durak pub

bildiğin meyhanedir. masalar da birbirine girmiştir, sıkış sıkış oturmanız gerekir.

diğer adıyla (bkz: paşam)
gidenlerin çoğunun bıyıklı olduğu bir başka dünya.. fakat son gittiğimde eski tadında olmadığını fark etim.
cuma ve cumartesi gecelerimizin neşe kaynağı. buraya gelenleri gecenin geç saatlerinde tekyönde görmeniz muhtemel. herkes babama benziyor, adam birgün kapıdan girse hiç şaşırmam.
aksaray'da ayı popülasyonunun çok yüksek olduğu pavyon. bir kez gittim ama çok eğlendim, tek yön ve benzerlerinden farklı olarak insanlar sadece eğlenmek için gidiyorlar ve bu benim çok ilgimi çekti. tekrar gitmek isterim ama gidecek arkadaşım yok.
çok eğlenceli mekan.
en son gidişim de göbekli bıyıklı emmilerin kıvrak müzik eşliğin de göbek atması inanılmazdı.bide içeriye girince bunun burda ne işi var aq bakışları olmasa daha da sevebilirdim.

(bkz: alternatif eğlence mekanları)

edit:mekan aksaraydadır.yusufpaşa istasyonun karşında,simit sarayının arka tarafındadır.
10 numara 5 yıldız mekan. bira, tekyöndekinin yarı fiyatı. insanlar tekyöndeki gibi götü kalkık değil. çok samimi ve eğlenceli bir havası var.
gerçek bir ayı ini..
2 yıl önce gittiğimde 15-20 dk dayanabilmiştim. cumartesi gecesi çok sevdiğim bir abimle gittim ve tam 3 saat takıldık. çok kalabalıktı yine, sürtünmeler had safhadaydı. üzerimize garson bira falan devirdi. bir sürü göz üzerinizde oluyor. 50 yaşlarında bir adam yanıma yaklaştı ama ters tarafa bakıyor, sonra penisime dokunan bir el hissettim, kalabalık ya çarpma olarak düşündüm, sonrasında avuçlayıp her noktasını hissetmeye çalışmasıyla irkildim, adamın omuzuna dokundum ve olmaz gibisinden sıvazladım ve gözlerine baktım. birden o da korktu ve hızlıca uzaklaştı. sanırım doğal bir şey bu ama bana pek doğal gelmedi. ertesi gün facebookumu açtıgımda 40 üzeri 13 arkadaşlık teklifi ile de sonuçlandı bu paşam kaçamağı. eğer yanınızda sizi satmayacak güvendiğiniz bir dostunuz varsa, en kötü mekanda bile keyif alabilirsiniz.
kalabalık değilken çok daha güzelmiştir bu mekan.
dün gece polis terörü nedeniyle taksime giremememden mütevellit uzun bir aradan sonra yeniden gittiğim mekan.

içerde halay çeken, yer yer oryantal yapan, bireysel eğlenen ve kümelenmiş ayı, çiğzır, manti, balamoz türünden hayli kalabalık bir topluluk vardı. kasmayan kastırmayan rahat bir yer. 3 kişi ufak el hamleleri ile ellemeye kalkıştı, yerimi değiştirerek uzaklaştım hülasa rahatsız olmadım çünkü böyle bir yer olduğunu bilerek gittim. "ayy taciz ettiler" çığırtkanlığı yapmam saçma ve samimiyetsiz olurdu. pazartesi hariç her gece açık olan mekanın; kapıları olmayan helası dışında bir eksiği yok. rahat rahat herkes istediği gibi alıkıyor, sigara içilen bahçesi çarka çıkılan oda gibi süper, iyiğ iyiğ gidin görün derim.
birkaç gün önce 2 arkadaşla gittik. biraz da ayıp ettik galiba.tavırlarımız gay bara ilk defa giren hetero kızlar gibiydi. ama kimse bizle ilgilenmediği için sorun olmamıştır heralde. arkadaşlarımın ve benim tipimin her gay için en azından idare eder olduğunu sanardım ama işportacı hasan amca, esnaf ali ya da müslüm usta için giderimiz yokmuş anlaşılan. resmen kimse siklemedi bizi. içerdeki ortamı anlatmam mümkün değil, gidip bir görüverin gari. her gün otobüste, pazarda gördüğünüz orta yaşlı * gay amcalar hayatı tesbih yapmışlar falan. içerdeki grup belli bir kesime hitap ediyor olabilirler ama çok büyük beklentiyle gitmeyin. bar gibi bir yer değil zira, daha çok içkili bir kahvehane diyebilirim.
ilk gittiğimde gözlerime inanamamıştım, benim için çok sürreeldi orada olan bitenler. evrenler birbirine karışmış gibi hissetmiştim. piyanist şantör müziğinden beynim sikildi bir de üstüne. üstelik arkamdaki masada da murathan mungan beyler vardı, hatta bir ara benim arkadaşlar tanıyormuş onu, 3-5 kişi dışarı çıkmıştık da murathan mungan ile türkiye'de eşcinsellik üzerine sohbet etmiştik. daha doğrusu onlar etmişlerdi, ben o gece hayalde gibiydim, beynim resetlenmiş gibiydi, ağzımı açamıyordum. saat 12'ye kadar kaldım, ortam iyice sürreelleşmeye başlayınca ve kafam kazan gibi olunca, o ortamın dozuna daha fazla dayanamayıp ayrılmıştım.

paralel evrenler gerçekten var mı yok mu merak ediyorsanız, burayı ziyaret ediniz.
yazdan beri gitmediğim v bu akşam şehir dışından gelen 2 misafirimle tanıştıracağım nevi şahsına münhasır mekan.. herkes çok doğal, gelenler gay bara gidiyorum deyip süslenip püslenip değil günlük halleri ile orada.. seveni de sevmeyeni de çok.. müzik kalitesi elbet eleştirilebilir ama tarzın eleştirisi olmaz diyenlerdenim. doğallık seviyorsanız ve hala gitmedi iseniz kaçırdığınız şeyler var demektir
deli gibi merak ettiğim bi türlü gidemediğim mekan
yillar once kapanan değirmen tadinda bir mekan diye hatirliyorum. değirmen daha bir pavyon gibiydi, detone sarkici vs. durak sarkici barindiriyor mu cikaramadim.
değirmene yirmili yaslarimin ortasinda / durak puba sonuna dogru gitmistim. durak pub reklamci, sosyolog vsden ziyade overlokcu, sohben tamircisi, manav, pimapenci, son utucu.... ve onlari seven reklamci, sosyolog, remayozcu, manav, kasap, editor vs icin bicilmis kaftan bir mekan.değirmeni anlatmaya ise kelimeler yetmez.
ulan ben buranın her gün önünden geçiyorum. hiç de o kadar çekici bir yere benzemiyor.
bundan yaklaşık 2.5 - 3 sene önce, malum uygulamadan tanıştığım bir arkadaşım vasıtasıyla gittiğim ilk mekan. bar, disko gibi gece kulübü olmadığına katılıyorum ama garip bir şekilde eğlenmiştim. biraz sanat müziği, biraz arabesk, bol fantezi söyleyen bir grup vardı. bar kısmında durmuştuk ve hatırladığım kadarıyla fiyatlar da uygundu.
işin ilginci, aynı gece tek başına eğlenen, finlandiya'da yaşayan bir turistle tanıştım. uzun süredir netten arkadaşlık yaptığı farklı ülkelerdeki 4 kişiyle hem yüz yüze tanışmak hem de türkiye'de tatil yapmak için sözleşmişler. ertesi gün tüm grup toplandı, 5 kişilik gruba 6.kişi olarak katılıp tam bir hafta daha önce hiç görmediğim ama ismini duyupta merak ettiğim her mekanı görme şansım oldu.
müthiş geçen bir haftanın başlangıcını yapan durak pub'ın böyle de bir anısı var bende.