çemberimde gül oya

2004 te kanal d de yayınlanan 1980 dönemini anlatan çağan ırmak dizisi.
bir çanakkale nin biga ilçesine ait bir türküdür. kamil nizam bigalı nın yazdığı ahmet yamacı nın derlediği bir türküdür.

çemberimde gül oya,
gülmedim doya doya.
dertlere karıyorum,
günleri saya saya.
al beni kıyamam seni.

pembe gül idim soldum,
ak güle ibret oldum.
karşı karşı dururken,
yüzüne hasret kaldım.
al beni kıyamam seni.

avlu dibi beklerim,
vay benim emeklerim.
dümbeleği çala çala,
yoruldu bileklerim.
al beni kıyamam seni.

türk dizi tarihinin en kaliteli dizisidir kanımca, pek çok sahnesi benim gibi hafızası zayıf birinin bile aklında kalacak nitelikte vurucudur.
çocukluğumda herkesin okul bitsin diye beklediği cuma gününü ben bu dizi için beklerdim, hatta final bölümünde evde misafir olmasına rağmen diziden bir saniye gözümü ayırmamış, son sahne biter bitmez iki gözüm iki çeşme ağlamıştım,tabi akrabalar bi anlam verememişti 11 yaşında çocuk ne anlar da bu kadar üzülür bi dizinin arkasından.
----spoiler olur mu bilmem ama----
zarife ve ümitin aralarında yastık ile aynı yatakta yatması,sultanın trajik sonu unutulmayan sahnelerdir, ve birde ümitin ölmeden önce zarife koş diye bağırması bugün bile kulaklarımda.
----spoiler olur mu hala bilmiyorum----
selda bağcan çok güzel söylerdi bu türküyü kulakları çınlasın.
bir çok halk müziği ve protest müzik söleyen şarkıcının sölediği bir çok yerde kulağımıza tanıdık nameleriyle gelen bu türkü çok şeyde anlatır...sevdayı, kavuşamamayı, hasretliği, türkünün yazıldığı dönemdeki ülkemizdeki örfi kast sistemini,aşkların hiçe sayıldığı örf ve adetlerin herşeyin üstünde olduğunu da anlatır bu türkü...
kamil nizam bigalı da bizim akrabamız çıktı. biz çanakkale bigalıyız.
yıllardır etkisinde bırakan bu zamana kadar gelmiş geçmiş en iyi türk dizisi.
güzel bir türkü olmasının dışında (özellikle selda'dan çok severim), türk televizyon dizileri tarihinde sayılı sağlam, güzel çekilmiş, iyi oynanmış, güzel konulu, müthiş dizilerinden birinin adıdır aynı zamanda. çağan irmak başyapıtı olan dizi, sümük gibi uzamayıp tadında bitirilerek gönlümdeki en güzel hatırladığım diziler arasındaki yerini almıştır diğerleri için;
(bkz: ikinci bahar), (bkz: süper baba), (bkz: babaevi)
çok iyi bir finale sahipti bu dizi.

(bkz: çağan ırmak)
çok sevdiğim bir diziydi. her karakterinn hikayesi etkileyiciydi. bir ara tekrar izlemeliyim.
tekrar veriyorlarmış diye duydum ,kanaltürkte galiba
bu yaz ara ara izleyerek 3. tekrarımı bitirmek üzere olduğum, türkiye'nin en başarılı dizilerinden birisidir. çağan ırmak mükemmel bir iş çıkarmış. dizinin pek çok sahnesi sinemayla yarışacak türden. tamam, bazen oyuncular -figüranlar- inandırıcılıktan uzak olabiliyor ama olsun bütüne vurunca mükemmel bir çalışmadır çemberimde gül oya.
konağıyla, cananıyla, madamıyla, suna ablası, ercan'ıyla, yurdanur'u, mehmet'iyle, sultan hanımı, dinçer beyiyle, gazi dedesiyle her şey bir masalın macerasıdır adeta. ama bu sefer masal geçmişe, ülkemizin yakın tarihine dayanmaktadır. öyle "sonsuza kadar mutlu" saçmalıklarıyla biten bir masal değildir.

çağan ırmak bu projesinde gene ne kadar başarılı bir senaryoya sahip olduğunu gözümüze gözümüze sokmuş sanki. yıllar geçse bile akıldan çıkmayan repliklerle döşemiş senaryosunu.

- nasıl birşey bu biliyor musun, hani böyle karanlık bir gecede ıssız bir yokuşu tek başına inerken bir köşeyi dönersin de deniz çıkar ya karşına, sonra o denizde bir gemi belirir. şıkır şıkır ışıklarla geçip gider. sen sevinirsin, hiç nedensiz ama, sonra için kıpırdar ya hani, öyle işte. seni tanıdığımdan beri bir gemi geçiyor içimden, hep ama…

- benim yerim burası senin yanın… sen benim hem ailem hem vatanımsın artık…

- çocukken yaşadıklarını hiçbir zaman unutmazsın. çünkü hafızanın en temiz, en güçlü olduğu zamanlardır çocukluk. büyüyünce bugünleri unutma. kitapların yakıldığı, insanların fikirleriyle suçlandığı bugünleri unutma. unutma ki anlatabilesin bunları. türkiye'yi sevmeyi anlat birilerine. birileri bunu hep yanlış anladı çünkü..

- biliyorsun, evlenecektik okul bitince. kısmet değilmiş. neyi bekledik diye düşünüyorum. onun okulu mu benim askerliğim mi. nolacaktı sanki, bunlar mı beklenecekti. birileri öğretmiş yaşayıp duruyoruz işte. sana bi şey diyeyim mi yurdanur kardeş, insan aşkını buldu mu bu dünyada, sonuna kadar gitmeli peşinden. keşke evleneydik. hasibeme bi kez dokunamadan kaybetmek varmış baksana. hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyoruz. ama ölüm var insanın başında. keşke..

- ölüm bir ülke mi dersin yurdanur kardeş? öyleyse eğer yazın ölmek zor... öyle bir ülke olsun ki bir ülke demeyelim, bir ev olsun herkes için... varsın duvarları olmasın, varsın soğuk girsin bi tarafından... sen, ben, biz olalım içinde... başkaları da olsun…çok mu zor yurdanur kardeş?

- kış iyice geliyor artık. biraz sonra suna abla gelecek ve bana soba yakmayı öğretecek. bakalım mehmet’e kışın aşık olmak nasıl bir şeymiş...

daha bir sürü replik yazabilirim bu diziden. ama bir kaçından sonrası okunmaya değer bulunmayacağı için burada duruyorum. çok güzel bir dizidir çemberimde gül oya. keşke ülkeyi doktorlar'a doyurmak yerine bu diziyi yayınlasaydılar 7/24. hele ki böyle bir zamanda...

ayrıca beni istanbul'a aşık eden ilk yapımdır.

dizinin hayranı tarafından bir facebook sayfası hazırlanmış. sanırım dizinin anısını canlı tutmak istiyor. takip etmek isteyenler olabilir diye şurada dursun;

http://www.facebook.com/cemberimde.gul.o...
3-4 gündür evdeyken blu tv’den tekrarlarını izliyorum. bir dizi bu kadar mı güzel olur bugün çekillen dizilere bakıldığı zaman kalitesini gerek hikaye örgüsü gerek senaryosu ile gerek oyuncu performansı ayakta alkışlatır.
tekrar izledim, tekrar güldüm, tekrar ağladım, hele o son, o türkü