malesef kimisi
dost görünümlü kurt oluyor; kimisi uzaklara gidiyor, kimisi de umduğumuz vefayı gösteremiyor. bazende sanki alışverişe çıkıp, yenisini alacakmışçasına dostları kırıp döküyoruz işte. anca kendimizle kalmaktan bunaldığımızda bunlar akla gelir oluyor. ama aslında öyle olmamalıdır. dostluk bu part time olamaz. nasıl oluyor da gitmelerine izin veriyoruz ki? yada gitseler bile nedir görüşmeye engel? gurur mu? yalan mı? aşk mı? mesafe mi? ne olursa olsun dostum deniyorsa bunun sorumluluğunu taşımak gerekiyor. zaman böyledir işte.
aşık veyseli doğrularcasına çalışır. sonrada kendimizi yalnız masamızda bu dizeleri ve onu taçlandıran şarkısını söylerken buluruz. dost dost diye nice nicesine sarıldım. benim sadık yarim
neyse sadık yarime kavuşmadan şerefe dostlar.
*