keşke büyümesek

keşke büyümesek...
kim bu sözleri sarf etmemiştir ki ?
şartlar, yaşamın ve hayatın zorlukları büyümeyle artmakta, heleki günümüz türkiyesin de.
keşke çocuk kalsak keşke büyümesek.
çetrefilli ilişkiler ... faturalar ... sorumluluklar ... off off keşke çocuk kalsak
yaş ilerledikçe sorumlulukların artması sonrasında çocukluğu özleme durumu. oysaki çocukken de bir an önce büyümek istemişizdir.
ilerleyen çağlarda yarrağa dönüşüp don içine sığmakta güçlük çeken pipilerin haklı serzenişi.
41 yaşında kıçının kılları kadayıf olmaya başlamış bir yetişkin olarak sarfedemeyeceğim sözdür.
yeni dünya düzeni genç nesilden ve çocuklardan çok fazla şey beklemektedir. her nesil bir sonrakine daha da rekabetçi bir ortam, içine edilmiş ve kirletilmiş bir dünya, yozlaşmış ilişkiler yumağı bırakmış ve çocuk ya da genç olmak giderek daha zor hale gelmiştir.

eğitimin kalitesi bilinçli olarak düşürülmüş, marka manyağı, tüketim canavarı, bilgisayar oyunlarıyla kafayı yemiş asosyal bir kuşak yaratılmıştır. ailelerin de çocuklardan beklentisi giderek artmakta, çocuklar daha kreş yıllarından itibaren en iyi olmaya ve arkadaşlarını alt etmeye zorlanmaktadır. ömrünün ilk yirmi beş yılı en iyi okula gitme, en başarılı olma, en iyi işi bulma gibi beklentileri karşılamak için kendini heba etmekle geçer.

oysa orta yaşa yaklaşan bir erkek olarak etrafımdaki insanların benden tek beklentisi artık evlenmemdir ki ben de onlara kendi kararlarını kendisi alan bir yetişkin olarak "bi siktirin gidin" deme özgürlüğümü bol bol kullanmaktayım. çocukken "fen lisesini kazanacaksın, okul birincisi olacaksın, bıy bıy bıy" diye kafanı siken anne babaya böyle de bakalım, noluyo.
keşke hep büyüse,sertleşse ve bir volkan gibi patlasa düşüncesini (bkz: eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek)aklıma getiren başlık.
büyümek sorumlulukları da beraberinde getiriyor. çocukken biraz ders çalış onun dışında kudur kudurabildiğin tadında geçen hayat şaka haline geliyor. okul iyi bir üniversiteye dönüşüveriyor. ergenlik denen korkunç dönem ise cabası bunun. hem malum sınavlara hazırlan hem de sivilcelerle inmeyen sikle uğraş. yorucu tabi. insanın kan akımı mütemadiyen bir yere yönelmişken çalışmak ta zor oluyordu tabi. ya sonra. basit bir harçlıkla idare edilen para durumu, üniversitede geçim derdine dönüveriyor. ya sonra. iş bul, çalış para kazan. ev idare et. olmadı evlen. çile gibi bir hayat. anamın sıcak koynuna koysam kafamı da unutsam. bir o kalır ya..
hiç sıkılmayız nasılsa her sene sistem- müfredat değişiyor..*