evlilik eşitliği
evlenmeyi düşünmüyorum, yasal olarak eşit olmak için evlilik eşitliğinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. yasal olarak tanınmak basit bir mevzu olarak görünse de bir saldırıya maruz bırakıldığınızda ya da özgürce dolaşmak istediğinizde de koruyucu bir durum. ayrıca baskılardan kurtulmak için yapılan diğer cinsle evlilik durumlarına karşı da yasal bir garantinin olması demek bir yandan. kadın erkek odaklı aile, ilişki algısının aşılması açısından da gerekli diye düşünüyorum. bir şey mecbur bırakıldığında yarar sağlayan grup için de sıkıntı. natrans heteroseksüel kadın ve natrans heteroseksüel erkek ilişkisi için dahi peşi sıra milyon tane emrin dahi geldiği bir birliktelik anlayışını da yıkacaktır.
buradaki olay eşitlik.
evlenmek istemeyebilirsiniz tabi, sizin hayatınız sizin kararlarınız, ama biri bana "evlenip ne yapacaksın? evlilik hakkı yerine daha faydalı şeylerle uğraş" deyince sinirlerim geriliyor.
ben belki de hiç evlenmeyeceğim, ama eğer bir gün evlenmek istersem bunu yapabilmeliyim, evliliğe inanmasanız bile eşcinsellerin evlilik hakları için savaşmalısınız bence.
buradaki olay, eşitlik.
yani illa devlet karşısında bizim illa "sex"imizi legalleştirmenin bi anlamı yok tabi. ama şu halde homofobi ve transfobinin hat safhada olduğu ülkede "politik bir eylem" halinde olabilir...
eşcinsel evlilik bir ayrıcalık değil eşit hak talebidir. eşcinselliğin günümüzdeki evrensel tanımına bakınca önünde bir engel olmaması gerekir hatta tartışılması bile tuhaftır. karşıtlarının sundukları tezler oldukça sığdır ve çürütmesi de epey kolaydır. bununla birlikte, eşcinsel evlilik tartışmalarının gündeme gelmesi evlilik kavramını tekrar sorgulamaya teşvik ettiği için bugün çok bir etkisini göremeyecek olsak da evlilik kurumunun yenilenme sürecinde önemli bir yer taşıdığını düşünüyorum.
evlilik kurumu yapısı gereği oldukça muhafazakardır ve iki kişi arasındaki cinsel birlikteliğin devlet ve/ya da tanrı huzurunda onaylanması ve resmiyet kazanması anlamına gelir. yani insanlardaki evlenip yuva kurma isteği aslında devletin ve dinin belirlediği aile yapısını kabullenme ve birlikteliğinizi bu belirlenen sınırlar içinde şekillendirme isteğidir. toplumun yarattığı ve toplumu şekillendiren değerler içinde önemli bir hayat beklentisi haline gelmiştir,evlilik olmadan mutlu olunamayacağı algısı da toplum içinde yer edinmiştir. bu açıdan bakınca tam anlamda cinsel özgürlük için evlilik kurumunun boykot edilmesi daha olgun bir karar bence. ama ne yazık ki günümüzün ideolojisinde çok da tutunamayacak bir anlayış. çünkü hayatlarımızın devlet tarafından düzenlendiği bu sistemde geleneksel ve resmiyete kavuşmuş bir aile bu sınırları reddeden bir aileden daha avantajlı konuma geliyor ve sizi ikinci sınıf vatandaş konumuna itiyor.
yani demem o ki evlilik kurumunun varlığı insanları cinsel özgürlükleri ya da hak eşitliği arasında bir seçim yapmaya zorluyor. tam anlamıyla cinsel özgürlük isteyen grupların aslında evlilik kavramını yürülükten kaldırmaya uğraşması gerekli ancak bu kadar eski ve kökleşmiş bir müessesenin de bir anda yok olması kökten bir devrim anlamına geliyor ki bu da çok olası bir durum değil. eşcinsel evliliğini savunmak da bu var olan kurumun oluşturduğu özgürlük problemlerini göz ardı edip sistemin kendi sınırları içinde eşitliği sağlamayı savunmak demek oluyor alsında. ki bence bu eşitliğin sağlanması da evlilik algısının zaman içinde değişen yapısında çok önemli bir adımdır.
macklemore'un klibi ardından insanın eline pankart alıp sokaklarda çığırası geliyor. biz de sizin gibi normaliz kabilinden değil haklarımızı istediğimiz için...
*
henüz yeterince kabul görmemiş, kendilerini ifade etme hakkını elde edememiş eşcinseller için erken bir beklenti. evliliğe karşı değilim ancak kimlik problemini çözebilmek lazım öncelikle. ayrıca normal adledilmeyen- normalize olma çabasına da girmemesi gereken- eşcinsellerin bu kadar gelenekçi ve kabul gören bir kavram içine girme çabası yadırganabilir. önemli olan birlikte olmaksa daha farklı alternatifler de üretilebilir. yeter ki varlığınız sorun olmaktan çıksın.
gozlerim onunde teklifinin yapildigi olay. beni de davet ettiler dugune. gozlerim dolu sozluk. juanla francesc evleniyor ben agliyorum. allahim duygusal niye yarattin beni. zeytin gorsem agliyorum. oyle alakasiz bisii oldum ciktim olaydan beri.
tabi amk bende 8 sene iliski yasasam 9.sene siktir ederim evlenme teklifi etmezse.
sagdic yaparlar mi ki beni.
ilk zamanlar karsi ciktigim ama bir büyügümün cok mantikli bir aciklamasindan sonra tamamen destekledigim bir olay. hak sahibi olmak onemli...
almanya halkının %80'i eşcinsel evlilikleri destekliyormuş. tüm haklara sahip olmalarını destekliyorlarmış. artık almanya'da da eşcinsellerin evlenmesine müsaade edecek yasanın getirilmesi zamanı geldi bence.
http://asdilgbti.ayisozluk.com/2017/01/1...
evlilik bana kağıt parçasından başka bir şey gibi gelmiyor. öncelikle halk eşcinsellere saygı duymalı, yoksa ki o kağıt parçası olmadan da aynı hayatı paylaşabiliriz.
hollanda, belçika, ispanya, kanada, güney afrika, danimarka, norveç, isveç, portekiz, izlanda, arjantin gibi ülkelerde ve abd'nin bazı eyaletlerinde yasal olan evlilik. ve tabi kader fransa'daki geylerin yüzüne de gülecek gibi. türkiye'deki bizler ne zaman böyle bir hakka sahip oluruz bilinmez tabi.
tmk'yı ve 6284'ü bir kere bile okuyan birinin bile yalan dolan olduğunun farkında olduğu bir eşitlik(!) türü. erkeğin bu sözleşmeden hiçbir faydası yoktur. çağ dışı ve çifte standartlıdır. günümüzde evlilik akdinin erkekten kadına varlık transferinden başka bir işlevi yoktur.
son yıllarda dünyanın farklı ülkelerinde, yasalaşması için eşcinsel aktivistlerin çaba harcadığı, aynı cinsten insanların evliliği.
eşcinsel evliliklerin yasalaşmasında başı çeken ilk ülke 2001 de hollanda oldu. hollandayı sırasıyla belçika, ispanya, kanada, danimarka, norvec, isveç, portekiz, izlanda ve güney afrika izledi. ayrıca abd de 11 eyalet ve meksikanın mexico eyaletinde de eşcinsel evlilik yasallaştı. ayrıca bu ülkelerin dışında baska birçok ülkede civil union denen, ve eşcinsel çiftlere emeklilik, sigorta, vergi indirimi gibi bir çok avantaj saglayan haklar sağlanmıştır.
israil, ülke dışında yapılan eşcinsel evliliklerini tanımaktadır.
dünyada durum böyleyken, türkiyede eşcinsel evliliklerin yasalaşmasını , yeni anayasa yapma çalışmaları sırasında
ilk defa bdp teklif etmiş, bu öneriye akp, mhp ve çeşitli "stk" lar, ahlaksızlığı özendireceği gerekçesiyle karşı çıkmışlardır.
türkiyede olması zor hatta son zamanlarda imkansızlaşan bir olay.
tam anlamıyla eşcinsel evlilik diyebilirmiyiz bilmiyorum ama geçtiğimiz günlerde bir örneği çanakkalenin ezine ilçesinde gerçekleşmiş evlilik. 29 yaşındaki seher yılmaz, geçirdiği değişikliği ameliyatının ardından 'selim' adını aldı ve mavi nüfus cüzdanı çıkarttı. gönlünü kaptırdığı 31 yaşındaki feride üner evlenmiş.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20731499.asp
heterosu bile gereksiz gelirken, eşcinselinin gerenksiz olduğunu düşündüğüm eylem, birlikte yaşa, ne var yani, çocuk yapmayacaksın ki?
avukatların, mahkemelerin çoğalması gerektiğini gösteren hede hödö dür. türkiye deki boşanma yüzdesini tavan yaptıracaktır kanaatindeyim. ama tabiki de ser sefil, sefalet içindeki türk eşcinsellerin bu haklarının verilmesi en büyük temennim. şöyle bir durumda var tabiki, ülkede olurda kırmızı kar yağdığında eşcinsellere bu özgürlük ve hak tanınırsa, bunu türk toplumu ne kadar kabullenecek, benimseyecek. hem bu, bir nevi ülkemizdeki cinayet yüzdesini de arttıracaktır ülkemizde.
(bkz:
eğri oturup doğru konuşmak)
(bkz:
evlilik eşitliğini kabul eden ülkeler)
eşcinselleri orduya kabul etmeyen ülkeler (eşcinselliğin tamamen yasak sayıldığı ülkeler eklenmemiştir)
japonya, belarus, hırvatistan, almanya, yunanistan, macaristan, lüksemburg, polonya, portekiz, türkiye, arjantin, brezilya, peru, venezella
eşcinsel evliliğe izin veren ülkeler
hollanda, belçika, ispanya,fransa, macaristan,norveç,isveç,almanya,abd nin belirli eyaletleri,
bundan yüzyıllar sonrada biz.