habire seyahat eden zengin gay

daha alt-orta sinif versiyonlari bayi toplantisiyla parise gidebilirken, bu tipler bora bora, bali, cancun, izlanda, peru, okinawa gezmislerdir. ibizadan edindikleri alman arkadaslari da bu gezilerde arada bunlara eslik eder. eat pray love ya da ferrarisini satan bilge favori kitaplaridir. kendileri gibi gezemeyenleri genelde ezerler. yari ingilizce yari turkce abuk bir dil konusurlar.
bana bunun 40"lı yaşların sonunda olan ve artık gezme olayına son verip tamamen türkiye'de yerleşik kalma kararı vermiş bir modeli denk gelmişti. tanıştığımız dönemde istanbula yerleşmek için semt seçmeye çalışıyordu falan. hiçbir yere ait değil gibiydi ve de hiçkimseye. hüzünlü.

o kadar yer gezmiş ki adam, sürekli gittiği yerleri hatırlayıp iç çekmekten kafayı yiyecek gibiydi. o yaşta hipster olma çabaları falan baya bir gözlemlemiştim. ilk görüşmemize de güzel bir şarapla gelmişti. bir şey beğenmiyordu her şeyde kusur arıyordu hatta yemek yiyecektik hiçbir yeri beğenmeyince olm sen benim yarrağmı ye lan demiştim, güldü. hiçbir ortak noktamız olmadığı gibi hayli beyin sikici idi. yani sen en güzel zamanlarını onla bunla geçir sonra posan çıkınca bana gel, yok öyle yağma. şaka bir yana benim kalemim olmayan bir kavim bu. bir de uzun ilişki yaşamış modelleri cidden çok acayip oluyor sürekli şu ülkede sevgilimle şunu yaptım falan filan. çile bitti mi hayır bir de aşk acılarını ve eski sevgililerini dinletme safhası var. ayy yeter sakın gelme uzak dur benden yether. ahaha medeniyet görmemiş kıro adam severim olm valla gelme ^^
sen hergün sabahın köründe kalkıp işe git o kadar insanın kahrını çek en son ne zaman seviştiğni bile unut.sonra karşına biri çıksın işinin gezmek olduğunu sevişmek içinde sınırsız zamanı olduğunu söylesin.zengin insan dedikleri canlı bu olsa gerek.hiç çalışmak zorunda olmadan sınırsız imkan içinde hayatını devam ettirebilen doğuştan şanslı kişilik.