218 - Sözlük Kezbanı

8 yıl önce kayıt oldu. 7.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.

perfume genius

bir kaç gün önce yayınladığı no shape adındaki yeni albümü yine muhteşem olan amerikalı şarkıcı.

iki birayla sarhoş olan erkek modeli

hızlı içtiğim takdirde sarhoş değil de gayet güzel çakır keyif olabiliyorum.

alttaki yazara soracaklarım var

adınla çağır beni - romantik/dram

fırsatın olsa hangi ülkede yaşamak isterdin , neden ?

call me by your name

geçen günlerde filminin çekildiğini öğrenince haberdar olduğum roman.

"delikanlılık çağındaki bir gençle , ailesinin yazlığında kısa süreliğine kalmaya gelen bir konuğun arasında gelişen beklenmedik , bir o kadar da güçlü aşkın öyküsü." kitabın konusunu öğrenince ve filmin sundance film festivalinde çok beğenildiğini öğrenince hemen kitabı alıp okumaya başladım. şu an yarısındayım henüz bitirmedim ama sırf bitmesin diye yavaş okuyorum , o kadar güzel.

umarım film de beklendiği kadar güzel olur da moonlight'tan sonra lgbti sinemasının yükselişini görmeye devam ederiz.

filmden paylaşılan (veya sızdırılan , bilmiyorum) bir dakikalık sahne :

lust for life

albüme adını veren şarkı 2 gün önce yayınlandı. şarkıda lana del rey'e the weeknd eşlik ediyor.

link :

fi

dün itibariyle başlayan ve ilk 3 bölümünü gayet başarılı bulduğum yeni dönem türk dizisi.

dizinin puhutv adı altında sadece internet üzerinden yayınlanıyor oluşu rtük gibi bi engelin ortadan kalkmasını sağlıyor yani sansür yok , süre alt sınırı yok. bu nedenle dizi kendini hemen sıkıcı , yapay ayrıca bir bölüm için oldukça uzun olan alışılagelmiş türk dizilerinden ayırıyor. rtük gibi bi engel kalktığı için de gönül iyi yazılmış eşcinsel bir karakter istemiyor değil.

oyunculuklar oldukça başarılı zaten kadro ben kaliteliyim diye bağırıyor. çekimler , mekanlar , kostümler de oldukça başarılı. jeneriği ise beni çok etkiledi , açılış müziği ile birlikte hem geriyor hem heyecanlandırıyor.

umarım dizi başarılı olur da gelecekte bu tip projelerin önünü açar , yeni nesil yayıncılık bu yönde gelişir.

lust for life

lana del rey'in bugün adını trailer ile duyurduğu yeni albümü. çıkış tarihi belli değil henüz ama trailer heyecandan ağlamama sebep oldu. 1,5 ay önce çıkan albümün ilk teklisi love'a bayılmıştım , albüm için sabırsızlanıyorum.

trailerı izlemek için buyurun :

taxi zum klo

homojen dergi'de futurelavirs'in sinema algısını değiştiren öteki filmler yazısıyla haberdar olduğum 80'ler almanyasında eşcinsel bir öğretmenin ilişkilerini anlatan bir erotik film.

filmde en çok dikkatimi çeken ve en beğendiğim durum sevişme sahnelerinin bir film için değil de bir amatör video gibi çekiliyor olmasıydı. iş böyle olunca her şey estetikten uzak ve daha doğal bir biçimde ekrana geliyor.

bir diğer nokta ise , filmin malum sahnesinde pedofili ve eşcinsellik arasında ki kalın çizgiyi göstere göstere ekrana taşıması. bu konuda frank ripploh adlı yönetmeni tebrik etmek lazım gerçekten , bu iki durumun birbirinden apayrı olduğunu o dönemin ve hatta şimdiki bağnazaların yüzüne tokat gibi vuruyor. izlemeye cesaret edebilenlere tabi.

yazarların şu anki ruh halleri

şu sıralar herkesin zaman zaman yaşadığı ruh hali içindeyim. hani hayatınızda her şeyin aynı monotonlukta devam ettiğini fark edersiniz , bundan sıkılırsınız ama yine de bunu değiştirmeye uğraşmazsınız ya o işte. kendime en çok kızdığım şeylerden biri bu zaten , düzeni değiştirmekten korkmak ve ne kadar bunalsam da aynı evreleri saat saat , dakika dakika yaşamak. bi kaç haftaya geçer kesin , monotonluk değil bu farkındalık geçer.

neyse önümde vizeler var zaten bunları düşünmeye vakit bulamayacağımı hayal ederek kendimi avutayım.

liability

dinlemelere doyamadığım son lorde harikası. müziği çok sade sözleri muhteşem. rihanna'nın anti albümündeki higher parçasından esinlenmiş , iyi ki de esinlenmiş. buyurun buradan dinleyebilirsiniz


sözleri :

baby really hurt me
crying in the taxi
he don't wanna know me
says he made the big mistake of dancing in my storm
says it was poison
so i guess i'll go home
into the arms of the girl that i love
the only love i haven't screwed up
she's so hard to please
but she's a forest fire
i do my best to meet her demands
play at romance, we slow dance
in the living room, but all that a stranger would see
is one girl swaying alone
stroking her cheek

they say, "you're a little much for me
you're a liability
you're a little much for me"
so they pull back, make other plans
i understand, i'm a liability
get you wild, make you leave
i'm a little much for
e-a-na-na-na, everyone

the truth is i am a toy
that people enjoy
'til all of the tricks don't work anymore
and then they are bored of me
i know that it's exciting
running through the night, but
every perfect summer's
eating me alive until you're gone
better on my own

they say, "you're a little much for me
you're a liability
you're a little much for me"
so they pull back, make other plans
i understand, i'm a liability
get you wild, make you leave
i'm a little much for
e-a-na-na-na, everyone

they're gonna watch me disappear into the sun
you're all gonna watch me disappear into the sun

my own private idaho

gus van sant'ın 1991 yapımı filmi. ben henüz geçenlerde izleme fırsatı bulabildim ve filmi gerçekten çok beğendim. özellikle keanu reevesve river phoenix oyunculuk anlamında döktürmüş. oyunculuklar harika hikaye harika tam anlamıyla tatmin edici bir film.
film bittikten sonra da river phoenix'in genç yaşta ölümü beni daha çok üzdü. bu kadar yakışıklı ve yetenekli birinin o kadar genç yaşta ölmesi çok üzücü.
filmde beni tek rahatsız eden şey sevişme sahnelerinin çekim yöntemiydi. çoğu kişi beğenmiş ancak ben beğenemedim çünkü tam duyguyu alamadım o sahnelerde.

mutlaka izlenilmesi gereken gus van sant baş yapıtı.

uzun boylu ve zayıf erkek

bu durumdan muzdarip olduğum için bu denli sert yaklaşımı doğru bulmadığım durum. yiyip kilo alamıyoruz napalım "ölelim" mi yani ?

askk

ayı sözlük

bugün gelen kutumda bi mesaj gördüm yazar oldunuz tarzında ancak okuyamadan mesaj uçtu gitti. yazar olabildim mi olamadım mı bi bilgilendirin , bu enry de deneme gibi bişey olsun.

edit : yazar olmuşum

those people

uzun zamandır izlediğim en kolay en sade en izlenebilir lgbt filmiydi. hiç sıkılmadan bir çırpıda bitiyor. film klişelerle dolu ama hiç şikayet edemeyeceğim çünkü film kendini "ben lgbt filmiyim" diye bağırarak değil de sıradan bir romantik/drama filmi olarak satıyor. sebastian karakterinden hem nefret edip hem de kendisine aşık olmamak elde değil. keşke filmin sonunu da beğenebilseydim ama olur öyle şeyler deyip boş zamanınızda izlemenizi tavsiye ediyorum.

please like me

izlemekten aşırı keyif aldığım ve bitmesiyle derin bi üzüntü yaşadığım dizi. evet josh thomas twitter adresinden 4.sezonun son sezon olduğunu sezon bittikten belli bir süre sonra açıkladı. keşke daha çok kitleye ulaşsaydı da biraz daha uzun sürebilseydi. josh thomasın yeni projelerini merakla bekliyorum.

anti

rihanna'nın en başarılı albümü

müziğe uzun bir ara veren rihanna anti adını verdiği 8. stüdyo albümünü 28 ocak 2016 tarihinde çıkardı. albüm çıkalı uzun zaman oldu ama ben hala ilk çıktığı zaman gibi severek , bayılarak dinliyorum. bu kadar ara verdikten sonra ortaya ne çıkacak diye ben de herkes gibi merak ediyordum ve beklentim de bi hayli yüksekti. ortaya çıkan sonuç ise beklentilerimin bile üzerinde bi albüm oldu. anti albünü rihanna'nın diğer albümlerinden ayıran en önemli özelliği kendini tekrara düşüren ucuz ve basit şarkılar barındırmaması (work hariç). şarkı sözleri , altyapılar her şey harika. rihanna için büyük bi riskti bu albüm ama karşılığını aldığını düşünüyorum. albümde en sevdiklerim (bkz: consideration) (bkz: higher) ve (bkz: love on the brain)
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 17

call me by your name

geçen günlerde filminin çekildiğini öğrenince haberdar olduğum roman.

"delikanlılık çağındaki bir gençle , ailesinin yazlığında kısa süreliğine kalmaya gelen bir konuğun arasında gelişen beklenmedik , bir o kadar da güçlü aşkın öyküsü." kitabın konusunu öğrenince ve filmin sundance film festivalinde çok beğenildiğini öğrenince hemen kitabı alıp okumaya başladım. şu an yarısındayım henüz bitirmedim ama sırf bitmesin diye yavaş okuyorum , o kadar güzel.

umarım film de beklendiği kadar güzel olur da moonlight'tan sonra lgbti sinemasının yükselişini görmeye devam ederiz.

filmden paylaşılan (veya sızdırılan , bilmiyorum) bir dakikalık sahne :

fi

dün itibariyle başlayan ve ilk 3 bölümünü gayet başarılı bulduğum yeni dönem türk dizisi.

dizinin puhutv adı altında sadece internet üzerinden yayınlanıyor oluşu rtük gibi bi engelin ortadan kalkmasını sağlıyor yani sansür yok , süre alt sınırı yok. bu nedenle dizi kendini hemen sıkıcı , yapay ayrıca bir bölüm için oldukça uzun olan alışılagelmiş türk dizilerinden ayırıyor. rtük gibi bi engel kalktığı için de gönül iyi yazılmış eşcinsel bir karakter istemiyor değil.

oyunculuklar oldukça başarılı zaten kadro ben kaliteliyim diye bağırıyor. çekimler , mekanlar , kostümler de oldukça başarılı. jeneriği ise beni çok etkiledi , açılış müziği ile birlikte hem geriyor hem heyecanlandırıyor.

umarım dizi başarılı olur da gelecekte bu tip projelerin önünü açar , yeni nesil yayıncılık bu yönde gelişir.

liability

dinlemelere doyamadığım son lorde harikası. müziği çok sade sözleri muhteşem. rihanna'nın anti albümündeki higher parçasından esinlenmiş , iyi ki de esinlenmiş. buyurun buradan dinleyebilirsiniz


sözleri :

baby really hurt me
crying in the taxi
he don't wanna know me
says he made the big mistake of dancing in my storm
says it was poison
so i guess i'll go home
into the arms of the girl that i love
the only love i haven't screwed up
she's so hard to please
but she's a forest fire
i do my best to meet her demands
play at romance, we slow dance
in the living room, but all that a stranger would see
is one girl swaying alone
stroking her cheek

they say, "you're a little much for me
you're a liability
you're a little much for me"
so they pull back, make other plans
i understand, i'm a liability
get you wild, make you leave
i'm a little much for
e-a-na-na-na, everyone

the truth is i am a toy
that people enjoy
'til all of the tricks don't work anymore
and then they are bored of me
i know that it's exciting
running through the night, but
every perfect summer's
eating me alive until you're gone
better on my own

they say, "you're a little much for me
you're a liability
you're a little much for me"
so they pull back, make other plans
i understand, i'm a liability
get you wild, make you leave
i'm a little much for
e-a-na-na-na, everyone

they're gonna watch me disappear into the sun
you're all gonna watch me disappear into the sun

taxi zum klo

homojen dergi'de futurelavirs'in sinema algısını değiştiren öteki filmler yazısıyla haberdar olduğum 80'ler almanyasında eşcinsel bir öğretmenin ilişkilerini anlatan bir erotik film.

filmde en çok dikkatimi çeken ve en beğendiğim durum sevişme sahnelerinin bir film için değil de bir amatör video gibi çekiliyor olmasıydı. iş böyle olunca her şey estetikten uzak ve daha doğal bir biçimde ekrana geliyor.

bir diğer nokta ise , filmin malum sahnesinde pedofili ve eşcinsellik arasında ki kalın çizgiyi göstere göstere ekrana taşıması. bu konuda frank ripploh adlı yönetmeni tebrik etmek lazım gerçekten , bu iki durumun birbirinden apayrı olduğunu o dönemin ve hatta şimdiki bağnazaların yüzüne tokat gibi vuruyor. izlemeye cesaret edebilenlere tabi.

call me by your name

geçen günlerde filminin çekildiğini öğrenince haberdar olduğum roman.

"delikanlılık çağındaki bir gençle , ailesinin yazlığında kısa süreliğine kalmaya gelen bir konuğun arasında gelişen beklenmedik , bir o kadar da güçlü aşkın öyküsü." kitabın konusunu öğrenince ve filmin sundance film festivalinde çok beğenildiğini öğrenince hemen kitabı alıp okumaya başladım. şu an yarısındayım henüz bitirmedim ama sırf bitmesin diye yavaş okuyorum , o kadar güzel.

umarım film de beklendiği kadar güzel olur da moonlight'tan sonra lgbti sinemasının yükselişini görmeye devam ederiz.

filmden paylaşılan (veya sızdırılan , bilmiyorum) bir dakikalık sahne :
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.