interrail

gezme ve yeni yerler keşfetme tutkusuna engel olamayan bir yay, traveller, backpacker, voyageur, wanderlust ve bilimum hippielik ve sefilliğe sahip birisi olarak bir çok kez tekrarladığım eylemdir. 'en uzun yolculuklar bile, tek bir adımla başlar' demiş lao tzuve bu söz (bkz: the lion king) e bile replik olmuştur. en önemlisi cidden bu işi yapmaya karar vermek ve asla korkmamaktır. o kadar insan yapıyorsa siz neden yapamayasınız di mi?

şimdi öncelikle interrail denen şey avrupa'dan ibaret değildir. gerçek bir travellerin sınırları olmamalıdır. ancak biz hem maddi açıdan uygun olduğu için hem de yakınlarımızdan başlamak için avrupayı tercih ediyoruz. ayrıca interrail denen olayı yani trenlere atlayıp her yere gitme olayını tüm avrupada geçerli olan bir biletle kolaylaştırmışlardır. birçok aracı şirket olsa da tcdd nin kendi sitesinden ya da haydarpaşa ve sirkeci garlarına pasaportlarınızla gidip gezeceğiniz süreye ve lokasyano uygun interrail biletlerinizi alabilirsiniz. http://www.tcdd.gov.tr/interrail+m102 ha diyelim ki alamadınız biletinizi gittiğiniz herhangi bir yabancı şehirden de alabilirsiniz* ha ben bilet de almam derseniz ulaşım için zilyon tane alternatif de mevcut tabiki******

evet yola cıkacaksınız. 'peki yanımıza ne alıcaz ?' hiçbişey almayacaksın abicim. gidipte 40-50 lt sırt çantaları alırsan fıtık olur dönersin turdan. işin olayı zaten olayların spontane gelişmesinde. emin ol burda zara hm falan diye para döktüğümüz mağazalar orada pazar mali gibi. üstün mü kirlendi alırsın 2-3 euroya tshirt gezersin. ha 'ben beverly hills kızıyım ayakkabı valizim olmadan yola cıkamam.' dersen bilemem ama yanına alacagın ayakkabı kesinlikle çok rahat bir yürüyüş ayakkabısı olmalı. yük ne kadar az ise o kadar özgürsün unutma!

konaklama konusunda evet sokaklarda garlarda sahillerde yattıgın da olacak ama cadır uyku tulumu vs seylerle ugraşmaya gerek yok kanımca. ucuz hostellerde başkalarıyla tuvalet banyo paylaşmayı göze alacaksın. tabiki de herkes kendi bütçesine göre otelde özel odada vs kalabilir ama bu işin ruhuna birazcık aykırı bu sanırsam. ki asıl amaç en düşük bütçeyle gezebilmek. 20 kişilik odaları bile paylaştım ama hayatımdaki en eğlenceli 2 geceyi geçirdim. unutmayın amaç sadece gezmek değil yeni kültürler görmek yeni insanlarla tanışmak ve eğlenmek. hosteller yeni insanlar tanışmak için harika ortamlardır. alternatif olarak **

elbette ki size rota falan söylemeyeceğim. herkes farklı seylerden hoşlanacak herkesin damak tadı farklı olacaktır elbette. kimisi amsterdamda demlenmek isteyecek kimisi floransa da ufuzzi galerisine girmek isteyecektir. ama tek önerim kesinlikle yol arkadaşlarınızı iyi seçmeniz. ki en en uyumlu en yakın arkadaşınıla hatta kardeşinizle falan bile gitseniz mutlaka anlaşmazlığa düştüğünüz noktalar olacaktır. böyle durumlarda birbirinize 2-3 saatlik free vakitler vermeniz ve yalnız takımanız en sağlıklı olanıdır. ve kesinlikle problemlerinizi konuşun içinize atmayın* tek gezmesi de zevkli bir deneyim. tek sıkıntı fotoğraf falan çekilmeyi seven biriyseniz benim gibi o iş biraz sıkıntı. ama fotoğraf çekmeden önce bakın gözünüzle görün beyninize kazıyın ne görüyorsanız.

'dünyamız bütün renkleriyle çok güzel ve daha keşfedecek çok şey var' demişti sevgili (bkz: gülhan şen) o yüzden asla korkmayın yollarda olmayı seven biriyseniz çıkın yola


sevgilerimle
günün birinde kesinlikle yapmak istediğim şey. ama ona vaktim kalmadan önce tüm avrupa'yı iki gün iki gün bitirecekmişim gibi hissediyorum.