hatırlayalım: dokuz tonluk havuzu bir musluk dokuz saatte doldurur ise, dokuz musluk aynı havuzu kaç saatte dordurur?
bu soru bir sürü işletmenin verimsiz yönetilmesinin sebebidir. çünkü bir çok iş, adam sayısı artırılarak daha hızlı bitirilemez. bu yüzden çoğu iş için doğru soru şudur: bir kadın dokuz ayda doğum yapıyorsa, dokuz kadın kaç ayda doğum yapar.
bulaşık yıkama dendiğinde insanların akıllarına hemen tabak ve çatal bıçak gelir. halbuki bulaşık, yemek yerken değil yemeği pişirirken ortaya çıkar. hepi topu bir tabak yoğurtlu makarnayı hazırlama sırasında ortaya çıkan bulaşığı listeler isek durum daha iyi anlaşılır:
haşlama için tencere, süzme için süzgeç sarmıksak ezmek için havaneli yoğurt çırpmak için kap yağ eritmek için tava kepçe
aileye deşifre olma ve başarısız bir kıvırma örneği içeren dizi.
spoiler
psikiyatr baba, kurtadam oğlunun günlüğünü ele geçirir. psikiyatr baba: ne zamandan beri? kurtadam oğul: ne ne zamandan beri? psikiyatr baba: ne zamandan beri kurtadam olduğunu düşünüyorsun? kurtadam oğul: gerçekten kurtadam olduğumu düşündüğü mü düşünüyorsunuz? acılı anne: gerçekten düşünüyor musun josh?
içindeki margarin kadar kutuları da meşhurdur. kurabiyeleri kurumadan saklamanın en kestirme yolu vita kutusudur. ayrıca (bkz: vita kutusunda yemek yapmak)
transeksüel kişinin kendisini, eşcinsel ise kişinin seçtiği partneri ifade eder. bir transeksüel eşcinsel de olabilir olmayabilir de. bir eşcinsel transeksüel de olabilir olmayabilir de,
bu soruya maruz kaldığım zaman cd çok pahalı ve ben burslu okuyan bir öğrenci idim. burslu olduğum için koleksiyonumun olmadığını söyledim ve elendim. işin doğrusu şu: soruyu soran şahıs, kendi sınıfından erkekler yerine, ototeybinden bozma müzik şeysinde ferdi tayfur dinleyen varoş delikanlıları ile görüşmek istiyormuş. yani ne yanıt verseydim elenecektim. bir geyin sorduğu soru asla düz bir soru değildir.
bear hides and buffalo aynı zamanda otto the zombie isimli filmin de sountrackin de yer almaktadır. bir yandan hoş bir yandan da insanın içini ürperten bir şarkıdır.
"evlilik hakkı talep etmedikleri müddetçe" cümlesinin neo-muhafazakar lisanda söylenişi. neymiş efendim medeniyetler çatışıyormuş. ne alaka! amerikan muhafazakarlarından ne güzel de inciler öğreniyorlar.
ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı, hayatla ilgili beklentilerini, hayallerini, umutlarını, mutluluklarını, cinsel ve duygusal ihtiyaçlarını saklamak zorunda olan eşcinsellere denir. hayatı kompartmanlara bölmeden yaşayabilmek için, eşcinsellerin açılması gerekir. açılma sancılı geçebilecek bir süreçtir.
buradaki püf nokta, bireyin açılacağı kişileri seçerken gerçekçi olmasıdır. gerçekten ortada sınırlayan bir şart var mıdır yoksa açılmanın getireceği sıkıntılarla yüzleşmeye mi çekiniyorum?
misal üniversitede okuyan bir gencin ailesine açılması her zaman beraberinde arzu edilen özgürlüğü getirmeyebilir. ebeveynler çocuklarına cep harçlığı ile santaj yaparak çocuklarını sınırlama yoluna gidebilirler. bu yüzden açılma işe başlayıncaya kadar ertelenebilir.
ya da askerlik ve öğretmenlik gibi mesleklerde açılmak şu an için imkansız gibidir.
henüz seralar yokken ve kışın kar, köy yollarını kapatıyorken, bunun bir de kurutulmuş patlıcan, kurutulmuş biber ve kavurma et ile güveci yapılırdı. insana, "allahım isterse sağlksız olsun. ben bunu yiyerek ölebilirim" dedirtir.
amerikan romantik komedilerini izleyen eşcinsellerin kafasını karıştıran kavram. hayır evlilik romantik bir kurum değildir, bilakis hukuki ve ekonomik birlikteliktir. peki eşcinsel evlilik neleri getirir neleri getirmez?
1) meşruluk getirmez: bar kadınlarının veya dul kadınların evlenmelerinin önünde hukuki olarak bir engel yoktur. ancak çok yakın bir tarihe kadar dul kadınlara iyi gözle bakılmıyordu. kimse çocuğunun dul bir kadın ile evlenmesini onaylamıyordu. bar kadınları için durum hala mevcudiyetini koruyor. yani evlilik hakkı meşruluğu beraberinde getirmez. bunun için uzun soluklu bir mücadele lazım.
2) sadakat getirmez: bir çok eşcinselin dile getirmese bile içten içe istedikleri şey, heteroseksüellerin üzerindeki toplumsal baskıdır. yani ben birisi ile birlikte olacağım. o kişi beni aldatmayacak. eğer beni aldatırsa, toplum onu cezalandıracak. kendim ceza vermek için naz tuz yaparsam, arkadaşlarım boşa düştü diye sevgilime asılmayacak. bilakis onlar da benimle birlikte sevgilime karşı cephe alacak. öhöm, ham hayal diyip geçiyorum. ihtiyaç duyulan şey evlilik cüzdanı değildir. yeni bir ahlak anlayışıdır.
3) seks makinelerinin sayısını azaltmaz: come on man! dizinin dibinde oturacak adamlar zaten kapıldı. geriye tek geceden fazlasını vaad etmeyen adamlar kaldı. eğer sırtını evlilik cüzdanına dayamayı planlıyorsan, başına gelecek tek şey ayı sözlükte " evlilik vaadi ile gayliğini bozmak" şeklinde başlık açmak olur.
4) koca sahibi yapmaz. adam diyor ki "gizliliğe önem veririm" sen diyorsun ki "düğün dernek yapalım" adam diyor ki "buluştuğum kişi camiadan olmasın" sen diyorsun ki "arkadaşlarımla tanışsın, camia ona sosyal baskı yapsın." aslında adamın derdi ara ara buluşup seks yapmak. ailesinden ve işinden vakit kalırsa eğer birşeyler içmek. bu küçük mutluluğunu/kaçamağını düzenli hale getirmek. bunu sağlamak adına, her hafta yeni birisini bulmak için internette vakit kaybetmemek. kısacası seninle ortak bir hayat üzerine bir şey vaat ettiği yok. vaad edeni arar isen bu kez sen suçlu oluyorsun adın seks makinesine çıkıyor.
5) getirecekleri şunlardır: tatil köyü/spor salonu gibi yerlerin aile indirimlerinden faydalanmak. evli çiftlere verilen ek ödeneklerden faydalanmak. ortak mal mülk edinmek. birbirinin sağlık sigortasından faydalanmak. eşinin hastalanması durumunda iş yerinden izin almak. miras bırakabilmek. eşcinsel evliliği tanıyan bir ülkede iş bulma durumunda, eşine de oturma izni almak. en önemlisi temsiliyet hakkıdır. eşinin adına gelen kredi kartını teslim almaktan başlar, eşine yapılacak hayati bir müdahale sırasında eşinin adına karar verme hakkına kadar gider. eşinin hayatını kaybetmesi durumunda cenazesini almanı sağlar. kısacası evlilik hakkı ihtiyaçtan doğar. pardon sevgiliniz gizliliğe önem veriyordu değil mi? o zaman yukarda sıralananlara zaten ihtiyacınız yok.
şehirler arası otobüste koltuklarına sığmaya çalışan iki chubby görürseniz, bilin ki istanbeara gidiyordur. te allahım! bir de profillerine yazmazlar mı "kendini belli etmeyen" diye.
ister slip giyin ister boxer terledikten sonra pişik kaçınılmazdır. bu yüzden en iyi çözüm kişinin yanında yedek iç çamaşırı taşımasıdır. gün içerisinde terden ıslanan donunuzu değiştirirseniz pişik olmazsınız. pişik olunca da en hızlı iyileştirme yolu, vantilatörün karşısında bacakları açarak taşakkaları serinletmektir. serin havanın etkisi ile kuruyan cilt hemen kendini onarır.
eve atılan erkek eğer kendini gizli ve erkeksi olarak tanımlıyorsa zor olabilecek eylemdir. keza bu arkadaşımız tüm yol boyunca etrafa "bir tanıdık var mı acaba?" diyerek bakar. onun bu tavrı ise daha fazla şüphe uyandırır. halbuki eve efemine bir erkek atarsanız, kırk yıllık kankanızmış ibi davranır. bu ise daha az şüphe çeker. sonuç eğer bir şeyi saklamak istiyorsanız gösterin.
insanların ömürlerinin uzamasına neden olan karar. çıkış kapısını görmek insanın daha dirayetli olmasını sağlar. işler kötü mü gidiyor, olsun siz nasıl olsa intihar edeceksiniz. ancak bir kere intihar etme alternaifini prensipte kabul ettiğinizde, araya sürekli işler girmeye başlar. "şu iş bitsin sonra intihar ederim, bunu da yapayım sonra intihar ederim" şeklini alır hayat. bir de bakarsınız ki 70 yaşınızı devirmişsiniz. ama intihara prensip olarak şiddetle karşı iseniz, ilk depresyonda kendinizi kucağında bulursunuz.
eşcinseller ikiye ayrılırlar: susanlar ve susmayanlar.
mesela çamaşır makinesi taksidi ödersiniz, bu arada bulaşık makinesi almanın hayalini kuruyorsunuzdur. derken iş yerinde çocuklardan biri evlenir. düğün takıları ile evin tüm ihtiyaçları karşılanır. bir de bakarsınız ki arkadaşınız iki yıl içinde altına araba çekmiş ve size soruyor: senin hala araban yok mu? cevabını bilirsiniz de bilmemezliğe gelirsiniz ve susarsınız.
arkadaşlarınız iş yerinde hafta sonu ne yaptıklarını anlatırlar. siz hep topu onbeş dakikalık bir seks seansı için, seçici geylern arasından seçkin bir gey seçeblmek için saatlerinizi internette geçirmişsinizdir. susarsınız.
arkadaşlarınız, ailelerinden, eşlerinden ve eşlerinin ailelerinden bahseder. siz "gizliliğe önem veren" sevgilinizden bahsedemezsiniz. susarsınız. susarsınız da susarsınız.
cinsellik, erkekler ve bardan bahsetmekten sıkıldınız mı? o zaman iş yerindeki arkadaşlarınıza kocanızdan bahsetmenin sırası gelmiş demektir.
eşcinseller ikiye ayrılırlar: susanlar ve susmayanlar.
mesela çamaşır makinesi taksidi ödersiniz, bu arada bulaşık makinesi almanın hayalini kuruyorsunuzdur. derken iş yerinde çocuklardan biri evlenir. düğün takıları ile evin tüm ihtiyaçları karşılanır. bir de bakarsınız ki arkadaşınız iki yıl içinde altına araba çekmiş ve size soruyor: senin hala araban yok mu? cevabını bilirsiniz de bilmemezliğe gelirsiniz ve susarsınız.
arkadaşlarınız iş yerinde hafta sonu ne yaptıklarını anlatırlar. siz hep topu onbeş dakikalık bir seks seansı için, seçici geylern arasından seçkin bir gey seçeblmek için saatlerinizi internette geçirmişsinizdir. susarsınız.
arkadaşlarınız, ailelerinden, eşlerinden ve eşlerinin ailelerinden bahseder. siz "gizliliğe önem veren" sevgilinizden bahsedemezsiniz. susarsınız. susarsınız da susarsınız.
cinsellik, erkekler ve bardan bahsetmekten sıkıldınız mı? o zaman iş yerindeki arkadaşlarınıza kocanızdan bahsetmenin sırası gelmiş demektir.
amerikan romantik komedilerini izleyen eşcinsellerin kafasını karıştıran kavram. hayır evlilik romantik bir kurum değildir, bilakis hukuki ve ekonomik birlikteliktir. peki eşcinsel evlilik neleri getirir neleri getirmez?
1) meşruluk getirmez: bar kadınlarının veya dul kadınların evlenmelerinin önünde hukuki olarak bir engel yoktur. ancak çok yakın bir tarihe kadar dul kadınlara iyi gözle bakılmıyordu. kimse çocuğunun dul bir kadın ile evlenmesini onaylamıyordu. bar kadınları için durum hala mevcudiyetini koruyor. yani evlilik hakkı meşruluğu beraberinde getirmez. bunun için uzun soluklu bir mücadele lazım.
2) sadakat getirmez: bir çok eşcinselin dile getirmese bile içten içe istedikleri şey, heteroseksüellerin üzerindeki toplumsal baskıdır. yani ben birisi ile birlikte olacağım. o kişi beni aldatmayacak. eğer beni aldatırsa, toplum onu cezalandıracak. kendim ceza vermek için naz tuz yaparsam, arkadaşlarım boşa düştü diye sevgilime asılmayacak. bilakis onlar da benimle birlikte sevgilime karşı cephe alacak. öhöm, ham hayal diyip geçiyorum. ihtiyaç duyulan şey evlilik cüzdanı değildir. yeni bir ahlak anlayışıdır.
3) seks makinelerinin sayısını azaltmaz: come on man! dizinin dibinde oturacak adamlar zaten kapıldı. geriye tek geceden fazlasını vaad etmeyen adamlar kaldı. eğer sırtını evlilik cüzdanına dayamayı planlıyorsan, başına gelecek tek şey ayı sözlükte " evlilik vaadi ile gayliğini bozmak" şeklinde başlık açmak olur.
4) koca sahibi yapmaz. adam diyor ki "gizliliğe önem veririm" sen diyorsun ki "düğün dernek yapalım" adam diyor ki "buluştuğum kişi camiadan olmasın" sen diyorsun ki "arkadaşlarımla tanışsın, camia ona sosyal baskı yapsın." aslında adamın derdi ara ara buluşup seks yapmak. ailesinden ve işinden vakit kalırsa eğer birşeyler içmek. bu küçük mutluluğunu/kaçamağını düzenli hale getirmek. bunu sağlamak adına, her hafta yeni birisini bulmak için internette vakit kaybetmemek. kısacası seninle ortak bir hayat üzerine bir şey vaat ettiği yok. vaad edeni arar isen bu kez sen suçlu oluyorsun adın seks makinesine çıkıyor.
5) getirecekleri şunlardır: tatil köyü/spor salonu gibi yerlerin aile indirimlerinden faydalanmak. evli çiftlere verilen ek ödeneklerden faydalanmak. ortak mal mülk edinmek. birbirinin sağlık sigortasından faydalanmak. eşinin hastalanması durumunda iş yerinden izin almak. miras bırakabilmek. eşcinsel evliliği tanıyan bir ülkede iş bulma durumunda, eşine de oturma izni almak. en önemlisi temsiliyet hakkıdır. eşinin adına gelen kredi kartını teslim almaktan başlar, eşine yapılacak hayati bir müdahale sırasında eşinin adına karar verme hakkına kadar gider. eşinin hayatını kaybetmesi durumunda cenazesini almanı sağlar. kısacası evlilik hakkı ihtiyaçtan doğar. pardon sevgiliniz gizliliğe önem veriyordu değil mi? o zaman yukarda sıralananlara zaten ihtiyacınız yok.
heteroseksizmle ilgili yapılan eleştirileri, heteroseksüellere yönelikmiş gibi algılayan kimi eşcinsellerin, heteroseksüel arkadaşlarını korumak için -ki heteroseksüel arkadaşlarının buna hiç ihtiyacı yok- uydurdukları bir kavramdır.
heteroseksizmle ilgili heteroseksüel arasındaki farkı karıştıranlar, yandaki başlıkları dikkatli incelemelidir. cinsiyet rolleri ve romantizmle ilgili başlklar altına yazılanlar gayet heteronormatif olabiliyorken, eşcinsel ilişki ile ilgili başlıklar ise genellikle cinsellikle ilgili oluyor ve olumsuz yorumlar barındırabiliyor.
sözün özü, eşcinsellerin bile eşcinsel ilişkinin tam ve bütün olamayacağına inanmasıdır heteroseksizm. bu yüzden aslında heteroseksizm ile ilgili eleştirilerin muhattabı sadece heteroseksüeller değil ama aynı zamanda eşcinsellerdir.
erkek olmak denilen şeyin bir kurgu olduğu, erkeklik denilen olgunun efsanelerden ibaret olduğu, eşcinsel erkeklerin de bu kurgunun peşinden koştuğu, *, göz önünde bulundurulursa eğer tanışma diyaloğunun içerisinde geçmesine kızmamak gerekir. bu soru geldiği zaman karşınızdaki kişi aslında alevlenmek istiyordur ve onun ihtiyaç duyduğu şey aslında bir efsanedir. o yüzden "benim penisim kısa sana yetmez" gibi saçma yanıt vermeyin. hakarete lüzum yok. gerçekçi davranıp kısa olduğunu belirtseniz bile arkasından ekleyin "fakat kalın".
ancak yine de akılda hep şu ihtimali göz önünde bulundurmak gerekir: belki de garibin canı yanmıştır. bu arkadaşları da şu şekilde sakinleştirmeliyiz: iri yarrak yoktur, beceriksiz aktif vardır.
eve atılan erkek eğer kendini gizli ve erkeksi olarak tanımlıyorsa zor olabilecek eylemdir. keza bu arkadaşımız tüm yol boyunca etrafa "bir tanıdık var mı acaba?" diyerek bakar. onun bu tavrı ise daha fazla şüphe uyandırır. halbuki eve efemine bir erkek atarsanız, kırk yıllık kankanızmış ibi davranır. bu ise daha az şüphe çeker. sonuç eğer bir şeyi saklamak istiyorsanız gösterin.
transeksüel kişinin kendisini, eşcinsel ise kişinin seçtiği partneri ifade eder. bir transeksüel eşcinsel de olabilir olmayabilir de. bir eşcinsel transeksüel de olabilir olmayabilir de,
internette girilen karizmatik entrilerin ardından gerçek ortamda yeterince karizmatik olamayacağını düşünerek çekinme.
ancak böyle bir çekincenin olmaması gerekir. çünkü karizma denilen şeyi hiç kimse; annelerin yaptığı gibi sert şekilde çizemez. ve tereddütü olan arkadaşlar çekinmesinler çünkü bu tür zirvelerin ilkine anneler katılmıyorlar.
alkol yerine pudra benzeri ince bir toz içeren deodorant modeli.
bu deodorantlar sadece koltuk altında değil ama aynı zamnda ayaklarda da başarı ile kullanılabilinir.
banyodan çıktıktan sonra ayaklar iyice kurulanır. ardından da deodorant parmak aralarına sıkılır. böylece ayaklar tüm gün kuru kalır. ayrıca ayakkabılarınızı çıkardığınızda ayaklarınız parfüm kokar.
kirli ayağa sıkmak veya ayakkabının üzerine sıkmak kesinlikle işe yaramaz. ayak parmaklarının arasına, temiz ve kuru iken sıkılacaktır. ucuzdur aynı zamanda her süpermarkette bulunur. eczane eczane özel ayak deodorantı aramanıza gerek kalmaz.
her dinde iki kutup vardır: kuralcılar ve özcüler. ve insanlar bu iki kutup arasında bir yerde yer alırlar.
kuralcılar, kurallara sıkı sıkıya uyulmadığı müddetçe insanın yolunu şaşıracağını savunurlar, özcüler ise kuralın bir müddet sonra özün yerine geçtiğini savunurlar.
boy abdestinde de durum budur. kural, özün yerine geçmiştir. artık insanlar seks yapmadıkça yıkanmıyorlar, yikanamayacaklarsa da seks yapmıyorlar.
çalıştığım iş yerinde, ailesi "kamyonu devirdi" zanneder diye hafta ortasında yıkanmayan çocuklar var. ve bu durum insanların muhafazakarlıkları arttıkça artıyor.
ondan sonra da karşılıklı birbirimize nutuk atıyoruz " temizlik imandan gelir" kusura bakmayın ama öz kaybolunca bu cümle de boş laf haline geliyor.
son söz: internette tanıştığım bir adam duş almadan geliyor ise çok bozuluyorum. bunu çok büyük bir saygısızlık olarak görüyorum.
son söz 2: yahu ihlas millet yıkansın diye elektrikli şofben satmadı mı o kadar?
camadan
