pisuvardaki siyah killarınızın beyazladığını farkettiğiniz andır. o an hayatınızın en büyük
tra jedisidir artık. olur olmadık zamanlarda
suskunlaşmaya başlarsınız.
çocukluğunuzda henüz minicik bir
yavru bear olduğunuz,
mandalinayesili pantolon giydiğiniz, arkadaşlarınızla
bearabeare sabahlara kadar
pony slaystation oynadığınız , yaşadığınız küçük ve şirin mahallede,
mahallenin bakkalinin kocasinın size elma şekeri verdiği günleri hatırlarsınız.
gençliğinizde
bear sikertir tavırlarla ortalarda bir azgın ve aynı zamanda
naringergedan özgüveniyle
gezdiğiniz,
nickimi sallasam ellisi diyerek kimseyi beğenmediğiniz günleri anımsar,
hey gidi hey bir zamanlar
ciwan gibi delikanlıydım ama şimdi
olmuyorneyapsamolmuyor diyerek iç çekersiniz.
yıllar geçmiş,
1baltayasap olamamışsınızdır. eskiden
ahmetonskinin saçları kadar karizmatik olan saçlar dökülmeye, bir
kelayi olmaya başlamışsınızdır. gençliginizde aslan yürekli
richard gibi dikelen sikiniz, zavallı bir
yorgun pipiye dönüşmüştür. teselliyi salaş meyhanelerde, rakı şişesinin dibinde her gece
sarosbalık olmakta bulursunuz. performansınızdan memnun olmayıp,
aaa niye öyle oldu diye soran ve iktidarsız olduğunuzu
ima eden partnerinize utangaç bir edayla
askolsunbenöylebirinsanmiyim dersiniz.
ve
honeybeenim gençliğim anne şarkısını her duyduğunuzda
keremce duygulara kapılırsınız, gözleriniz dolar. yaşlanmak böyle birşeydir işte.