evlilik eşitliği

amerikan romantik komedilerini izleyen eşcinsellerin kafasını karıştıran kavram. hayır evlilik romantik bir kurum değildir, bilakis hukuki ve ekonomik birlikteliktir. peki eşcinsel evlilik neleri getirir neleri getirmez?

1) meşruluk getirmez:
bar kadınlarının veya dul kadınların evlenmelerinin önünde hukuki olarak bir engel yoktur. ancak çok yakın bir tarihe kadar dul kadınlara iyi gözle bakılmıyordu. kimse çocuğunun dul bir kadın ile evlenmesini onaylamıyordu. bar kadınları için durum hala mevcudiyetini koruyor. yani evlilik hakkı meşruluğu beraberinde getirmez. bunun için uzun soluklu bir mücadele lazım.

2) sadakat getirmez:
bir çok eşcinselin dile getirmese bile içten içe istedikleri şey, heteroseksüellerin üzerindeki toplumsal baskıdır. yani ben birisi ile birlikte olacağım. o kişi beni aldatmayacak. eğer beni aldatırsa, toplum onu cezalandıracak. kendim ceza vermek için naz tuz yaparsam, arkadaşlarım boşa düştü diye sevgilime asılmayacak. bilakis onlar da benimle birlikte sevgilime karşı cephe alacak. öhöm, ham hayal diyip geçiyorum. ihtiyaç duyulan şey evlilik cüzdanı değildir. yeni bir ahlak anlayışıdır.

3) seks makinelerinin sayısını azaltmaz:
come on man! dizinin dibinde oturacak adamlar zaten kapıldı. geriye tek geceden fazlasını vaad etmeyen adamlar kaldı. eğer sırtını evlilik cüzdanına dayamayı planlıyorsan, başına gelecek tek şey ayı sözlükte " evlilik vaadi ile gayliğini bozmak" şeklinde başlık açmak olur.

4) koca sahibi yapmaz.
adam diyor ki "gizliliğe önem veririm" sen diyorsun ki "düğün dernek yapalım"
adam diyor ki "buluştuğum kişi camiadan olmasın" sen diyorsun ki "arkadaşlarımla tanışsın, camia ona sosyal baskı yapsın."
aslında adamın derdi ara ara buluşup seks yapmak. ailesinden ve işinden vakit kalırsa eğer birşeyler içmek. bu küçük mutluluğunu/kaçamağını düzenli hale getirmek. bunu sağlamak adına, her hafta yeni birisini bulmak için internette vakit kaybetmemek. kısacası seninle ortak bir hayat üzerine bir şey vaat ettiği yok. vaad edeni arar isen bu kez sen suçlu oluyorsun adın seks makinesine çıkıyor.

5) getirecekleri şunlardır:
tatil köyü/spor salonu gibi yerlerin aile indirimlerinden faydalanmak.
evli çiftlere verilen ek ödeneklerden faydalanmak.
ortak mal mülk edinmek.
birbirinin sağlık sigortasından faydalanmak.
eşinin hastalanması durumunda iş yerinden izin almak.
miras bırakabilmek.
eşcinsel evliliği tanıyan bir ülkede iş bulma durumunda, eşine de oturma izni almak.
en önemlisi temsiliyet hakkıdır. eşinin adına gelen kredi kartını teslim almaktan başlar, eşine yapılacak hayati bir müdahale sırasında eşinin adına karar verme hakkına kadar gider.
eşinin hayatını kaybetmesi durumunda cenazesini almanı sağlar.
kısacası evlilik hakkı ihtiyaçtan doğar. pardon sevgiliniz gizliliğe önem veriyordu değil mi? o zaman yukarda sıralananlara zaten ihtiyacınız yok.





şöyle bir örnek de ben ekleyeyim: doğu da ücra bir yere öğretmen olarak atandım eylülde. benimle atanan 2 tane evli kadın öğretmen var. daha önce atanmış bir kaç tane de nişanlı öğretmen vardı. 2 tanesi şubatta nikah kıyıp eş durumundan gittiler. haziranda da diğer 4 öğretmen eşlerine kavuşacaklar. 1 yıllık adaylık süreciniz kalkınca bu hakka kavuşuyorsunuz. yani eşinizin olduğu şehire tayininizi isteyebiliyorsunuz. benim sevgilim olsaydı mesela 3-4 yıl ayrı kalmak zorundayım. muhtemelen bu süre içerisinde o ilişkinin de canına okunurdu bu mesafe nedeniyle. ya da ortak kurduğumuz ev-yaşam parçalanmış olacaktı ve hiçbir hakkımız olmayacaktı. bir diğer hak daha: nikah izni için 10 gün izin hakkı var mesela memurlar için. aman olmasın ama1. derece akraba veya eşiniz ölürse cenaze izni hakkınız var. yine 1. derece aile ve eşinizin uzun süreli bir hastalığı olursa aylarca kullanabileceğiniz ücretli refakat izin hakkı var. doğum izni, süt izni vs. kısacası heteroseksüel aile kurgusu üzerinden tonla hak var da var. ama eşcinselseniz ve ciddi bir ilişkiniz de olsa pislik kadar değeri yok bunun. hapishane, hastane, cenaze vb. durumlarda sevgilinizle ilgili zerre hakkınızın olmaması vb. durumları yazmıyorum zaten. o ayrı bir makale konusu.
evlilik kurumuna karşıyım, çekirdek ailenin havaya uçmasını ve sonsuza kadar yok olmasını istiyorum ama eşcinsel evliliğin yasal olmasına karşı değilim. hatta destekçisiyim. bunda şaşıracak bir şey yok heteroseksüel evliliğe karşıysan evlenmezsin, aynı durum eşcinsel evlilik için de geçerli. evliliğe hepten karşı olan eşcinseller istemiyorsa evlenmez, isteyense evlenir ve "eş" olmanın getirdiği özellikle hukuki avantajlardan faydalanır. bunu çok basit bir örnek üzerinden anlatabiliriz. ali ile ahmet tam beş yıldır birliktedir. birbirlerine büyük bir aşk ve sadakatle bağlıdırlar. bin hetero çifte taş çıkaracak düzeyde bir ilişkileri vardır. ama burası türkiyedir ve tabi ki evlenmeleri yasaktır.(birbirlerine aşık olmaları da yasaktır ya o başka başlığın konusu) bir gün ahmet işten eve dönerken çok ciddi bir trafik kazası geçirir ve hastaneye kaldırılır. ahmet ağır yaralanmıştır ve yoğun bakıma alınır. bunun haberini alan ali hayat arkadaşını belki de son kez görmek için hastaneye koşar ama yoğun bakıma alınmaz. neden? çünkü ailesinden biri değildir!!!

türk filmi tadındaki hikayemizden de çıkaracağımız üzere eşcinsel evlilik yasal olsun. isteyen evlensin, istemeyen ömür boyu bekar kalsındır.
güzel ve yalnız ülkem de şu anda uzak bir ütyopyadan ibaret düşünce.aslında evlilikten ziyade önce kimliğimizi anayasa ve yasalarla güvence altına alınsa o da yeter.
nefret cinayetleri faili orospu çocuklarının gözü az da olsa korkardı.
eşcinsellerin sadakat ve uzun ilişki ile olan imtihanı başka bir tartışma konusudur. türkiye'de yaşayan insanların sıradan straight ilişkiler yaşarken de ne menem problemler yaşadığını biliyoruz. erkektir yapar, kadınsan susacaksın tavrı yaklaşımlar var diye kimse amaan türkler insan değil evlenemez demiyor. zaten asıl tartışılması gereken şey evlilik bağı gereği çiftlerin kanuni ve sosyal haklara sahip olmasıdır. olayın romantik yönü tartışılması gereken son şey olmalı şu aşamada.

ps: ve merak etmeyin bizdeki kadar olmasa da dünyanın geri kalanında da gay erkek ve kadınlar sadakat sorununu tartışıyor. sosyal medyanın tanışmayı ve flört etmeyi kolaylaştırması, eşcinsel bireylerin genel ahlak kurallarından daha esnek yaşaması tek eşliliği zorlaştırıyor. ama gerçekten seven ve isteyen başarır...
sadece çocuk yapma üzerine mi bu evlilik ona bir anlam veremiyorum. o ruh eşim dediğin adam ölse cenazesini bile kaldırmana izin verilmiyor o luzumsuz gördüğünüz kağıt parçası yüzünden. çünkü o kağıt parçası olmadığı için siz başkasına göre onun için bir hiçsiniz. en çok istediğim şeylerden biri evlenmek gerekirse aslanlar gibi de yurtdışında evlenirim. evlat edinme hakkı da verirlerse onu da yaparım.
eğer gay evliliklerini desteklemezseniz kız arkadaşlarınızı elinizden alırız temalı kısa film
* *
insan birini derinden sevip onaylayınca sevdiği insanla bir hayatı olsun istiyor. bir olmak, beraber uyumak, mümkünse birlikte yaşlanmak. aslında hepimizin hayali ve ihtiyacı bu. adı evlilik olur ya da olmaz o seçiminize bağlı. ama sevdiğiniz biriyle ortak bir hayat kurabilmek çok önemli. eğer insanlar -eşcinsel ya da düzcinsel- seçimini evlilikten yana yapmışsa evlenmeli, nasıl mutlu olacaksa öyle yaşama hakkına sahip olabilmeli. yok evliliği kurum olarak benimsemiyorsa gönül bağıyla da yıllarca birlikte yaşamak mümkün. zaten evlilik dediğin ömür törpüsü. onur yürüyüşüne katılan bir abla pankartında ne demiş: " gay evliliği destekliyorum, gaylerin de benim kadar perişan olma hakları var!" ben de destekliyorum valla!
şiddetle karşı çıkanlar için hazırlanmış bir poster:


edit: ingilizce bilmeyenler olabileceğini düşünerek biraz açıklayayım: * * *
kim kimi istemeye gidecek? kına gecesi olacak mıdır? gibi soruları beraberinde getirecektir. *
sarkastik bir yaklaşım için tıklayın:
tanıdığım kaç eşcinsel bu konuda birşeyler yapmak arzusunda acep diye düşüncelere daldığım hadise.
nihayetinde bu ülkelerde eşcinseller arası evlilik gökten inmedi.
" hak verilmez alınır" derler ayrıca.
en basit örnekle eşcinsel evliliğin yada birlikteliğin yasal olduğu bir ülkede imza atmamışsanız bile bir seneden fazla birlikte yaşadıysanız kanunen eş sayılırsınız. bu durumda sevdiceğinize allah muhafaza birşey olsa yakını olarak sizin söz hakkınız oluyor. bana birşey olsa eşim ne yapar diye düşünmenize gerek kalmıyor çünkü siz istediğiniz sürece bütün sigortalarınız aynı zamanda onun adını da içeriyor. türkiye de eksik olan bu bence. hem heteroseksüel hem eşcinsel ilişkilerde uzun süre birlikte yaşayan bütün çiftlere bu haklar tanınmalı. türkiye de sevdiceğiniz, partneriniz, hayat arkadaşınız hastanede yatarken saatlerce kapıda bekleyen size kapı kolu muamelesi yapan zihniyete karşıyım.
sadece ilişkiyi bir öteki aşamaya yükseltmek(!) ya da daha ona daha büyük anlamlar yüklemek anlamı taşımayan ve böyle bir zorunluluğu olmayan, bunun yerine partnerlerin yasal ve sosyal pek çok alanda bir birlik olarak görülmesinin ve bu doğrultuda birbirlerine karşı oluşan mesuliyetlerinden doğan, yaşanılan ülke yönetiminin teminatı altında bulunan avantajlardan faydalanabilmelerini de amaçlayan sosyal yapılardır ve gerekli olup olmadığı her ilişkinin kendi içerisindeki yapısı ve ihtiyaçları doğrultusunda değişir. örnek olarak; sağlık sorunları yüzünden geçici ya da belli bir süre çalışamayan ve bu nedenle sağlık güvencesi olmayan ve tedavisinin gerektirdiği yüksek madddi olanakları temin edemeyecek durumdaki bir eşcinsel, eş durumundan partnerinin sahip olduğu imkanlardan faydalanabilir.
heteroseksüel evlilik kurumunun işleyişi, değerleri, kutsiyeti, yüceltilmesi üzerinden düşünüldüğünde insanların içlerinde eşcinsel evliliğin de evlilik kurumunu yeniden üreteceğine dair bir korku barındırması olağandır ve karşı çıkışların temelinde bu argümanın olması anlaşılabilir. ancak bu argümanla karşı çıkanların bile atlamaması gereken bir nokta eşcinsel evliliğin yasal olmamasının eşit yurttaşlık önünde bir engel teşkil ettiği ve dahası insanların bazılarına evlenme hakkı verilirken bazılarına verilmemesinin insan hakları bağlamında ciddi bir sorun olduğudur. eşit yurttaşlık ve eşit insan hakları için evlilik kurumunun herkesin kullanımına açık bir hale getirilmesi zorunludur. bu hakkı kullanıp kullanmamak da eşcinsel çiftlerin karar vereceği bir mevzudur. kaldı ki haklar ve kanunlar illa ki kullanılmak üzere düzenlenmez, onları uygulamak ya da kullanmak kişinin kendi tasarrufundadır. siz evliliğe karşıysanız evlenmezsiniz olur biter ancak evlenmek ve kurdukları hayatı yasalarla güvence altına almak isteyen çiftlerin önünde durmak insan haklarının önünde durmaktır. nacizane tavsiyem neyin karşısında durduğunuzu bir kez daha gözden geçirmenizdir.
evlenmeyi düşünmüyorum, yasal olarak eşit olmak için evlilik eşitliğinin sağlanması gerektiğini düşünüyorum. yasal olarak tanınmak basit bir mevzu olarak görünse de bir saldırıya maruz bırakıldığınızda ya da özgürce dolaşmak istediğinizde de koruyucu bir durum. ayrıca baskılardan kurtulmak için yapılan diğer cinsle evlilik durumlarına karşı da yasal bir garantinin olması demek bir yandan. kadın erkek odaklı aile, ilişki algısının aşılması açısından da gerekli diye düşünüyorum. bir şey mecbur bırakıldığında yarar sağlayan grup için de sıkıntı. natrans heteroseksüel kadın ve natrans heteroseksüel erkek ilişkisi için dahi peşi sıra milyon tane emrin dahi geldiği bir birliktelik anlayışını da yıkacaktır.
kağıt parçası hayatınıza niye karışsın diyenler olmuş...

pfff.

yahu olay eşcinseller evlensin evlenmesin değil ki? siz neyi tartışıyorsunuz burada, hangi topraklarda yaşadığınızı unuttunuz herhalde çok film izlemekten. buralarda sümük bile bir eşcinselden değerli. (bi filmde görmüştüm dna testi için hazine gibi muhafaza edip adli tıbba götürüyorlardı hahhaa ahem neyse)
olay eşcinseller evlensin ya da ne gerek vardan mı ibaret? haktır bu hak, insan hakkıdır, aşkı, birlikteliği resmiyette tanıtmaktır. (ihtiyaç hissedip tanıtmak isteyenlere tabii..) bunun bir çok sebebi olabilir, miras, devlet işleri, hukuki işlemler, evlat edinme gibi.

canı istemeyen evlenmesin.

bugün arjantinde eşcinsel evlilik yasallaştı halk bayram etti, oradan bir kaç arkadaşımla bu konuda sohbetimde ise doğru düzgün kimsenin evlenmeyeceğinden emin olduklarını söylediler fakat gidip göbek atmışlar. neden bayram ediyorlar o zaman? pöeh..
eşcinsel evlilik bir ayrıcalık değil eşit hak talebidir. eşcinselliğin günümüzdeki evrensel tanımına bakınca önünde bir engel olmaması gerekir hatta tartışılması bile tuhaftır. karşıtlarının sundukları tezler oldukça sığdır ve çürütmesi de epey kolaydır. bununla birlikte, eşcinsel evlilik tartışmalarının gündeme gelmesi evlilik kavramını tekrar sorgulamaya teşvik ettiği için bugün çok bir etkisini göremeyecek olsak da evlilik kurumunun yenilenme sürecinde önemli bir yer taşıdığını düşünüyorum.

evlilik kurumu yapısı gereği oldukça muhafazakardır ve iki kişi arasındaki cinsel birlikteliğin devlet ve/ya da tanrı huzurunda onaylanması ve resmiyet kazanması anlamına gelir. yani insanlardaki evlenip yuva kurma isteği aslında devletin ve dinin belirlediği aile yapısını kabullenme ve birlikteliğinizi bu belirlenen sınırlar içinde şekillendirme isteğidir. toplumun yarattığı ve toplumu şekillendiren değerler içinde önemli bir hayat beklentisi haline gelmiştir,evlilik olmadan mutlu olunamayacağı algısı da toplum içinde yer edinmiştir. bu açıdan bakınca tam anlamda cinsel özgürlük için evlilik kurumunun boykot edilmesi daha olgun bir karar bence. ama ne yazık ki günümüzün ideolojisinde çok da tutunamayacak bir anlayış. çünkü hayatlarımızın devlet tarafından düzenlendiği bu sistemde geleneksel ve resmiyete kavuşmuş bir aile bu sınırları reddeden bir aileden daha avantajlı konuma geliyor ve sizi ikinci sınıf vatandaş konumuna itiyor.

yani demem o ki evlilik kurumunun varlığı insanları cinsel özgürlükleri ya da hak eşitliği arasında bir seçim yapmaya zorluyor. tam anlamıyla cinsel özgürlük isteyen grupların aslında evlilik kavramını yürülükten kaldırmaya uğraşması gerekli ancak bu kadar eski ve kökleşmiş bir müessesenin de bir anda yok olması kökten bir devrim anlamına geliyor ki bu da çok olası bir durum değil. eşcinsel evliliğini savunmak da bu var olan kurumun oluşturduğu özgürlük problemlerini göz ardı edip sistemin kendi sınırları içinde eşitliği sağlamayı savunmak demek oluyor alsında. ki bence bu eşitliğin sağlanması da evlilik algısının zaman içinde değişen yapısında çok önemli bir adımdır.
macklemore'un klibi ardından insanın eline pankart alıp sokaklarda çığırası geliyor. biz de sizin gibi normaliz kabilinden değil haklarımızı istediğimiz için... *
  • /
  • 3