genelde bir kişiden ayrılırken söylenen "hoş biçimde kal" anlamında iyi dilekte bulunma kelimesidir.
lakin "hoşçakal" zaman içinde bir daha görüşmemek üzere ayrılmak durumlarını çağrıştırır olmuştur.
pek çok şarkıda bu anlamda dile getirilimiş ve bu kavram kelime ile özdeşleşir olmuştur.
inatla hoş biçimde kalmak anlamında kulanmaya devam ettiğim kelimedir.
emre aydın ın güzel yorumladığı şarkılarından biridir.
sen hiç görmedin
su vermeye benzedik plastik çiçeklere
hiç görmedin
sen hiç görmedin
dans ettik durmadan kırık camlar üstünde
sen öyle sana benzeyen her şey gibi
erirken avuçlarımda
ben unutuyorum
hoşçakal
olacaklar sensiz olsun
daha durmam boşluklarında ben unutuyorum
sen hiç görmedin
baştan böyle yazılmış yok kimsesi
kimsenin hiç kimsenin
sen hiç görmedin
sonu baştan yazılmış
bitti bitti bitti
kelimelerim
sen öyle sana benzeyen her şey gibi
erirken avuçlarımda
ben unutuyorum
hoşçakal
olacaklar sensiz olsun
daha durmam boşluklarında ben unutuyorum
evet bir çok şarkıya konu olmuş kelimedir kendileri
sanırım hoşçakal kelimesinin en güzel kullanıldığı şarkılardan bir i cem adrianın parçasıdır
şöyle ki :
bugün damarlarımda kan yerine ayrılık dolaşıyor
bugün ellerime ellerin yerine yalnızlık dokunuyor
ve aşk şimdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbidir
ve aşk şimdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbindedir
bugün parmaklarıma saçların yerine sessizlik dolanıyor
bugün bana kolların yerine yokluğun sarılıyor
ve aşk şimdi çok uzakta uyuyan bir çocuğun kalbidir
ve şimdi bir kalbi bir bedenden ayırıp gitmenin tam
vaktidir
elveda gibi keskin ve son belirten bir tavrı yoktur. sinsidir biraz hoşçakal; gidenden değil kalandan bahseder göründüğü ve sınırları çizmediği ölçüde. hem zaten;
ben gidiyorum şimdi. sen kal ama hoşça kal. unutmadıklarımın şahidi olmak için kal. ben gidiyorum. sokağın köşesine kadar yürüyeceğim. arkamdan baktığını bileceğim. perdenin arkasında ışıklar kapalı arkamdan bakacaksın biliyorum. üzüleceksin. o yüzden hoş kal işte. çünkü ben senin yalnız kalıyor olmana dayanamam. ben gidiyorum şimdi ya. sen üzüleceksin. paramparça olacaksın. senden kalanlar pek bir şey etmeyecek. nefes alamayacaksın ama yaşayacaksın. bu yüzden hoşça kal. ben dönmeyeceğim. sonsuza kadar gidiyor olacağım. köşeyi döneceğim ve gideceğim. sabahları poğaça kokusuna uyandığım fırının önünden döndüğümde yok olacağım. keşke unutsan beni. o zaman mutlu kalırdın. unutamayacaksın ama. o yüzden hoşça kal.
<br>
<br>hoşça kal be adam. çiçekleri sulamayı unutma. eskiyen gazeteleri at evden. başucumuzdaki çekmecede ruhum var benim. pek açma ki uçup gitmesin. sana hediye bıraktım. orda olduğunu bilirsen hoşça kalırsın diye düşündüm. yine seni düşündüm. bir şehrin kıyısında parmaklarımda seninle seni düşündüm ben. unutma adam. bil adam. hatırla adam. hoşça kalacaksın...
gecenin bir yarısı mail adresinize bir mail düşer. gönderen kişi yeni ayrıldığınız ve ayrıldığınızdan beri konuşmadığınız sevgilinizdir. bir youtube linkidir, normal olarak tıklarsınız ve yüklenene kadar başka bir işle meşgul olursunuz, derken şebo başlar okumaya şarkısını. klipsiz sadece resim olan bir videodur ama zaten her sözüyle klip gözünüzde canlanır.
<br>
<br>seni ararken
<br>kendimi kaybetmekten yoruldum
<br>bulduğumu zannettiğimde
<br>kendimden ayrı düştüm
<br>
<br>bu garip bir veda olacak
<br>çünkü aslında hep içimdesin
<br>ne kadar uzağa gitsem de
<br>gittiğim her yerde benimlesin
<br>
<br>söylenecek söz yok
<br>gidiyorum ben...
<br>
<br>der. ve tamamen gitmiştir.
sadece söylenmiş olması değil, bazen söylenmemiş olması bile acıtıyor. ama yinede hoşçakal bazen zor çıkar ağzından, boğazına düğümleniyor kelimeler. sessizliğinle söyleyiveriyorsun "hoşçakal"
çok kullandığım bir veda cümlesidir. genel olarak bünyesinde ortalama üzerinde bir "hüzün" barındırır, tekrar görüşme ihtimalini 50% altında tutan bir hissi vardır.