iki hafta önce gittiğim bir doğum günü partisinde bir milyoncuya girip aldığım 118 sayfalık çocuk romanı. 22 yaşındaki arkadaşım öyle sevindi ki kendimi suçlu hissettim keşke "sevdiğini biliyorum kızım" demeseydim de unuttum hediye almayı bir milyoncuya girince... diye sıçıp sıvasaydım. neyse ki sonradan heidi'nin o, annemle oturup ağladığımız çizgi dizisinin, on bölümünü indirip allaya pullaya, bir de bir afiş hazırlayıp tekrar gittim. kendimi de iyi hissettim.
heidi çocukluğumun çizgi dizisidir. yamulmuyorsam
atv'de çıkardı haftasonları. kahvaltı saatinden sonra oynardı. on civarında. annem, ben ve kız kardeşim çaylarımız da ellerimizde izlerdik.
alpler, canlı renkler ve
televizyon. çok eğlenceliydi. ben
sıdıka'yı unuttuğumda heidi'i de unutuvermiştim.
*